ASKER 15

3.9K 148 18
                                    



•••

Anne!" dediğim kırkının ortalarında olan kadın ile duraksadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Anne!" dediğim kırkının ortalarında olan kadın ile duraksadım. Belki de hayatımın bir dönüm noktası da bu oluyordu. Çünkü anneme tıpa tıp benzeyen kadın ile bu ortama anlam veremiyordum. Barlasın bugün bana verdiği fotoğraflar olmasa annem olduğuna kanaat getirirdim. Fakat bu kadının gözleri kahveydi annemin ise renkliydi.
" Akasya kızım!" diyerek şaşkınlığını belirtip gözleri dolan kadın ile oturduğum yerden kalktım. Yanında duran iki genç erkekler ile onları inceledim. Kime benzediğimi tamamen çatık kaşlarla bakan adam ile anlamıştım. Sadece onun kadın versiyonu gibiydim ki bu fazlasıyla tuhaftı.
" Burada ne oluyor?" diye sertçe konuştuğumda kimse umurumda bile değildi. Çünkü fazlasıyla sinirim bozulmuştu bu duruma.
" Abla-"
" Sen dur Akay sende sakin ol abicim." diyen Kutay ile sert bakışlarım onu buldu.
" Sen hiç araya girme Kutay senin kabahatin daha büyük. Akça ve Barlas dışındakiler bana bir şey açıklasın. Geldiğimden beri size olan benzerliğim , bana olan tavırlarınız ve bunlar bana bir açıklama yapın lütfen? Siz söyleyin annem neyiniz di?" diye dolan gözlerle konuştuğumda kimin ne düşündüğü umurumda değildi.
" Ben onun ikiziyim kızım Selin." diyen kadın ile geriye sendeledim gözlerimden düşen yaşlar ile nefesim boğazımda takılı kalırken aklıma dolan anılar ile göz yaşlarım artı. Benzediğim çatık kaşları ile bana bakan adam bir adım atınca elimi kaldırdım.
" Şuan kimseyi dinlemek istemiyorum." dediğim gibi sandalyeme çöküp oturdum. Kimsenin bakışları umurumda bile değildi sadece bu şey fazlasıyla dokunmuştu bana.
" Bu ne demek oluyor? Ben neden hiç bir şey bilmiyorum?" diyen Akça ile hiç bir tepki vermedim.
" Kızım -"
" Ne kızım anne? Ne demek bu tüm olanlar? Bu kızı bunun için mi buraya getirdim? Madem kuzenim neden yıllardır sahip çıkmadınız?" diye sesini yükselttince bakışlarım Barlası buldu. Sadece benden bir tepki bekliyordu ve bu benim için bir kaçış yoluydu. Gözlerinde gördüğüm endişe ile içim ısınmıştı bakışları tıpkı babamın endişeli bakışları gibiydi. Aniden yerimden kalktığımda ani bir baş dönmesi ile masaya tutundum.
" İyi misin Akasya? Yemin ederim benim hiç bir şeyden haberim yoktu. Bana inanıyorsun değil mi?" diye kolumu tutan Akça ile gözlerimi aralayıp derin bir nefes aldım.
" Biliyorum seninle bir sorunum yok." dediğimde tereddüt etse de sessiz kaldı bu durumda. Bakışlarım bu sefer ağlayan ve endişe ile bakanları bulunca dik durdum. Yüzümdeki yaşları silerken derin bir nefes alıp konuştum.
" Bir süre görüşmeyelim gerçi önceden de hayatımda hiç biriniz yoktu. Buna sizde dahilsiniz Akay ve Ateş ona göre bir adım dahi atmayın. Ne yaşadınız ya da neden hiç olmadınız umurumda bile değil. Ben hep dedemle kalmama rağmen onunla büyümedim. Tek başıma zorluklarla siz bir arada aile olurken büyüdüm. Şimdi kendinize iyi bakın kimseyi de istemiyorum hayatımda." dediğimde onları orada bırakıp çantamı alıp çıktım. Ardımdan gelen Barlasa mıydı güvenim? Bilmiyorum ama boş sokaklarda gezip yürüdüm sadece ardımda ki adam ile.  Geldiğim yer ile kaldırıma çıkıp oturdum içeri girmek yerine. Durmak sızın akan göz yaşlarım ile başımı dizlerime yasladım.
" Anneni ve babanı ziyaret etmek ister misin?" diyen Barlasın sesi ile başımı olumsuzca salladım.
" Hayır sadece yalnız kalmak istiyorum." dediğimde sessiz kalınca tekrar ağladım. Beni yaralayan insanlar kesinlikle en yakınım olanlardı buna rağmen nasıl bir adım atabilirdim ki? Barlas yanımda dururken hıçkırıklarım iç çekişlere döndü yavaş yavaş. Ne kadar oldu? Hiç bir fikrim yoktu fakat artık çok geç olduğu kesindi. Derin bir nefes alıp başımı kaldırıp olduğum yere baktım. Mezarlığa gelmiştim fakat onların yanına gitmek istemiyordum. Neden bu kaçış? Neden bu tedirginlik? Anlamış değildim ama ben anne ve babamdan da yara almıştım.
" Bunun zamanı mı? Bilmiyorum ama deden mesaj atmış sana ulaşamadığı için acil geri aramanı istiyor." dediğinde omuz silktim sonuçta oda benden gizlemişti. Yerimden kalktığımda sendelemem ile kolumdan tutuldum.
" İyi misin?" diyerek yanımda bitten Barlas ile bakışlarım gözlerini buldu. Gözlerim gözlerine tutunurken o an belki de hayatımda en güzel duyguyu gördüm gözlerinde. Şefkat ve merhamet ile bakan gözleri ile tutundum ona tüm eksikliklerim ile. Keşke gözleri ile bu kadar içten gördüğüm gibi düşüncelerini de görseydim.
" Akasya iyi misin?"diye tekrar sorunca başım dönse dahi kolumu elinden çektim. Fakat çıktığım kaldırımdan geriye sendelemem ile eli bu sefer belimi sardı. Vücudum vücuduna çarparken elimi koluna koydum tutunmak için. O an gerilediğini fark ettim fakat ayakta durucak halim yoktu. Sahi neydi bu gerilmesinin sebebi?
" Bana cevap verir misin? Hastaneye gidelim mi? Hiç iyi görünmüyorsun bana bakar mısın?" diyen Barlas ile derin bir nefes aldım başımı kaldırıp ona bakarken. Gözleri duygularını gizlerken anladım ki duygularına belki de denk gelmek benim hadim değildi.
" İyim sadece ani kalktığım için oldu." diyerek elimi kolundan çektiğimde sert bakışları ile elime bakınca anlamsızca baktım. Fakat Barlas beni bırakmayıp yüzüme tekrar odaklandı.
" Şaka mısın? Rengin gitmiş göz altların ise ayrı bir sorun bu senin iyi halin mi?" diye sertçe konuşunca irkildim bir anlık dalgınlığım ile.
" Barlas!" dedim uyarı dolu bir ses ile işte o an fark etmişti yakınlığımızı. Derince yutkunması ile bakışlarımı ondan çekip geri çekilmem ile kolunu çekti. Fakat tetikte durması ile kolu hâlâ yakınımda dururken bı kaç adım geri çekildim. Bu yaptığım hareket ile kaşları çatılırken kolunu indirdi yüzüme bakarken.
" İyi değilsin hastaneye gidelim bir baksınlar."
" İyim doktor olduğumu bildiğini düşünüyorum." dediğim zaman dudağı anı bir kıvrılsa dahi yine aynı ciddiyetle bana bakıyordu.
" Buna rağmen bazı şeyleri uygulamayı red ediyorsun haklısın kesinlikle bir doktorsun." dediğinde göz devirdim.
" Sen de asker olmana rağmen hata yapıyorsun bir şey diyor muyum?" dediğimde aynı ifade ile bakınca arkamı döndüm sessiz kalması ile.
" Dedeni arar mısın?" diye konuşunca tekrar omuz silktim beni anlamasını umuyordum.
" Hayır istemiyorum."
" Hattrım için önemli bir konu var." dediğinde derin bir nefes aldım cebimde ki telefonu çıkarırken. Onun beni izlemesi umurumda bile değildi şuan sadece dedemi arayıp kullağıma dayadım telefonu.
" Akasya babacım iyi misin?" diye duyduğum şefkat dolu sesi ile derin bir nefes aldım.
" İyi değilim benden herşeyi sakladın kızını yalnız olmaya mahkum etin yıllarca. Sadece konu ne öğrenmek istiyorum bu gece hiç biriniz ile konuşmak istemiyorum." dediğimde sıkıntılı bir nefes alırken Barlas dik bakışları ile bakıyordu.
" Peki kızım ama önce beni iyice dinle ondan sonra istediğini söylersin. Bugün öğrendim düğünden hemen sonra Van'a gidiceksin. Tehlikeli orası babanın en çok zorluk çektiği yer orası. Seni eğer biri tanıyıp haber ederse hiç bir şey yapamam. Seni yalnız gönderemem de çünkü babana söz verdim. Eğer gitmek istiyor isen burada güvendiğim bir askerim ile gönderirim. Rahat edemezsin ve seni daha iyi koruyabilmesi için evlenmenizi uygun gördüm." dediği ile kaşlarımı çatım.
" Anlamadım?"
" Van'a Barlas ile gidiceksin seni koruması için evlenmenize karar verdik üstler ile." dediğinde bakışlarımı Barlastan çekip arkamı döndüm.
" Şaka mı bu? Kendimi yıllarca korudum şimdi bı gereksiz konu için evlenicek miyim? "
" Eğer evlenmez isen Van'a gitmeni engeliyecek üsler . Sende biliyorsun babanın bizim için ne kadar değerli olduğunu. Onlar sadece ondan geriye kalan sizi korumaya çalışıyor." dediğinde boşta kalan elim ile anlımı ovuşturdum. Biliyordum bir emirlerine bakardı oraya gitmemem fakat gitmem gerekiyor du. Babamın bana bıraktığı emanetler oradaydı ve ben bunu yapmak zorundaydım. Söz vermiştim babama şimdi işim orada varken bu fırsatı değerlendirmek istiyordum.
" Tek şartım var işim bitiğinde kimse ile bir irtibatım olmıycak seninle bile dede." dediğimde yutkunduğunu duydum.
" Tamam." dediğinde sessiz kalması ile telefonu kapatım . Fakat gün boyu zor geçmesi ile dönen başım ile gözlerim karardı yer ayaklarımın altından kayarken. O an sadece bir cümle yeti onun sesini duymama bünyem kapanırken.
" Akasya aç gözlerini lütfen!"

ASKER Where stories live. Discover now