"Bunu da iç."

Hyunjin tadını sevmiyordu, boğazı yanıyordu. Farklı renkteki shot bardağına bakmıştı. Pembe renkliydi. Belki boğazının yanması geçerdi. Hyunjin başını sallamış, onu da tek yudumda içmişti. Ağırdı, boğazını daha çok yakmıştı. Herkes coşkuluyla Hyunjin'i desteklerken Hyunjin kendini hafiflemiş hissediyordu. Ortam artık ona sıkıcı gelmiyordu.

Herkes kahkaha atarak sohbet ediyordu. Hyunjin de buna dahildi. Tek kolunun altına Yongbok'u almış, tekine Changbin'i almıştı. Kendisini mutlu ve bir yere ait hissediyordu. Uzun zaman sonra. Minho herkesi susturmuş, Yongbok'a bakmıştı.

"Hey! Yongbok-sshi. Siz ne zamandır sevgilisiniz?"

Masadaki herkes ikiliye bakmıştı. Hyunjin, Yongbok'a; Yongbok ise Hyunjin'e bakmıştı. Minho salağa yatmayı tercih etmişti. Yongbok gürültülü müzikte bağırarak söze girmişti.

"Bir haftadır."

Minho başını sallamıştı.

"Hiç sevgili gibi durmuyorsunuz da."

Yongbok gözlerini iri iri açıp 'amacın ne?' bakışını Minho'ya sunmuştu. Hyunjin, Yongbok ile Changbin'in omuzuna sardığı kollarını çekmiş, susmayı tercih etmişti. Yongbok sözü almıştı.

"Ne yapmamız gerektiğini söyle bize o zaman."

Minho önündeki mısırdan bir tane alıp sinir bozucu şekilde çiğnemeye başladı.

"Dans edin. Pist orada."

Hyunjin bakışlarını aniden Minho'ya çevirmişti.

"Ben dans etmeyi bilmiyorum."

Minho bıkkınca omuzlarını silkmişti. Yongbok hâlâ Minho'nun ne yapmaya çalıştığını anlamadıramıyordu.

"Sen üstte değil misin? Öylece dur. Yongbok dans edebilir."

Bangchan, Hyunjin ve Yongbok'a bakıp sırıtmıştı. Ardından ayaklanıp Hyunjin'in kolunu tutmuştu.

"Evet, hepimiz sapız sizi izleyelim hadi. Gidin."

Yongbok ayağa kalkmış, Hyunjin de ayağa kalkmak zorunda kalmıştı. Bangchan, Hyunjin'i sırtından ittirmişti. İstemsizce önündeki Yongbok'a çarpmış, düşmemesi adına belini sıkıca kavramıştı. Yongbok dengesini kazanabilmişti. Sesini duyabilmesi adına kulağına yaklaşmıştı Hyunjin.

"Özür dilerim. Ne yapacağız şimdi?"

Yongbok partilerin çocuğuydu. Bu sefer kendisini o da çok kasılmış hissediyordu. Hele belinde Hyunjin'in parmaklarını hissederken, daha da garip hissediyordu. Hyunjin'in kulağına yaklaşmak adına kollarını Hyunjin'in omuzuna koyup parmaklarının ucunda yükselmişti.

"Bilmiyorum... Sallanalım en azından?"

Hyunjin başını sallamıştı. Yongbok'la ilk defa bu kadar yakındı. Yüzünü es geçen ışıkları çillerini de parlatıyordu. İstemsizce belindeki parmakları daha çok sıkıyordu. Güzelliği içtiği alkol kadar baş döndürücüydü.

Yongbok ise Hyunjin'in kokusunu çok sevmişti. Bağımlısı olabilirdi hatta. Koca pistte kimse yok gibiydi. İkisi çalan rap müziğe inat romantik bir müzik varmışcasına sallanıyordu.

Hyunjin... O gerçekten yakışıklıydı.

Yongbok belinde hissettiği sıkı parmaklarla kendinden biraz daha geçiyordu. Karşılık olarak Hyunjin'in omuzlarını ufak parmakları ile sıkmıştı.

İkisinin büyülenmiş bakışları, yüzlerinin birbirine yakınlaşmasına, çekilmesine neden oluyordu. Yavaşça kafalarını yana yatırmışlardı.

Hyunjin, Yongbok'un; Yongbok ise Hyunjin'in nefesini dudaklarında hissediyordu. İkisinin de aralanan dudakları birbirine yaslanmayı başarmıştı.

Hyunjin ile Yongbok öpüşüyorlardı.

Yongbok gözlerini kapamış, anın tadına varmak adına ufak bir hamle yapmıştı. Hyunjin'den karşılığı hiç uzun sürmemişti.

Her şey durmuş gibiydi. İkisi de gürültüyü duymuyor, yanlarında çarpışan insanları hissetmiyor, dumanın kokusunu değil birbirinin kokusunu hissediyorlardı.

İkisi de yumuşak dudaklarının, bu kadar kolay esiri olmayı düşünmüyorlardı.

Hyunjin özellikle.

O, platonik sevgilisini öpebilmeyi başarmıştı.

———

Twitter: @/olineugdae.

Helllloooo.

Ay kız öpüştüler sonunda. Oh, çok sevindim adlarını yiyin kuzum birbirinizi.

BİR DE BOL BOL YILDIZLAYIP YORUM BEKLİYORUM!!

Bu hafta içinde yeni bir bölüm daha gelecek millet! Sizi bekletmemeye çalışacağım. Mutlu haftalar. ✨✨

No Strings Attached (Hyunlix) ✔️Where stories live. Discover now