" Daha fazla tatsızlık çıkmadan gidin evimden "

" Ondan uzak durun o daha gençliğinin baharında hayatına bir sürü insan girip çıkacak kızımın 40 yaşında korkak evlenmiş boşanmış onu zamanında bırakan bir kadına takıntılı kalmasını istemiyorum "

" Gidin dedim hâlâ konuşuyorsunuz "

" Umarım kendinizi melisaya yakıştırmıyorsunuzdur gidip aynaya bakın ve kızımdan uzak durun "

" Eğer şuan kalkıp gitmezseniz polis çağıracağım "

" Boşanma davasının hiç bir şeyi etkilemeyeceğinden adınız kadar emin olabilirsiniz. Bu son duruşma olacak artık sizin için değil karşıdaki adamı sizden kurtarmak için daha çok çabalayacağıma emin olabilirsiniz. Davaya bir kaç gün kala avukat değiştirmek gibi saçma sapan bir şey yapmanız sadece sizin zararınıza olur bilginiz olsun. Hadi hoşça kalın." Diyerek kapının önünde duran ayakkabısını giyinip giderken ben de kapıyı kapatmıştım. Gerçekten işte büyük sıçış diye buna denirdi gerçekten mahvolmuştum hem de her anlamda belki de zamanında melisaya yaptığımın karmasını yaşıyorumdur şuan.

Yatak odama geçip boy aynasında üstümü düzeltip saçımı yapmış hafif bir makyaj yapıp okula gitmek için evden çıkmıştım. Arabamın önüne kadar geldiğimde arabayı açıp içine binmiş ve kafamı direksiyona koyup kendime gelmeye çalışmıştım. Hiç bir şey yapmak istemiyordum okula gitmek istemiyordum hatta şuan nefes bile almak istemiyordum. Çantamın içinde duran telefonumu çıkarıp melisaya mesaj atmaya karar verdim bu sefer korkak olmayacaktım ne olursa olsun hislerimin arkasında duracaktım doğru ya da yanlış kimin umrunda.

Telefonu çıkarıp melisaya mesaj yazmaya başladım ama bu düşündüğümden de zor olmuştu defalarca yazıp yazıp silmiş daha sonra bir mesajda karar kılıp atmaya karar vermiş ve atmıştım. Mesajda tam olarak şunlar yazıyordu

" Melisa sabah söylediğim yalanı böyle öğrenmene sebep olduğum için özür dilerim. İzin verirsen eğer sana her şeyi detaylı bir şekilde anlatmak isterim. İstersen bu akşam okuldan çıktıktan sonra seni evinin önünden almaya geleyim ve bir yere oturup her şeyi konuşalım ne dersin ? Bu sefer gitmek istemiyorum kaçmama izin verme " yazmıştım.

Telefonu yanıma bırakıp okula doğru sürmeye başlamıştım. Yaklaşık yirmi dakik süren yolculuğun ardından arabayı park edip arabadan inmiş bahçeden giderken çocuklara selam verip odama girmiştim. Koltuğa oturur oturmaz elime telefonu alıp melisadan mesaj gelmiş mi diye kontrol etmiştim ama maalesef gelen giden hiç bir mesaj yoktu. Sanırım buraya kadardı yine aşkımız başlamadan bitmişti ve yine benim yüzümdendi.
.
.
.

Melisa'nın ağzından ~

Kızlarla otururken telefonuma gelen bildirim sesini duymuş telefonumu elime almış ve gelen mesajın kimden olduğuna bakmıştım. Mesaj deryadandı. Bu beni çok şaşırtmıştı ve sanırım şaşkınlığımı dışarıya yansıtmıştım ki kızlar da meraklı bir şekilde mesajın kimden geldiğini sormuştu.

" Kimden geldi mesaj noldu " diye soran ilayda olmuştu ezgi ise onu kafasıyla onaylayıp bana bakmaya devam etmişti ben de şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra konuşmaya başlamıştım.

" Deryadan " dediğimde ikisi birden aynı anda şaşırmıştı. Şaşkınlıktan kurtulup konuşmaya başlayan ilk kişi ezgi olmuştu

" Bizim korkak müdüre cesaret gelmiş demek ki ee ne diyor mesajda oku bakalım " dediğinde elimde tutuğum telefonda gelen mesaja girip mesajı okumaya başlamıştım.

" Melisa sabah söylediğim yalanı böyle öğrenmene sebep olduğum için özür dilerim. İzin verirsen eğer sana her şeyi detaylı bir şekilde anlatmak isterim. İstersen bu akşam okuldan çıktıktan sonra seni evinin önünden almaya geleyim ve bir yere oturup her şeyi konuşalım ne dersin ? Bu sefer gitmek istemiyorum, kaçmama izin verme " yazıyordu. Ne tepki vereceğimi şaşırmıştım.

" Gerçekten cesaret gelmiş ya da yüzsüzleşmiş kadın karar veremedim "

" Ezgiye katılıyorum bugün olanlardan sonra nasıl utanmadan mesaj atmış şaşırdım doğrusu " diyen ilayda olmuştu.

" Sen bana katılıyor musun haa " diyip öpmek için ilaydaya yaklaşmıştı ama ilayda ezgiden kendini kurtarıp yanıma oturmuş ve

" Bizim ne düşündüğümüz değil senin ne düşündüğün önemli sen ne düşünüyorsun peki bu konuda melisa " demişti. Ben de ne düşündüğümü bilmiyorum ama onunla ne olursa olsun konuşmak istiyordum.

" Bilmiyorum " dediğimde ezgi araya girip

" Bilmeyecek bir şey yok reddet onun gibi yalancı biri konuşmayı hak etmiyor "
Dediğinde ilayda onun konuşmasının hemen ardından konuşmaya başlamıştı

" Sen ona bakma aşkım eğer gerçekten konuşmak istiyorsan konuş sonradan keşke konuşsaydım diye pişmanlık duyacaksan hiç düşünme hemen kabul
et hatta " dediğinde ona hak vermiştim. Konuşmak istiyordum eğer konuşmasam sonradan konuşmadığım için pişman olur acaba ne diyecekti diye kendi kendimi yerdim.

" Haklısın ben de konuşmak istiyorum "

" Siz cidden kafayı yemişsiniz " diyen ezgi olmuştu. Elime telefonu alıp mesaj atmaya karar vermiştim.

" Tamam kabul ediyorum akşam saat sekizde gel " diye mesaj attıktan sonra telefonu köşeye atmam ve telefona bildirim gelmesi bir olmuştu. Pusu da mı bekliyordu bu kadın diye düşünürken gelen mesajı sesli bir şekilde okumaya başlamıştım.

" Beni ne kadar mutlu ettiğini sana anlatamam teşekkür ederim saat tam sekizde kapınızın önünde olacağım iyi günler " diye yazmıştı. Gelen mesaja cevap vermeyecektim. Telefonu kapatıp köşeye bırakmıştım. İlayda ve ezgiye dönüp

" Sanırım akşam için hazırlanmam
gerek "

" O kadın için çokta süslenme " diyen ezgi olmuştu.

" Tamam güzelim süslenmem " diyip yanağını sıkmıştım ilayda ise bizim bu halimize gülmüştü. Ne olursa olsun verdiğim kararda pişman değildim ne diyeceğini merak ediyordum hem de çok...

İMKANSIZIM | gxgWhere stories live. Discover now