Sarayın girişinde bizi beline kadar sarı ve kahverenginin karışımı saçları olan, gözleri yeşil ile mavi arasında gidip gelen bir kadın karşıladı.
Kadın diğerleri gibi bize irenerek değil de gülümseyerek bakıyordu.
Bu kadın bana tanıdık geliyordu ama kim olduğunu hatırlamıyorum.
Frigga: Ben Frigga. Hela'nın annesiyim.
Y/N: Memnun oldum. Ben de Y/N, Hela'nın üvey kızıyım.
Ben de kadının güzel gülümsemesine karşılık olarak gülümsedim.
Eliyle ileriyi gösterdi.
Frigga: Odanız bu tarafta...
Anneme döndüğümde hiç mutlu görünmüyordu. Başı dik bir şekilde yürüyordu.
Annem ve benim odalarımız yanyanaydı.
Ben kendi odama girdim ve duş aldım.
Üzerime dolaptan bir elbise alıp giydim.
Odadan çıktığımda annemin odasına gittim.
Annem söylenerek bana kapıyı açtı.
Onu görünce çok şaşırdım.
Üzerindeki elbise ona çok yakışmıştı ama onun hiç böyle giyindiğini görmedim.
Hela: N'oldu?
Ben gülümsedim ve ellerinden tuttum.
Y/N: Çok güzel olmuşsun!
Hela: Sen de çok güzel olmuşsun ama ben, hayır. Dolabıma doğru düzgün kıyafet koymamışlar.
Güldüm ve ona sarıldım.
Y/N: Sen her halinle güzelsin...
Güldüğünü hissedebiliyordum.
Ayrıldığımızda annem ellerimi tuttu ve gülümseyerek konuştu.
Hela: Sen bahçeye in ben de birazdan gelirim.
YOU ARE READING
Thor And Sweet Death
RandomSonunu düşünmeden aşık oldular... Ölüm onları ayırır mıydı? Peki ya Ölüm Tanrıçasının kızına âşık olmak onları ayırır mıydı? Bunları hiç bir zaman düşünmediler... Zaman onlar için durmuş, duydukları tek ses birbirleri için atan kalplerinin sesiydi. ...