Bölüm47 His

1.2K 137 42
                                    

Sabahın erken saatlerinde imparatorla görüşmek için giyindim.

Büyük salonda imparator ve veliaht vardı. Veliahtın olacağını beklemiyordum.

Veliahtın aptallıklarına karşın imparator ona karşı sert tavırlar alsa da her zaman oğluna değer vermiştir.

Bu yüzden ne olursa olsun sevgilisine karşı net bir duruş ya da hareket almadı.

Bunun için onu suçlayamam sonuçta oğlunu koruyor. Ya da her neyse.

Karşılarına çıktığımda klasik bir selamlama sonrası yerime oturtuldum.

İmparator hızla konuya girdi.

-Bay Rev'in mektubunda belirtilen önemli olay hakkında detaylı bilgi istiyorum.

Ben se hazırdım.

-Tabi ki her şey hazır. Ama majestleri bu tür bilgiler pahalı oluyor.

Veliaht kenarıdan söylendi.

-Patronuna bak çalışanını al.

Eh sanırım aynı kişi olduğum için.

İmparator boğazını temizledi ve böyle yaparak oğlunu kapattığını sanıyordu.

Sonra devam etti.

-Ne kadar istersen verilecek.

Tutarı yazarak ona verdim. İlk başta şaşırsa da diyecek bir şeyi yoktu.

Ben de anlatmaya başladım.

-Farkettiğiniz gibi uzun zamandır düzgün yağmur yağmıyor. Ve çok az zaman sonra tahmin edilenin aksine yağmurlar tamamen duracak.

-! Bu dediğin doğru mu!?

-Evet Majesteleri. Önümüzdeki süreçte büyük bir kuraklık olacak.

-Ama çok az zamanınız kaldı. Muhtemelen sizin kulede bulunan adamların gücü yetmeyecektir. Kısaca zor günler bekliyor.

-Bu kadar mı?

-Tabi ki hayır. Kuraklık sadece başlangıç. Bu süreçte kaos ortaya çıkacak. Ve kaos sadece kuraklıktan ibaret olmayacak.

-Bu da ne demek?

-Bir isyan.

Hadi biraz abartalım. Şuan sadece yalan söylesem bile kimse bir şey farketmeyecek. Çünkü önlem alacaklardır.

-İsyan sonrasında ise başa beklenmedik bir aile geçecek.

İmparator ani bir şaşkınlık dalgasıyla hiddetle ayağı kalktı ve yüksek sesle konuştu.

-Ne demek istiyorsun imparatorluk ailesine böyle bir şeyin olması imkansız!

Bense sakince konuştuk dediklerim gerçekten de sadece saçmalık olmasına rağmen.

-Bu konu hakkında fazla konuşamasam da unutmayın majestleri ihanet yakında olandan gelecek. Yılan etrafta gezinmeye başladı ve çok olmadı. Geleceği hala değiştirebilirsiniz.

Veliaht da şaşkın görünüyordu ama gayet rasyonel bir soru sordu.

-Bununla ilgili bir kanıtınız var mı?

Ona bakarak güldüm.

-Majesteleri biz Blue Blood'ız. Eminim ki gelecekle alakalı söylediklerimizin doğruluğunu biliyorsunuzdur.

Sonra bir anda gülümsedi.

-Tabi ki biliyorum.

Oldukça sahteydi ve bunu saklama gereği duymadı. Sanki olacaklardan eminmiş ve söylediklerimin zırva olduğunu söylermiş gibi bakıyordu.

Verdiğim kehanet aslında belli biri için değildi. Bu yorumlanabilir.

Esasında en büyük iki şüpheli belli. Ariel ve yeni nişanlı. Ah bir de intikam isteyen eski nişanlı.

O ben oluyorum.

Bir isyan fena olmazdı gerçi ama para kazanmayı tercih ederim.

Dışarı çıktığım veliaht beni durdurdu ve kenarı çekti.

-Bay Adrian.

-Evet Majesteleri.

-Açıkçası edindiğiniz bilgileri kimin sağladığını merak ettim.

-Bu bir sır.

-Bay Rev olduğuna eminim.

-Majesteleri, kim olursa olsun bu neden sizi ilgilendiriyor?

Kabalığıma rağmen bir şey demedi.

-Bay Rev ilginç biri.

-Öyledir.

Kısa ve saçma bir konuşmaydı.

Ama sormadan edemedim.

-Majesteleri size bir soru sormak istiyorum.

-Devam et.

-Leydi Persilian hakkında...

-Bu konuşmaya devam etmeyelim.

-Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Keskin gözlerle karşımda durdu. Ve beklenmedik bir cevap verdi.

-O geri dönecek.

... Yani tekniken döndüm ama..

-Neden o kuzeyde değil mi?

-Farketmez dünyanın diğer ucunda da olsa sonunda bana dönecek sadece hatırlaması gerek.

Ne? Neden bahsediyor? Kalbim hızla atarken karşılaştırmadan edemedim. Ne kadar unuttum desem se iz kalır derler ya.

Nefretim ona bir zamanlar duyduğum aşktan geliyor öyleyse benim için henüz bitmiş sayılmaz.

O ya da ben ölene dek birbirimize bağlıyız. Ama bu oyunda sevgi yok sadece bir kazanan olacak.

Sormaya devam ettim.

-Peki ya Leydi Ariel?

-O benim sevgilim.

Bu mu? Sadece bu mu?

Neden bu gün bu kadar garip konuşuyor?

Gerçi ben buraya geldiğimden beri garip.

-Onu seviyorum ve o da beni seviyor. Hatta birlikte ölecek kadar.

Kendi kendine kıkırdadı.

-Şimdilik bu kadar yeter bay Adrian. Eminim ki annemle olan buluşmanıza az kaldı.

Ah doğru.

-Teşekkürler majestleri.

Önünde eğildim ve ayrıldım.

Sarayda bir şeyler dönüyor. Ariel ve veliaht arasında bir şey olmuş olmalı.

Peki ya ben?

Ahh beynim acıyor. Mücevherleri hazırlamam gerek böylece Ariel'le de buluşup sorabilirim.

Neler olduğunu anlamam gerek.

_______
Yazar:Villainesssss

Gerçek Sahip Geri Döndü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin