Artık Kendimizi Düşünmeliydik / XVI.

7 2 0
                                    

Merhaba herkese, nasılsınız umarım iyisinizdir. Bölümler bu aralar gecikiyor biliyorum, tatile girdik sayılır ve bu daha çok bölüm demek!
Bu bölümde Kürşatın yaşantısından ufak bir yer öğreniyoruz.
Sizleri seviyorum💙 (hayalet okuyucular sizi de :)

Keyifli okumalar dilerim.
Oy ve yorum yapmayı unutmayın!
🍀

Hepimiz yaralar aldık, hepimiz düştük değil mi? Ama hep tekrar kalktık ayağa önemli olanda bu değil miydi? Biliyoruz ki yine düşeceğiz yine yaralar alacağız ama elbet tekrar kalkacağız.
İnsanın bu hayatta her hangi bir amacı varsa o insanı yıkmak o kadar kolay olmaz, ama hiçbir amacı olmayan başı boş dolaşan insanları yıkmak daha kolaydır, çünkü insanın uğuruna savaşacağı her hangi bir şey varsa gözü hiç bir şey görmezdi ve hedefe kitlenirdi. Fakat hiçbir amacı olmayan insanların uğuruna savaşacağı bir şey yoktur evet belki kaybedecek bir şeyleri de yoktur ama onların ardında kalan sadece bir boşluktur.
Hepimize ruhsal olarak dinlenmek iyi gelecekti bu yüzden çadırları sermiştik yolumuz uzun ve zorluydu hayatta kalmak ve buradan en az zararla çıkmak istiyorduk. Buraya sevdiklerimizi kurtarmaya gelmiştik ama şimdi kendimizi kurtarmaya çalışıyorduk bizler insanoğlu böyleydik işte bazen sadece kendi canımızı düşünürdük ya da zorunda kalırdık, bende kardeşimi bulmayı çok istiyordum ama öncelik bizlerdik.
Kürşatın çadırdan çıktığını gördüm etrafa bir göz attı ardından beni görüp yanıma geldi.
"Yüzbaşı sende yorulmadın mı?"
"Hangi yorgunluktan bahsediyorsun ruhsal? fiziksel?"
"Her ikisi de."
"Yoruldum Kürşat, ama buraya yorulacağımı bilerek geldim."
"Bende öyle ama.."
Bir süre sustu karşıya bomboş bakmaya başladı.
"Biliyor musun, ben küçükken kandan korkardım kan tutardı beni bu yüzden dalga geçerlerdi benimle hırslanırdım bende, sırf onlara inat tıp okumak istedim kazandım da bir zaman sonra kan tutmamaya başladı beni alışmıştım çünkü, artık kandan korkmuyorum sanıyordum."
Bana çevirdi yüzünü gözleri dolu doluydu.
"Ama buraya geldiğimde fark ettim ben hala kandan korkan o küçük çocukmuşum!"
Bu cümle yakmıştı canımı bu bir serzeniş bu bir isyandı.
"Buraya da hayatım boyunca her anımda yanımda olan tek insanı kurtarmaya gelmiştim fakat şimdi kendimi kaybettim umutlarımı, hayallerimi, hayatımı kurtarmam lazım!"
Boğazım düğümlendi yüreğime bir acı saplandı.
"Kürşat.. söz veriyorum elimden ne gelirse hatta gerekirse kendi canımı ortaya koyarak kurtaracağım seni, hepinizi."
Sırıttı komik bir şey söylememiştim oysaki.
"Sen bize sağ lazımsın ne o öyle kahraman gibi tavırlar."
O an gülmüştük ama biliyordum içimiz kan ağlıyordu.
"Sence bu savaşı kazanır mıyız?"
"Kazanacağız, kazanmak zorundayız."
Belki de Kazanmayı umduğumuz savaş çoktan bitmiş ve herkes kaybetmişti.

Deniz Kıyısına Vuran Dalga (Düzenlenecektir)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin