16. bölüm

16.7K 830 314
                                    

Keyifli okumalar.

Multimedya: The Weeknd, Star Boy

"Ya bana ne senin eski sevgilinden. Eğer önümden çekilmezsen hiç iyi şeyler olmayacak."

Diyerek yan tarafa bir adım attığımda o da adım atıp yine önüme geçti. "Ne gibi mesela?" Dedi muzip bir tavırla. Kaşlarımı çatıp ona "Sen bekle." Diyerek arkama döndüm ve kalabalık bir arkadaş grubundan bize tip tip bakan kızıl saçlı kıza gelmesi için elimle hareket yaptım. Diğer kimse böyle bakmıyordu yani eski sevgilisi buydu sanırım. Bir dakika, eğer eski sevgilisiyse neden böyle kıskanç bakışlar atıyordu? Şüpheyle Alp'e baktım, kim ayrılmayı istemişti acaba? Sonra bu beni çok fazla ilgilendirmeyen düşünceleri geride bırakıp yanımıza gelen kıza baktım.

Kız benden birkaç santim uzundu ve kızıl saçları dalgalı bir şekilde beline kadar uzanıyordu. Yüzünde pek makyaj belirtisi yoktu. Yani güzel bir kızdı. Alp cidden çok şerefsizdi.
"Hey, merhaba." Dedim normal bir tavırla. Kız sinirli bir tavırla bana cevap vermeden Alp'e döndü. Cevap verseydin iyiydi be.

"Hani benimle birlikte olacak zamanın yoktu Alp? Neden durduk yere beni öylece bıraktın? Hem de sana deli gibi aşıkken. Fakat şu an bakıyorum da yeni bir sevgilin var. Gerçekten çok acımasız ve kimseyi önemsemeyen duygusuz birisin." Dedi öfkeli bir sesle. Ardından bana döndü. "Sen de çok fazla hayallere kapılmasan iyi olur. Bir anda işe yaramazsan seni terk edip umursamazca hayatına devam edebiliyor." Dedikten sonra son kez Alp'e imayla bakıp yanımızdan ayrıldı.

What the fuck yani.

Alp şaşkınlıkla ve sessizlikle giden kıza bakıyordu. Şu an ben de ne yapacağıma karar veremiyordum. İçimde bir yerlerde birçok duygu yaşanıyordu. Hiçbir şey söylemeden gitmenin en iyisi olduğuna karar vererek sessizce yanından ayrıldım. Zaten zil çalmıştı. Herkes çoktan içeri girmeye başlamıştı.

Onu sorguya çekebilirdim ya da hesap sorabilirdim ama bunu yapmam için bir sebebim yoktu. Bunca zamandır aramızda hiçbir şey yok diyerek yaşamımı sürdürürken şu an ona çıkışmak biraz tuhaf olurdu.

Lanet olsun, o kız neyden bahsediyordu?

Ama kızın durup dururken bunları söylemesi de bir garip olurdu doğrusu. Ama Alp'e de yüklenmenin bir anlamı yoktu.
Kız söylediklerinde ciddi olamazdı.
Ama ya ciddiyse?

"Defne, Bekle!" Koridorun ortasındayken onun bağırışını duyduğumda durdum. Boşalmış koridorda sesi yankı yapmıştı ve neyseki hocalar etrafta yoktu. Sınıflara da ses gitmemiştir diye düşünüyorum.

Yavaşça ona doğru döndüm. Alp hızlı adımlarla geldi ve tam önümde durdu. "Ona inanmadın değil mi?" Gözlerimi kaçırmayı kesip gözlerine odaklandım. Kahretsin, gözleri dolmuştu. Ve benden bir cevap bekliyordu. Sesi umutsuzca çıkmıştı.
Dudaklarımı araladım. Bu halini ilk defa gördüğüm için şaşırmıştım. "Alp, ben..." Devam etmeme izin vermeden ellerini saçlarından geçirdi ve konuşmama engel oldu. "Yalan söylemiyor." Ne?

Burnunu çekti. "Onu öylece terk ettiğim doğru ama öylesine terk etmedim." Anlamadığımı belli edercesine ona baktım ve derin bir nefes verdim. "Alp, bana açıklama yapmana gerek yok. Yani sana hesap sormamı falan bekleme. Nedenini sen de biliyorsun." Dediğimde yutkundu. "Biliyorum ama neden gittin o zaman?"

"Zil çaldı." Yalana bak.

Bana inanmadığını belli edercesine baktı. Tam arkama dönüp yürüyecektim ki bileğimden yavaşça tuttu. "Her ne kadar bana hesap falan sormayacağını ya da aramızda henüz bir şey olmadığını bilsem de beni dinle, lütfen." Meraktan kudursam da gitmek istiyordum. Bileğimi yavaşça çekip arkama döndüm ve bir adım attım.

BASKETÇİ | YARI TEXTİNGTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang