dövme öpücüğü

Beginne am Anfang
                                    

Arkasından yaklaşıp soğuk ellerimi beline sardığımda bir an irkilmiş ama ardından hızlıca toparlamış ve tavadaki şeyi çevirmeye devam etmişti.

Çenemi omzuna bastırıp öylece durdum bir süre. Ânın tadını çıkardım. Başımı hafifçe eğip dudaklarımı boynuna bastırdığım sırada ıslak saçlarım yüzünden huylanmış olacak ki refleks olarak hafifçe çekilmişti. Ardından da artık hazır olan yemeğin altını kapattıktan sonra kollarımın arasından çıkmadan arkasını dönmüş ve ellerini belime yerleştirmişti. Bir süre hiçbir şey demeden öylece birbirimize baktık. Çok geçmeden Taehyung dudaklarıma hızlı bir öpücük verip çekildiğinde gözümü kapatırken gülümsemiştim. Bu ânı durdurmak istiyordum. Sonsuza kadar şu 3 dakikanın içinde yaşayabilirdim.

Konuşmadan bu sefer her zamanki yeri, sol omzunun köşesini öpmek için eğilmiştim ama gördüğüm şey duraksamama sebep oldu.

Her zaman öptüğüm yerde, özensizce çizilmiş çok küçük bir yıldız dövmesi vardı Taehyung'un. Tam sol omzunun en köşesinde.

Bunu nasıl yeni fark ettiğimi cidden bilmiyordum ama ne dün gece o kafayla ne de bu sabah uyku sersemliğiyle fark etmeyişime çok da şaşırmamak gerekirdi.

"Bunu ne zaman yaptırdın?" Üstünden uzun zaman geçmediği görünüşünden belliydi. Belindeki ellerimden birini çekip parmağımı dövmenin üstünde gezdirdim. Gerçekten çok küçük ama çok güzel bir dövmeydi.

"Oldu biraz." Bir an için başını baktığım yere eğip geri kaldırdı.

"Ne kadar mesela?" Sırıtıp tekrar gözlerimizi birleştirirken konuştum. Parmağım hâlâ aynı yerde dolaşıyordu.

"2-3 hafta falan." Kıyafetlerinin üstünden omzunu her öptüğümde aslında bu yıldızı öpmüştüm yani. Ya da ben öptükten sonra yaptırmıştı, bilmiyordum tam.

"Bir anlamı var mı?"

"Çok anlamı var."

"Hm," dedim ve yavaşça eğilip dövmenin üstünü öptükten sonra devam ettim. "dinlemeyi çok isterim." Başımı olduğu yerde biraz çevirip dudaklarımı boynundaki izlere bastırdım. Onun elleri de bu sırada bulunduğu yeri, yani belimi okşuyordu.

"Şimdi değil, sonra."

"Söz mü?" Hâlâ boynunda durduğum için sesim boğuk çıkmıştı.

"Söz." Başını hafifçe aşağı yukarı salladı.

Son bir öpücük bırakıp kollarımı belinden çekip ayrıldım ve tavada hazırladığı şeyleri koymak için tabak çıkardım. O da çıkardığım tabaklara servisleri koymuş, ardından da tabakları masaya bırakmıştı. Karşılıklı oturup bizi rahatsız eden kedi eşliğinde yaptığımız kahvaltının ardından Taehyung hazırlanmaya başlamıştı.

Ne kadar gitmemesi için ısrar etsem de günlerdir uzun bir duş alamadığını ve almazsa rahat hissedemeyeceğini, Incheon'dan getirdiği kıyafetlerini yıkaması ve temiz kıyafetler giymesi gerektiğini söylemişti. Burda duş alıp benim kıyafetlerimden giyebilceğini anlatırken mızmız bir şekilde ona arkasından sarılıp hareket etmesini zorlaştırıyordum, o da beline sımsıkı sardığım ellerimin üstüne tek elini koyarken hâlâ dün gece etrafa attığı kıyafetlerini alıp giyinmek için yatak odasına doğru yürüyordu. Saçma bir durumda olduğumuz için yalpalayarak yürüyorduk ve bu ikimizin de gülmesine sebep olmuştu. Dudaklarımı ensesine bastırırken küçük öpücükler bıraka bıraka boynuna kadar ilerlemiştim. Fakat ikna olduğu söylenemezdi, "Jungkook çamaşırım yok burda bebeğim." diye geçerli bir sebep sunduğunda şımarıklığı bırakmak zorunda kalmıştım.

Kirli kıyafetlerini çantasına tıkıp unuttuğu kitabını da aldıktan sonra evden çıkıp kapının önünde uzun converselerini bağlamaya başlamıştı. Ben de kapının yanında bekliyordum.

cardigan, tkWo Geschichten leben. Entdecke jetzt