13; kaçamadım külleri hala sıcak

595 50 13
                                    

kizlar edebiyat fakültesinde okuyorum ve ülkücülerle yaşadığım olayları keşke size anlatabilsem aşırı komik şeyler oldu (üniversite reisi ile kavga ettim amkk)

___

bu aşk mı bilmiyorum ama 70'lerde sen aşırı sağcı muhafazakar olsan ve ben de solcu komünist olsaydım bir sokakta denk düştüğümüzde, sana bıçak çekmezdim.


rahatsızca kıpırdanmaya engel olamıyordu eser. daha bir hafta önce Taylan abisini ölesiye dövmüştü ve şimdi karşısında oturuyordu. barış, ekin ve özgür de buradaydı ama gözleri onlara hiç değmiyor, sadece hedeflenmiş şekilde sarışın çocuğa bakıyordu. "abimi neden dövdün?"

"aramızda bir meseleydi, seni alakadar etmez."

taylan sigarasını içerken gözaltı torbalarıyla bürünmüş yüzünü diğerine çevirdi. gözlerinde bir soru daha istemediğine dair ışıltılar kol geziyordu.

"ne demek beni alakadar etmez lan? abimi bilmesem boş vereceğim. tuğrul seni orada istese haşat ederdi. ne demeye hiç dokunmadi sana?" öfkeyle ayağa fırladı diğeri. bir yanda ülküsü ve davasını paylaştığı adamdı, öteki yanda abisi vardı. ortada birbirlerine kin güttükleri davadan daha başka bir şey olmalıydı. yoksa tuğrul oradan taylan'ı ölü çıkarmasını bilirdi.

barış ilk defa sert çıkışlar sergileyerek eser'i tuttu ve biraz iterek kalktığı yere oturmasını sağladı. şu an onlar için konu farklıydı. şahıslar ve şahsi meseleleri tartışacak, olayları büyütecek konuşmalardan kaçınmak onun en iyisiydi. "sikerim sizin şahsi menfaatlerinizi. anlıyor musunuz? ulan biz burada hak diyoruz özgürlük, adalet diyoruz. hayırdır ya? iyice koptunuz meseleden. bu ofisin dışında siktirin gidin ne konuşuyorsanız konuşun-"

"barış, sakin ol."

ekin rahatlatıcı bakışlarını ayaktaki kıvırcık oğlana doğrultmuştu ama o görmezden gelmeyi doğru buldu. "ne sakin ol ekin? ulan arkadaşımızı öldürdüler arkadaşımızı!"

"onların yaptığı kanıtlanmadı. biz sadece tahmin ediyoruz."

"Türkiye'nin en büyük üniversitesinin devrimci gençlik başkanı ölüyor, hemde pencereden düşerek! düştüğü odada iki bıyıklı da var! ulan kim inanır bunun intihar
olduğuna?''

"biliyoruz, bilmiyor muyuz sanki, barış? ama üstünü örtüyorlar işte." özgür diğerinin önüne geçmek için birkaç adımda odayı arşınladı. "medyaya duyurmalıyız. hemde sadece biz değil, tüm örgüt böyle düşünüyor. organize olmayı en iyi biz biliyoruz. sokağa çıkacağız ve bildiğimiz şeyi yapacağız."

"ve eser," dedi konuşmasını ortadan bölüp başka bir konuya atlayarak. "sen katılmak zorunda değilsin. biliyorsun, kimseye ısrar yok."

"ne sanıyorsunuz lan siz beni? dışladınız, farkında mısınız?" özgür'ü sertçe itti. dertlerini kenara bırakıp birbirleri ile kavgaya tutuşmuşlardı şimdi. "ne ile itham ediyorsun sen beni? hain miyim?"

"lan ne haini amına koyayım? o ülkücülerin arasına korkmadan giriyorsun. senin eyleme katıldığını görürlerse sana ne yaparlar biliyor musun, gerizekalı?''

" korkum yok benim. ulan yoldaşım öldürüldü, beni de öldürürler en fazla."

"ağzından yel alsın."

ofisin kapısında dikilen bol pantolonlu kız, sesiyle beraber diğerlerinin kendisine dönmesini sağladı. siyah saçları omzuna uzanıyordu ve kara gözleri ben buradayım diye bağırıyordu adeta. elif. onların arasındaki tek kızdı. mahallenin küçük solcusuydu. babasının fikirlerine karşı gelen biri de oydu. "hoş geldin.''

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 06, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ülkü ocağı (bxb)Where stories live. Discover now