Aşk Adamı

3.7K 257 318
                                    

---VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN <3---

-

Kesik tatlı nefesler.

Bedenine çarpan başka bir sıcak beden.

Nefesin nefese çarpma telaşı.

Birbirine çekilen iki beden.

Uygar yatağa uzanan oğlanın ağzının içine kendini bastırırken derin bir nefes koyverdi. Yatak başlığını avuçlamaktan kemikleri belirginleşen ve bembeyaz kesilen eliyle birlikte son kuvvet yatak başlığından biraz daha güç alarak ıslak ve kaygan ağza doğru kendini son sürat ittirdi.

Altındaki manzara için sanırım tüm gençlik yakılasıydı. Altındaki gözler için sanırım bütün bir şehir küllerine dans edene dek alevlere verilecek kadar alevliydi.

Uygar,Kutay'ın ıslak ve kaygan ağzında kendini en ileriye doğru ittirip dilinin üzerinde kayarken onun küçük diline ve bademciklerine çarpan erkekliğiyle başını geriye atıp sert bir nefes daha yolladı. Çığlıklarını tutmak zordu ama bütün evi uyandırmamak adına dudak dişlemekle yetinmek daha da zordu.

Kutay'ın lacivertleri boğazının tahrişinden sulanıp kızarırken yarı baygın bakan ceylan gözleriyle dudaklarını dişleyip daha da sertçe kavradı yatak başlığını Uygar. Tüm ağırlığını ve erkekliğini ağzın içine doğru yollarken kanlanan ve sulu lacivertleriyle nefes nefese kızardı Kutay. Tahriş olan boğazı ve alev alev yanan ,genişlemekten yırtılacak kadar irice açılmış kuru dudaklarıyla zar zor nefes alabiliyordu.

Uygar kendini onun ıslak ağzında sertçe gelgitlerle tatmin ederken Kutay'ın elleri asla uslu durmuyordu. Oğlanın kalçalarını avuçları arasında ezip tırnaklarını sertçe etine doğru geçirirken oğlanın kalçalarını tutup kendine daha da sıkıca bastırıyor ve canı acımasına rağmen öğürme refleksini  zar zor içinde tutarak ağzına çarpan oğlanı karşılıyordu.

"Ah..."diye inledi Uygar sıkılı dişleri arasından.

Bir kaç seğirmenin ardından sıcak ve tatlı sıvısını yavaşça Kutay'ın ağzının içine yollarken onun pembe dilinden ve kasılmış zonklayan çenesinden süzülen beyazlıkla yutkundu Uygar.

Kendi sıvısını Kutay iştahla yutuyordu, dahası firari bir kaç damlayı da parmak ucuyla ağzına geri yollayarak emiyordu.

Uygar sırıtıp fısıltıyla kurumuş dudaklara kendi dudaklarını bastırırken "Nemlendireyim mi dudaklarını?"diye fısıldadı dilini alt dudağa çarpıp geçerken. Dişleriyle yavaşça alt dudağı kavrarken dilinin ucuyla yeniden Kutay'ın alt dudağını ıslatıp geçti. "Seni seviyorum.."

"Sana..."diye fısıldadı Kutay lacileri kayarken. "Sana tapıyorum..."

Uygar kıkırdayıp Kutay'ın sertleşmiş erkekliğinin üzerine doğru yerleşirken arkasını döndü Kutay'a.

Ay ışığının okşadığı ince belde belli olan bel gamzeleri,biçimli yuvarlak kalçaları ve...

Uygar ince belini yavaşça kırıp kalçalarını oynatırken Kutay için yapılması gereken tek şey arkasına yaslanıp,nefesini tutarak seyre dalmaktı. Oğlanın beli yay gibi kıvrılırken ve gamzeli kalçaları da savrulurken onun kucağında yaptığı dansla birbirine temas eden tenlerine yutkundu Kutay.

Büyülüyordu.

Efsunluydu.

Ve kesinlikle bu ahu gözlü ceylan yavrusu her ne yapıyorsa, Kutay seve seve bu biçimde ölebilirdi.

Onun ay ışığı altında nefes kesen gamzeli teni, erkekliğine sertçe savurduğu yumuşak dolgun kalçaları,tatlı nefes sesleri ve Kutay'ın ismini dünyada en güzel tınlatan insan oluşu...

Son PerdeWhere stories live. Discover now