İşaret ve orta parmağını kızın göğüs oluğundan hafif sürterek aşağı indi. O tozu bu mükemmel iki göğsünün arasından muhakkak çekmeliydi. Onun kokusunun karıştığı maddenin burnunun deliklerinden girdiğini hayal etti. Ve peşinden onunla deli gibi sevi...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Alev Alev ━━━━━━━━━━━━━━━ ⚓
Dudaklarından dökülen kelimeleri hazmedip yutkunmaya çalıştığımda boğazımdan sert bir cisim geçmiş gibi hissettim. İçimde canlanmaya başlayan hisler beni kavuruyor, onun ele avuca sığmaz aşkı benliğimi hiçliğe sürüklüyordu. İçinden çıkamadığım, sürekli ertelediğim diğer yükün altında ezilmeye devam ederken ihanetin omuzlarıma yüklediği ağırlığı saymıyordum bile...
Zihnimi kemiren düşünceleri dağıtmak için göğsünde kıpırdadığımda hafifçe geri çekildim. "Denize girelim mi? diye sordum titrek bir nefes verirken. "Güneş çekilmeye başlıyor."
"Ateşimiz sönsün diyorsun?"
Beni alaya alarak gülümsediğinde ona sahte bir kızgınlıkla baktım. "Arabadaki havluları getir hadi, boş yapma."
Kaşları havalanıp gülümsemesi kulaklarına ulaşırken, "Vay yavrum vay, iyi ki bir yanıyoruz dedik." dedi ve gülerek arabaya doğru ilerlemeye başladı. "Emirler yağmaya başladı."
Kendi kendine konuşurken gülümsediğimi fark ettim. Yüzümdeki gülüşü soldurmadan yönümü denize çevirdiğimde ise gözlerimi yumup ciğerlerimi denizin havasıyla doldurdum. Bugün olumsuz bir şey düşünmek istemiyor, kendimi bu anın kollarına bırakmak istiyordum. Kapının kapanma sesini duyduğumda Yaman plaj havlularını yere sermiş belimden kavrayarak beni kendine çevirmişti.
"Demek denize girmek istiyorsun?"
İç gıcıklayıcı bir tonlamayla konuştuğunda yutkundum ve; "Evet." diye konuştum.
Yüzü yüzüme yaklaşırken iş bilir parmaklarıyla elbisemin iki kalın askılarından nazikçe tuttu ve kan akışımı değiştirip, vücut ısımı attıran bir yavaşlıkla omuzlarımdan aşağı doğru usulca sıyırmaya başladı. Kasıtlı bir yavaşlıkla belime kadar indirdiğinde ise elbise ayaklarımın dibinde yerini almıştı.
Kısık ve yırtıcı bakışları tüm bedenimi arsızca süzerken alt dudağını dişlerinin arasına alıp gözlerini yumdu. "Kendim ettim kendim buldum." dedi, başını iki sallayıp gözlerini açarken. "Bu da benim sınavım olacak sanırım."
Sahilde bizden başka kimsenin olmaması biraz daha içimi rahatlatıyordu fakat bu vaziyetteyken gözlerinin odağında olmakta yutkunma isteğimi tetikliyordu. Yanaklarımın ısındığını hissettiğim de gözlerimi kaçırdım. "Şey yapalım mı artık..." dedim saçmalayarak. "Vakit kaybediyoruz." Rüzgar çıplak tenime değiyor, karşısında minicik bikiniyle beklemek heyecanımı katmerliyordu.
Rüzgardan uçuşan saçlarımı gözlerimin önünden çektiğinde, parmakları çenemi usulca tutup, ondan başka her yere bakan gözlerimi kendisine çevirdi. Çapkınca attığı bir bakışın ardından, "Ne yapalım mı?" diye sordu kurnazca. İki eli bel boşluğumda yerini bulmuş, beni kendine yaklaştırmıştı.
