final.

2.3K 297 257
                                    

en uzun bölümümü yazdım, bu yüzden bu bölüm de en çok oy ve yorum alan bölüm olsun istiyorum. size güveniyorum.

Kötülük telkin eden bir insana şeytan dendiği gibi, kıskançlık, öfke gibi kötü duygulara da şeytan denilmiştir. Şeytan şehvetten ibarettir. Ebû Ubeyde'nin dediğine göre Araplar kızgınlığı, öfkeyi şeytan olarak isimlendirirlerdi.

"Geliyorlar efendim." Şeytanlardan biri arkasında duran Hades'e doğru konuşmuş, cevaplamasını beklemişti. "Kalenin içini bilen biziz, savaşı kazanacağımız belli." Dediğinde asker önünde eğilmiş, geriye adımlamıştı. Kalenin en gerisinde duruyorlardı, fakat giriş kapısını çok net görebiliyorlardı. Arada belki de 2 kilometre fark vardı ve melekler buraya gelene kadar Hades, Mastema ile birlikte kaçabilirdi. Tabii işler yolunda gitmezse.

Hades soğukkanlı bir şekilde birbirlerini katleden orduyu izliyor, sırıtıyordu. Bu sırada arkasında adımlayan Mastema'ya dönmüş, mırıldanmıştı. "Eğer kazanmaya yaklaşırlarsa buradan direkt gideceğiz, bize ulaşamadıkları sürece boş." Mastema ise ellerini yavaşça korkuluklara uzatmış, sırıtarak orduları süzmüştü. "Jeongguk ellerinde değil, Taehyung ortalıkta gözükmüyor.. Kaybedeceklerini bile bile şansını deniyor aptallar."

İki şeytan da sırıtarak oldukları yerde durmaya devam etmişler, olacakları izlemeye koyulmuşlardı. Onlara göre savaşı çoktan kazanmışlardı. Asker bakımından fazlalardı, kalenin içini onlar biliyordu ve güç ellerindeydi. "Evet.." Demişti Hades gözünü onları korumak için görevlendirdiği askerlere dikerken. "Kazanacağız."

×××

"SALDIRIN!"

Meleğin emriyle ilk grup hızla kalenin kapılarını kırmaya başlamış, bazıları duvarlara tırmanmaya çalışmıştı. Ancak kalenin yukarısındaki şeytan askerler, aniden kızgın yağlarla kaplı tenekeleri duvara çıkmaya çalışan meleklere dökmüş hepsini engellemişti. Hatta yerdeki askerler bile zarar görmüştü.

Yine de bu onları durdurmaya yetmemiş, sonunda kırılan ana kapıyla tüm melekler dış kalenin bahçesine girmişlerdi. Hades ve Mastema iç kalede onları izliyordu. Jimin ise bundan tamamen habersiz bir şekilde ikisinin de ordunun içinde olduğunu düşünüyordu.

Ordular birbirlerini öldürürken Jimin arkadan bağırmış, kılıcı ile kaleyi göstermişti. "İkinci grup, saldır!" İkinci grupta emirle birlikte dış kaleye giriş yapmış, saldırmaya başlamıştı.

"Efendim, sayıca üstünler. Nasıl olduysa birkaç gün içinde sayıları dört katına çıkmış." Komutan Jimin'e doğru dönüp konuştuğunda melek derin bir nefes vermiş, başını sallamıştı. "Köyde yaşayan masum insanların zihinleriyle oynamış olmalı, yapacak bir şeyimiz yok. Onları da öldürmek zorundayız."

"Mastema ölürse, tüm o insanlar kendilerine gelecek ve savaş alanından kaçacak. Çünkü artık Mastema zihinlerini kontrol edemiyor olacak." Jimin duyduğu tanıdık ses ile hızla arkasına bakmış, onlara doğru yaklaşan Taehyung'u gördüğünde istemsizce kocaman gülümsemişti. "Geleceğini biliyordum."

"Jeongguk gelmemi istedi, hayal miydi bilmiyorum ama rüyamda benimle iletişim kurdu. Bana güveniyor." Melez soğuk ifadesi ile birbirini katleden orduları izlemiş, derin bir nefes vermişti. "Kalenin arkasından dolaşmamız gerekiyor, Mastema ve Hades orada." Dediğinde, Jimin başını iki yana sallamıştı. "Planı bozmamalıyız, ayrıca neden orada dursunlar? Jeongguk'un bedeninin hassas noktamız olduğunu biliyorlar, bunu kullanmak için karşımıza çıkmazlar mı? Sonuçta onu öldüremeyeceğiz."

"Mastema içimizden birinin onu öldürecek kadar soğukkanlı olduğunu anlamış olmalı." Melez dik bakışlarını orduda tutmaya devam ederken, melek kaşlarını kaldırmış istemsizce yutkunmuştu. "O da ne demek oluyor?"

mastema - taekook. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin