Ezberbozan

4.4K 337 126
                                    

----Vote ve Yorum Bırakmayı Unutmayın---

Kavuşmak yüzdesi düşük varsayım


Evet hep var olasılık nedir sanki kar payım


Anlamam küsürattan, düşelim mi bunu da aşktan


Bak yine şaşırdım düz hesap yapalım


Eldeki mühimmatla sağ çıkılır mı bu iç savaştan


Bak yine yenildik teslim olalım


Sen hep tedbirler aldın ben gözü karaydım


Sen kadere razı dünden ben ezber bozandım


Çok geç olmakla birlikte sevdiğime pişmanım


Sen boyun eğdiğinle kal ben isyandayım


------

Kutay duştaki oğlanın gamzeli belinden sıkıca tutarken Uygar yüzünü ekşitip zar zor tutundu Kutay'ın beline.

Dün gece yedi defa birbirlerinin adını çığıran onlar değilmiş gibi iç çamaşırlarıyla yıkanmaları nasıl bir ironiydi bilinmez. Lakin Kutay sızım sızım sızlayan bacakları ve kasıklarıyla acı içinde kıvranırken oğlanın halini düşünemiyordu. Düşmemesi için ayakta duramayan oğlanın yıkanmasına yardım ederken havluyu uzatıp omzuna sardı.

Uygar yavaşça klozete tutunurken Kutay aceleyle saçındaki köpüğü temizleyip yanındaki havluya uzandı. Yürüyemiyordu oğlan. Kutay hafif aksıyordu ama Uygar ayakta bile duramayacak kadar bitik haldeydi. Üstelik oturmaksa bir hayal olmuştu.

Kutay acele adımlarla birlikte oğlanın koluna girip yürütürken poposunun acımaması için yatağa uzandırmadan önce kalçalarının altına yastık sıkıştırdı aceleyle. "İyi misin ?"dedi lacivertleri telaşla bakınırken.

"İyiyim."dedi Uygar dalgınca dudaklarını birbirine bastırıp kendini sıkıca havluya sararken.

"Bekle.."diye mırıldandı Kutay beline havluyu dolayıp telefonu cevaplarken.

Uygar istemsizce telefonun ucundaki isme bakmaya çabalasa da Kutay çoktan telefonu kulağına yaslamış kapıya adımlamaktaydı. Uygar yumruklarını sıkıp aklında bin bir tane soru işaretiyle birlikte boş duvarlara bakınmaktaydı.

İki düşmandan fazlası olmayacaklardı madem..

Kutay neden ilgileniyordu ki?

Berbat haldeydi,belki  o yüzden ilgiliydi.

Bir gecede aşık olacak hali yoktu.

Sanırım o gerizekalılık yalnızca Uygar'a has bir durumdu. 

Şıpsevdi falan da değildi oysa. Ama Kutay'ın çözemediği bir gizemi vardı ve lacivertlerin puslu kayıp bakışlarında kaybolduğunda aklına doluyordu. Tayfun'u bir lacivert silmiş olabilir miydi ? Bu derin sızısı bir lacivertle geçebilecek kadar cılız mıydı ? Ya da Uygar mı çok büyütmüştü sahip olduğu duyguları.

Yoksa Kutay'a daha fazlasını mı hissediyordu!

Cevap bulamıyordu. Rüzgarda savrulan bir poşet gibi hissediyordu ve duyguları en az lapa bir bulamaç kadar "berrak" idi. Uygar kendine zaman vermesi gerektiğini biliyordu ama zaman vermek istemiyordu.

Son PerdeWhere stories live. Discover now