No Strings Attached (Hyunlix) ✔️

Chapter V

"Sendeki bu aptallık genetik mi? Çardağa gel."

Ağzının daha da sıkıldığını hissederken bir hışımla bıraktığında arkasındakinin Minho olduğunu görmüştü. Sinirli bakışları birbirine çarparken Yongbok koşarak Jisung'un yanına gitmişti. Sıkıca kolunu tutup kalabalığın uzaklaşmasını bekledi.

"Jisung-sshi, sakin ol. Minho kavga bahisleri için susturdu seni. Hadi, gidelim."

...

Yeni toplanma yerleri olan o çardakta Jisung ve Minho yüksek bir tartışma içindelerdi. Minho alnını tutup söze girmişti.

"Bu çocuk okula bursla geldi, yapacağı bir sosyal medya yardımıyla seni linç ettirebilir. Okuldan bile atılabilirsin. Nerenin aptalısın sen böyle?"

Jisung'un kolları birbirine bağlıydı. Gözleri ise etrafı süzüyordu.

"Ha yani laf dinlemesi iyi bir şey? Gitsin köyünde takılsın, buraya ait birisi değil."

Yongbok ise yaşananları düşünüyor, birileri onları duyuyor mu diye etrafına bakınıyordu. Özellikle Hyunjin'in odasına. Pencere ve perdeler kapalıydı. Tekrar ifadesiz yüzünü tartışma ortasına çevirirken Minho'nun konuşmasını yakalamıştı.

"Üniversite okuyan abilerin seni sosyal medya linçinden kurtaramayacaklarına emini-"

Yongbok cümlesini bölmek için elini kaldırmıştı.

"Birkaç defa tehdit etmiştim onu. Gayet söz dinleyen birisi, o yüzden rahat ol Minho-sshi. Bir şey yapacak birisi değil."

Saatte bakmak için kolunu kaldırdığında Venom'um canlı yayınını çoktan başladığını fark etmişti. Gözlerini iyice aralarken ikiliye dönmüştü.

"Sınav haftası yaklaşıyor, ders çalışmaya gidiyorum."

Yongbok ilerlerken Jisung arkasından seslenmişti.

"Yah! Yongbok, kahve içmeye gidecektik?"

Yongbok yönünü bozmadan el sallamıştı.

"Siz takılın, bu konu hakkında tartışırsınız. Benim ilgimi çekmiyor."

Yongbok telefonunu cebinden çıkarmış ve bildirime baktığımda Venom'un ona attığı linki görünce gülümsemişti. Sözünde duran birisi olmasıyla çoktan Yongbok'un güvenini kazanmıştı. Yongbok, kulaklığını takmış, ekranını kısmış ve linke tıklamıştı. Maskeli suratı görünce sırıtmıştı. Başlıkta Q&A yazısını görünce daha da mutlu olmuştu. Chan olup olmadığını bu şekilde öğrenebilirdi, ipucu alabilirdi. Venom'un boğuk sesini duyunca soru ile karnı kasılmıştı.

"xxxhelia demiş ki, sevdiğin birisi var mı? Tabii ki var, aşksız bir hayat yavan bir hayat demektir benim için."

Yongbok bu lafı duyunca içini buruk bir his kaplamıştı. Venom birisini seviyordu, o kişinin kendisinin olmadığına emindi. Yongbok başını sallamıştı, kendine gelmeliydi. Ne istiyordu ki, sadece iki defa görüştüğü bir müşterisiydi. Gelen yorumu okuyan Venom, Yongbok tüm odağını yeniden yayına vermişti.

"Sevdiğim kişiyi hayal ederek mastürbasyon mu yapmamı mı istiyorsunuz? Tabii ki."

Venom'un üstü zaten çıplaktı. Koltuğu geriye çekmiş, ilk olarak iç çamaşırının üzerinden kendisini okşayıp derin bir nefes vermişti. Kumaşı çıkarıp, kendisini okşamaya başlarken Yongbok bir an kendisini oturacak bir yer aramıştı. Bunu yürürken izleyemezdi. Venom'un tüm bedeni kasılıyor, Yongbok'u oturduğu bu koltukta nasıl becerdiğini hayal ediyordu. Parmakları marifetlice penisini çekiştiriyor, avuç içini bazen kızaran başına baskılıyordu. İniltisi gittikçe artıyor, bazen kasıkları kasılıp gevşiyordu. Ani irkilmelerle konumu değişirken Yongbok oturduğu bankta bacaklarını birbirine bastırıyordu. Gece onunla olacaktı ama şimdiden deli gibi özlemişti. Her sesi yükseldiğinde utançla sesi kısıyordu Yongbok. Venom, tazyikli şekilde geldiğinde ise kendisini koltuğa bırakıp derin nefesler alarak yayının olduğu kameraya doğru bakıyordu. Yandaki peçetelerle kanını ve elini temizledikten sonra kameraya yaklaşıp erkekliğini iç çamaşırına yeniden yerleştirmişti. Alt dudağını ısırdığını fark eden Yongbok, iç çamaşırında hissettiği ıslaklıkla kaşlarını çatmıştı. Bir mastürbasyonda bu derece zevk suyunun akacağını düşünmemişti. Yutkunmuş, yayına bulanık aklıyla bakarken çıkmıştı. Kendisini tatmin etmek adına yavaşça odasına giderken, buna en çok onun ihtiyacı varmış gibi hissediyordu.