Bölüm 38

3K 105 66
                                    

Hayatımın dönüm noktasının içten içe hep Oflaz'ın dudaklarını öptüğüm gün olduğunu düşünmüştüm. Çünkü ilk defa o zaman gardımı indirmiştim, ilk defa olamayız dediğim biri için o kadar çaba sarf etmiştim, ilk defa biri için kalbim gerçek manada çarpmıştı.

Şimdi, beni saçma bir sebebe sığdırıp canımın yanmasını göze alarak bir kenara koymuştu. Emanet gibi bile değildim, sahipsizdim. Çünkü benim evim Oflaz'a evet dediğim gün onun kalbi olmuştu. Kalbine sığdığımı düşünürken ben daha hayatına sığamamışım meğer. Ve onun kalbine sığamayan kalbim bu evrende bile sahipsizdi sanki.

Ablamın kıyafetlerini giydiğimi, onların bana büyük geldiğini hatırladım. İşte o günlerde çok mutluydum içine sığdığım bir şeyler vardı ama her seferinde annem kirleteceğimi söyleyip  zorla çıkartırdı üzerimden. Büyüyünce giyersin derdi, büyüyünce o an heyecanlanmama sebep olan kıyafetlerin eskiyeceğini bile bile.

Sığdıklarım, bana büyük gelenlerdi her zaman ve ben büyüdüğümde ilk zamanki ışıltıları olmuyordu.

Ablam doğuştan var olmuştu ben ise var olmaya çalıştım her zaman. Bazen bir kaza olduğumu bile düşündüm. Çocuk neden yapılır? Dedim kendi kendime. Ne için olur? Büyüyünce bize baksın diye mi, şu çocuğun kardeşi olsun diye mi, sadece bebekliğini sevelim diye mi, bir evliliği kurtarmak için mi ya da olması gerektiği gibi bir canlıyı var edip onun her anına tanıklık etmek, kendinden bir parçaya her şeyinle bağlanıp onun arkasında durmak için mi?

Sonuncusunu yapmadıklarını her zaman biliyordum. Okulda bir etkinlik olduğu zaman, proje yaptığım zaman ailem gelmediğinde, karnemi aldıktan sonra benden bir şey olmayacağını söylediklerinde hep biliyordum.

Koşulsuz sevenin aile değil çocuklar olduğunu öğrendiğimde şaşıramamıştım işte bu yüzden. Çünkü ben hep var olmaya çalışmıştım, birileri için var olmaya çalışmıştım. Onlar ise beni bu dünyaya var eden anne ve babamdı. Hep koşmuş ama yetişememiştim. Daha fazlasını yapmak benim için vazgeçilmezdi. Görünmek için çabalamam lazımdı. Ablam öldüğünde biraz rahatladım desem size, beni yargılar mısınız?

Ablamı çok sevdiler, zekiydi, başarılıydı, güzeldi, benden daha güzeldi, babamla arası daha iyiydi. O başarıdan başarıya koşan ana karakterken ben kenarda duran bir duvar figüranı gibiydim.

Nurten'in ve Asım'ın küçük kızı Hazal, Seher'in kardeşi Hazal. Kirazlı çikolatam derdi babam ablama. Şimdi her şey daha net değil mi? Babamın sevdiği kirazlı çikolata olmak istedim ben hep. Elleri ablamın saçlarında gezerken kapının eşiğinden baktım durdum. Annem o anlarda sanki lütfeder gibi ilgilendikçe içimdeki boşluk daha da büyüdü.

Oflaz'a çok çektirdim, kabul. Kimse beni anlamadı bunu da biliyorum. Ama benim doğrularım her zaman bir yere odaklı kalmaktan başka bir şey değildi. Rutin bir hayatım vardı. Otur Hazal, kalk Hazal, maaşın ne zaman yatıyor Hazal, akşama seni görmeye gelecekler Hazal, bak bu çocukla evlen Hazal.

Bir emir, bir cevap, bir lütuf. Bundan ibarettim. Ablam öldüğünde sadece o mutlu aileyi görememekti değişen. Mutlu aile üçüydü. Ablam öldüğünde herkes benim gibi olmuştu, ben hiç değişmemiştim.

Oflaz'a koyduğum mesafe benim değil, hayatımın koyduğu mesafeydi. Ona attığım adımlar sadece bendim, onu öptüğüm anlar bendim, lunaparka gittiğimde bendim, pamuk şeker yediğimizde, silahla atış yaptığımızda bendim. Kuğulu Parkta ellerini tutup evet dediğim gün bendim, onun olduğum gün bendim. Oflaz bendim, o benim ortaya çıkmamı sağlamıştı. Çünkü benim onun kalbi bendim, buna inanmıştım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 26, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

L A Z A L | MOMMY ISSUESWhere stories live. Discover now