"Çok uzak. Ben gelmesem?"

"Olur Felix... Ah, bir gelir misin? Senin renklerle olan analizine ihtiyacım var."

Annesi tablodan uzaklaşmış, Yongbok ayağa kalmış ve resme odaklanmıştı.

"Anne, bence..." (Y/N: sessizleşen teknik bilgiler.)

...

Hyunjin, öğle arasının boş vaktinin verdiği keyifle hesabındaki randevuları ayarlıyordu. Saatleri aklında tutmak için mesajları kontrol ederken içinden derin bir nefes vermişti.

Bu hafta çok randevum var... Güçlendirici almalıyım.

Banktaki duruşunu düzeltmek adına kıpırdarken önüne bir saklama kabı asabi şekilde koyulmuştu. Hyunjin, panikle telefonun ekranını kapayıp kimin yanına geldiğine baktığında Yongbok'tan başkası olmadığı aşikardı.

"Bu ne?"

Yongbok tavırlı bir hamleyle saklama kabını geri almış, yine aynı tavırla kilitli kapağı açmıştı. Hyunjin, anlam veremediği tavırları izliyorken saklama kabı yeniden bacaklarına yerleşmişti.

"Şimdi görüyor musun ne olduğunu?"

Brownieler dilim dilim Hyunjin'e bakıyordu. Hyunjin, yemeye tereddüt ederek bir Yongbok'a, bir de brownielere bakmıştı.

"Bana mı bunlar, neden?"

Yongbok gözlerini devirmişti.

O çocuk getirdiğinde iştahla yemiştin şimdi neden yemiyorsun?

"İçinde zehir yok, yiyebilirsin."

Hyunjin sıkkınlıkla Yongbok'a bakmış ve brownieden bir parça alıp ağzına atmıştı. Aslında... Fena sayılmazdı. Ağzında lokmasını çevirirken yutkunmuş ve gülümsemişti.

"Teşekkürler Yongbok. Çikolatalı kekin çok güzel olmuş."

Çikolatalı kek?

ÇİKOLATALI KEK?

Yongbok kollarını birbirine bağlamıştı ve duydukları karşısında ağzı istemsizce aralanmıştı.

"Ne? Hah... Gurme olmadığın ne kadar belli ne hakla brownieye çikolatalı kek dersin?"

Yongbok'un bu çıkışı Hyunjin'in tırsmasına sebep olmuştu. Daha önce defalarca brownie yemişti ama şimdi ki çikolatalı kekten başka bir şey olamazdı.

"Ama bunlar çikolatalı kek."

Yongbok, Hyunjin'in bacaklarındaki saklama kabını bir hışımla almış ve kendi kucağına çekmişti.

"Tamam, yeme o zaman."

Hyunjin'e sırtını dönmüş, okulun içine gidecekken başını Hyunjin'e çevirmişti.

"Git o çocuğunkinin yaptığını ye. Tat dokularını bozmuşsun."

Hyunjin kimden bahsettiğine adım gibi emindi. Dudaklarını birbirine bastırmış, ayaklandığı gibi Yongbok'un peşinden ilerlemişti. Omuzundan tutup Yongbok'u durdurmayı başardığında karşısına geçmişti. Yongbok'un düşen suratını okumaması imkansızdı.

"Bak... Özür dilerim. Bilmiyordum."

Hyunjin, Yongbok'un bebeği gibi sakladığı saklama kabını kavrayıp kollarının arasından çekmişti.

"Hem... Çok güzel olmuş."

Yongbok bunu duymayı bekliyordu tam olarak. Lakin sinirliliği henüz yüzünden de, içinden de silinmemişti. Saklama kabını Hyunjin'in kollarından almaya çalışmıştı.

No Strings Attached (Hyunlix) ✔️Where stories live. Discover now