Dokundun Mu Ona ?

Start from the beginning
                                    

Yüzüne bakmaya bile layık görmemişlerdi ki zaten. Ne dokunması ne laf söylemesi,bakmaya bile değer değildi. Odasından aceleyle eşyalarını topladığında arabada onu bekleyen Tayfun ve sevgilisine bile utançla bakıyordu Uygar. Tayfun ısrarla bu gece onda kalmasının sağlıklı bir fikir olduğunu savunmuştu fakat Uygar inatla Kutay'a gitmek istemişti. Zaten Kutay onu binlerce kez aramasına rağmen dönüş bile yapamamıştı ağlamaktan,utancından. Bunların üzerine bir de Tayfun'un evinde kalırsa Kutay taş üstünde taş bırakmayacak kadar şiddetli bir biçimde ilişkilerini sona erdirebilirdi.Kutay hala geçmişteki "hoşlantı" mevzusuna derin bir takıntı besliyordu. Tayfun ile ölümüne düşman olması bir yana, kendisi Tayfun'un belirsizliği yüzünden kendini Uygar'ın hayatında bulduğu için her zaman güvensiz hissediyordu.

Uygar onun hayatını iyi etmeye çalışıp daha beter edecekti.

Kendi ailesi eşcinsel olduğunu bu kadar çirkin bir görüntüyle öğrenmişti. Yok sayarak yok etmişlerdi onu. Fakat Kutay'ın babası iri bir oğlan olmasına rağmen  onun geceleri kabuslarını tetiklemeye devam eden bir figürdü. Öğrendiği anda Kutay'ın hayatını bitirebilirdi.

Dahası oğlanı kendi evinde bile istemiyor,görmeye tahammül edemiyordu. Uygar onun evine kalmaya gittiği an kendisi yüzünden Kutay'ın hayatını daha da çekilmez hale getirmekten korkuyordu.

Kutay'ın evinde Kaan'ı görmek son düşüncesiydi.

Bu kabusların en azılısında dahi tanık olamayacağı kadar korkunç bir haldi. Bu Uygar'ın en karanlık kabusundan bile daha fenasıydı. Öyle ki tüm özel görüntülerinin anne ve babasının gözlerine değmiş olmasından daha çok acıtan bir şey varsa uğruna savaştığı bu aşkın ızdırap gecesinde Kutay'ın yanında Kaan'ı bulmaktı.

Aştıklarını sanıyordu. Kutay'ın içibi biliyordu Uygar. Kendisine güvendiğini de biliyordu Kaan'ı sadece korunmaya muhtaç zavallı bir çocuk olarak gördüğünü de biliyordu. Uygar defalarca kez Kaan ile beyaz bayrak çekmişti. Sevgilisinden uzak durması gerektiğini defalarca kez beynine işlemişti.

Zaten oğlanın bir sevgilisi olduğunu duymasıyla birlikte iyiden iyiye beyaz bayrağı göğe çekmişti üstelik.Kandırılmış ve aptal yerine konmuş hissediyordu. Aynı gün hem "aldatan" olmuştu hem de "aldatılan." Hem ailesinden olmuştu  hem de ailesi bildiğinden.

"Dokundun mu ona?"dedi Uygar sessizce.

Kutay başını öne eğdi. Canı öyle yanıyordu ki Uygar tüm bunlara rağmen onu tutmak,sarılmak istemesinden nefret ediyordu. Dağ gibi bir adamdı belki fakat yerle yeksan halde başı yere eğikti şimdi Kutay'ın. Develer diyarında bir cüce misali küçülüp yok oluyordu Uygar'ın dizinin dibinde. Pişmanlıkla solan gözleri,bastırmaya çalıştığı hıçkırıkları.

"Sikeyim seni."dedi Uygar hıçkırarak. "Dokundun mu ona?"

Kutay kuruyan boğazı düğümlenirken yutkundu usulca.

"Dokunmadım de."diye haykırdı Uygar hırsla. "Dokunmadım ona de. Elimi sürmedim desene."

Kutay sessizce dişlerini sıkarken Uygar ciğerden gelen bir iniltiyle kendi avucunu çizdi tırnaklarıyla. Teninde tırnak izleri bütünleşirken oğlan dayanamayıp kendi saçlarını avuçlamıştı. Beyni patlıyormuş gibi hissediyordu. Ağrı ve acıyla yok olduğunu hissederken son nefesiyle haykırdı.

"Dokunmadım desene Kutay. Dokunmadım ona elimi sürmedim de. Kendimi onunla avutmadım de." Uygar'ın sesi bir gece vaktinde silinen  gölge gibi kayboluyordu. Güneş gidiyordu,ışık yoktu. Bu artık ışığın olmadığı noktaydı. Çatallanan ve kaybolan sesiyle inliyordu oğlan acıyla.

"Dokunsan da dokunmadım de Kutay. Dokunmuş olsan da dokunmadım de."diye hıçkırdı. Uygar ,Kutay'ın yakalarından tutup duvara ittirirken bir yumruk savuruyordu.

"Dokunmadım de o zaman. Dokunmadım de. Dokunduysan da öyle de. Yalan söyle,inandır beni. Kandır beni."diye gürledi Uygar acıyla. "Olmadı bir şey de. Sabah koynumda uyanmadı ,bunu de."

Kutay pişmanlıkla "Ceylanım."dedi fakat bakamadı ceylan gözlere. O sadece Uygar'ın ayak dibindeki bir çöpten öte hissedemeyen biriydi o an.

"Hatırlamıyorsun...yatıp yatmadığınızı bile hatırlamıyorsun."diye fısıldadı Uygar acıyla.

"Allah belamı versin,yemin ederim ki senden başka kimseye kalbimde..."

"Hatırlamıyorsun Kutay çünkü...."diye inledi Uygar hıçkırarak. "Yine bir şeyler kullandın,yine bok gibi içtin. Yaptığını,yapmadığını bilmiyorsun çünkü kafan yerinde bile değildi. Söz vermiştin. Kullanmayacaktın."

"Uygar,ceylanım..."

"Sakın."diye yanıtladı Uygar acıyla. "Peşimden gelmeye layık olduğunu düşünme."


Son PerdeWhere stories live. Discover now