18. Bölüm: Hela'nın Öfkesi

112 10 23
                                    

Hela hızla içeriye girdi ve hızını kesmeden tahtında oturan babama doğru ilerlerken elinde yine bir kılıç oluşturdu.

Kılıcı babama doğru uzattı. Babam ise hiçbir şey yokmuş gibi duruyordu.

Odin: Bir sorun mu var Hela?

Ablam dişlerini sıkarak konuştu.

Hela: Sorun sensin!

Babam derin bir nefes alıp verdi.

Odin: Ben senin için her zaman bir sorundum Hela...

Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı.

Odin: Ama tepenin tasını attıran şeyin sadece bu olduğunu sanmıyorum...

Hela kılıcı babama daha çok yaklaştırdı.

Hela: Biliyorsun, bu Necrosword Tacı, Run Büyüsü ile kutsanmış bir silah. Yani sana rahatlıkla hasar verebilir! Tıpkı buz devlerine verdiğin silah gibi!

Duyduğum şeyle kafamı babama çevirdim.

Thor: Bu doğru mu?

Hela bana döndü ve gözlerini kısarak baktı.

Hela: Tatlım, çok safsın...

Babama dönerek konuştu.

Hela: Amacı beni öldürmekti ama Y/N buna izin vermedi ve kurban oldu!

Babama karşı bir sinir hissettim. Ama bunu dışarıya vuramazdım. Sonuçta o God of Gads'dı.

Odin: Hela! Haddini aşıyorsun!

Hela burnundan solumaya başlamıştı.

Hela: Herşeyi yapan sensin ama yine beni suçluyorsun! Bir kere de yaptığı şeyin arkasında dursan n'olur?!

Babam diğer elinde tuttuğu asasıyla Hela'nın kılıcını bir kenara fırlattı.

Odin: Bu kadar yeter! Y/N uyanır uyanmaz gidiyorsun!

Biraz durdu ve yine konuştu. Sesi az öncekine nazaran daha sakindi.

Odin: Tek başına.

Hela imalı imalı babama bakarak birkaç adım geriye doğru attı ve arkasını dönerek merdivenlerden inip kapıya yöneldi.

Büyük kapılar açılıp Hela'nın taht odasından çıkmasıyla babama döndüm.

Thor: Ablamın dedikleri doğru mu?

Babam ifadesizce bana bakıp konuştu.

Odin: Bana mı inanacaksın, ona mı?

Bir şey demedim ve öylece durdum. Bir süre sonra ben de büyük kapılardan dışarıya çıktım.

✴️✴️✴️

Herşey üst üste geldiği için Y/N'nin nasıl olduğunu düşünecek zamanım olmadı.

Taht Odasından çıkar çıkmaz revire gittim, ordaki şifacılardan biri bana ellerinden geleni yapacaklarını ve durumu hakkında bir değişiklik olursa haber vereceklerini söyleyip beni hemen ordan göderdi. Ama ben kapının önünde oturdum.

Bir süre sonra içeriden çığlık sesleri gelince dayanamayıp kendi odama geldi ve oturdum.

Kaç saattir burada oturup neler olacağını düşünüyordum. Y/N, iyileşirse neler olacağını ya da Y/N iyileşmezse neler olacağını...

İkinci ihtimali düşününce bile gözlerimden yaşlar akıyordu.

Kapının çalmasıyla yerimden kalktım ve gözlerimdeki yaşları sildim.

Thor And Sweet DeathOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz