ASKER

ASKER 5

•••

" Sizi sınırda görmüştüm. " diye duyduğum ses ile duraksadım ilk daha sonra onlara döndüm hepsi bana bakıyordu. Her ne kadar istemesemde sakin adımlarla karşılarında durdum.
" Anlamadım?" derken Nil'in anlattığı kadın yüzbaşıydı.
" Daha önce sizi bir operasyon da görmüştüm."
" Hatırlamıyorum fakat oldukça normal bir durum benim için." dediğimde araya diğer kadın girdi.
" Derin Gündoğdu isminizi çok duydum." diyerek elini bana uzatan kadın ile uzanıp elini tuttum.
" Akasya Yılmaz memnun oldum Derin hanım."derken elimi çektiğimde bir anda üşümüştüm .
" Bende öyle sizinle tanışmak beni çok mutlu etti." derken bu sefer Samyeli yüzbaşı elini uzattı.
" Yüzbaşı Samyeli Gündoğdu doktor hanım."
" Doktor Akasya Yılmaz memnun oldum yüzbaşım." derken gözlerinde ki tanıdıklık ile duraksadım.
" Bende öyle herkesten isminizi duyar oldum yeni gelmenize rağmen insanların kalplerini feth etmişsiniz." dedi samimi bir şekilde eli elimdeyken.
" Sizi geçemem açıkçası." derken elimi geri çektim bu sefer Ateş konuşmuştu.
" Ateş Gündoğdu yüzbaşının dediğine katılıyorum." dediğinde tebessüm ettim sadece.
" Yeni mi atış öğreniyorsunuz?"
" Öyle Derin hanım bir iki saat oldu fakat pek becermiş değilim." dediğimde içten bir şekilde tebbesüm etti.
" Bence yaparsın umarım sen diye hitap etmemde bir sorun yoktur."
" İstediğiniz gibi hitap edebilirsiniz sorun yok."
" Eğer istersen ben ve yüzbaşı Samyeli sana canı gönülden öğretiriz." dediğinde kaşlarımı çatmak istesemde tebessüm ettim.
" Teşekkür ederim iyi bir öğretmenim var öğrenci olarak ben kötüyüm kesinlikle." dediğimde güldü komutan ise bana bakıyordu.
" Eminim öyledir Barlas yüzbaşı kesinlikle iyidir sözüm yok fakat Samyeli yüzbaşı size yakından öğretsin daha iyi olur." dediğinde başımı olumsuzca salladım. Sonuçta o bir bordo bereliydi yakından gösterdiği anda anlardı. Komutan ise bana uzaktan gösteriyordu yoksa oda yakından gösterse şimdiye öğrenmişti bildiğimi. Tam bir şey diyicektim ki telefonuma gelen mesaj ile açıp baktım.
"Annem birazdan burada olucak hâlâ gelme taraftarıysan gel yoksa akşam asla fırça yerken araya girmem." diyerek mesaj atan Gül ile tebbesüm edip karşımda ki kişilere döndüm.
" Teşekkür ederim teklifiniz için ayrıca memnun oldum sizleri tanıdığım için fakat şuan gitmem gerekiyor."
" Tekrar görüşürüz doktor hanım." diyen yüzbaşı Samyeli ile sadece başımla onayladım.
" Yerim beli görüşmek üzere." derken arkamı döndüğüm gibi hızla dışarı çıktım. Kapıda bir taraftan bir tarafa gidip gelen arkadaşımın yanına gittim.
" Gül bu ne hal annem?" diyerek annesini taklit ettiğim gibi korkuyla bana döndü. Beni gördüğü gibi göz devirip önüne döndü.
" Geri zekalı şu şakadan vazgeç." derken taksiden inen Selma teyze ile ikimizde ona döndük. Valizini alıp bize sinirli bir şekilde dönünce yutkundum.
" Vazmı geçsem yol yakınken?"
" Seni öldürürüm."dediğinde onu arkamda bırakıp gidip Selma sultana sarıldım.
" Sultanım hoş geldin." derken sıkıca sarılıp geri çekildiğim gibi yanaklarını sıkıp öptüm.
" Ah benim baldan tatlı Sultanım, pamuktan pamuk gonca gülüm, evimizin sultanı." dediğimde bir tek ona böyleydim bu hâlime güldü.
" Ya sultanım benim asi kızım yeni mi hatrına geldim ?" dediğinde bu sefer Gül gelip sıkıca sarıldı.
" Ah canım annem hoş geldin hadi artık eve gidelim yorulmuşsundur." dediğinde geri çekilince tekrar ben konuştum.
" Kesinlikle öyle Sultanım eve geçelim." dediğimde yine yememişti bu numarayı ki ters ters bakıyordu.
" Tabi elalemin içinde azarlarsam olmaz ikiniz birer valiz alıp gelin." diyerek önden gidince Güle yaklaştım.
" Yemedi bunu da."
" Kuzum iyi misin? Annen bizi kökümüze kadar biliyor valla kork derim sana." dediğimde ikimizde valizleri alırken Gül bana döndü.
" Niye ben tek korkuyorum?"
" Yani yan komşumuz beli eh ben seni ne kadar tanıyorsam annen de öyle. Bir bakarsın fark eder sende ki bu halleri işte bittin." diyerek konuştuğumda şaşkın bir şekilde bana dönsede arkamda bıraktım onu.
" Kızlar hadi." diyen Selma sultan ile ilerlerken gördüğüm Derin hanım ve Samyeli yüzbaşı ile başımla selam verip hızla Selma sultanın yanına gittim.
" Geldim sultanım Gül gelsin anahtar onda." derken Gül korka korka geliyordu bu haline gülmek istesemde sessizce bekledim.
" Davetye gelmedi mi?" diyen Selma sultan ile Gül anlamayarak ona baktı.
" Ne davetyesi anne?"
" Kapıyı açman için davetiye." dediğinde Gül göz devirip gelip kapıyı açınca iki valizi içeri aldığımızda Selma sultan terlikleri giyip evi inceledi. Tek tek her yeri gezmişti taki bizim odaya gelip bize döndü.
" Herkes kendi odasının kapısını açsın bakalım." dediğinde ikimizde kapıyı açıp onu bekledik.
" Kızım bu odanın hâli ne?"
" Ne var anne odada sadece birazcık dağınık topluyordum." diyen Gül ile güldüm.
" Kesin ben geliyorum diye topluyordun bilmezmiyim ben seni." dediğinde bu sefer benim odama baktı. Gri duvarları beyaz döşenmiş olan odamda her şey yerli yerindeydi.
" Bizim kızın odası lunapark senin ki ise beyaz eşyacılar gibi neyse en azında seninki temiz." dediğinde Gül bana ters ters bakarken omuz silkip göz kırptım.
" Sen dinlen Sultanım bizde yemek hazırlarız."
" Olmaz öyle şey gelin bakalım." dediğinde gidip L koltuğun ortasına oturup iki dizine vurunca hemen gidip başımızı koyduk dizine.
" Söyleyin bakalım yüreğiniz ne hâlde?" ikimizde bu soruyu bekliyor gibi duraksadık. Her zaman ki gibi ben sessizce ağlamaya başladım. Gül ise bana eşlik etti Selma teyze her geldiğinde bu halde oluyorduk.
" Ağlayın bakalım." dediğinde hıçkırarak ağlamaya başladım bir süre daha sonra uykuya daldım.