Alone || Nammin-Jikook

-FİNAL

Selaaammmm
Yapabileceğim en iyi final buydu sanırım. Bu fici yazmayı başladığımda tek hedefim güçlü bir Jimin ile sonlandırmaktı. Kendi ayakları üzerinde duran başı dik bir omega. İlk bölümdeki Jimin ile final arasında dağlar var. Sanırım amacıma ulaştım.
Bu fici yazmaya ilk başladığımda aklımda ikinciside vardı. Şu an yazıyorum. Göz atmak isterseniz profilimden ulaşabilirsiniz...

Bu fici ve final bölümünü benim için çok özel birine ithaf etmek istiyorum. İlk aklıma konusu geldiğinle heyecanla onu arayıp tüm detayını anlatmıştım. Finalini yazarken ona anlatamamak üzücü ama maalesef böyle olmak zorunda...
O bunu kesin okumuyordur ama yine de onun için... Bu fic senin için turşu

(Hikayeyi düzenlerken bu kısımı silmek istemedim. Hayatımdan çıkmış bende çok fazla anı bırakan aşkım için bu final. O çok pişman olacaksın demişti ama ben hiç pişman değilim. Hayatınızda size değer vermeyen veya verdiği değeri hissetirmeyen insanları çıkarmaktan tereddüt etmeyin. Çünkü değer veren insan gösterir, seven insan ilgilenir... Hayatı ne kadar yoğun olursa olsun sana vakit ayırır. Hikayenin sonundaki Jimin gibi hissettim kendimi neysee ssjjakalalaxshshaj)

İyi okumalarrr♡

10 yıl sonra

Zaman bir su misali akmıştı. Yıllar Jimin'in acılarını akan suya karıştırmış ve sonunda yok etmişti. Güneş onun için tekrar doğmuş yepyeni bir sayfa açmıştı. Başrolünde kızının ve kendinin olduğu...

Kahvesinden bir yudum alıp etrafta koşturan kızına baktı. Bugün pamuğunun doğum günüydü. Onun için günlerdir hazırlık yapıyordu. Organizasyon şirketi sabah erkenden gelmiş bahçeyi süslemişti. Spider-Man temalı bir doğum günü partisiydi. Ttalgi Spiderman'i çok seviyordu. Doğum gününde herkesin bu temaya uymasını istemişti.

Sınıf arkadaşları gelmeye başlamıştı. Minik kahramanlarla doluydu bahçe. Jimin onların bu halini gülerek izlemişti.

"Ne düşünüyorsun?"

Jimin sesin geldiği yere döndüğünde gülümsemesi genişlemişti. Hızla gidip ona sıkıca sarıldı. Bir kaç gündür ikisi de yoğundu ve görüşememişlerdi. Jimin onu gerçekten özlemişti.

"Taemin geç kaldın"

Jimin gülümseyerek konuşmuştu. Taemin Jimin'in resim dersi verdiği sanat okulunda dans öğretmeniydi. İkisi tanışalı uzun zaman olmuştu. Arkadaşlıkları sevgililiğe dönüşeli ise çok kısa...

Taemin çok zeki, becerikli ve saygılıydı. Jimin'in dikkatini ilk bu çekmişti. Taemin alfa olmasına rağmen bu kalıpları yıkıp omega alfa eşitliğini savunuyordu. Yıllarca omega olduğu için ezilen Jimin için dikkat çekici bir şeydi. Birlikte çok eğleniyorlardı. Ttalgi de Taemin'i,çok seviyordu. Jimin ona bu ilişkiden bahsetmişti çünkü Taemin evleme teklifi etmişti.

Ttalgi buna saygı duysa da babasının evlenmesini istemiyordu. Jimin bu konuyu o yüzden ileri bir tarihe almıştı. Kızı herkesten önce geliyordu.

Namjoon henüz bunu bilmiyordu. Uzun süredir yurt dışındaydı. Jimin ile boşandıktan sonra hayatını tamamen kariyerine adamıştı. Kızıyla çok ilgili bir babaydı fakat Jiminden uzak durmak adına işini Japonyaya taşımıştı. Hafta sonları kızı için gelip gidiyordu.

"Prenses için en güzel hediyeyi aradım umarım sever"

"Seveceğinden eminim"

Jimin bir kahve de Taemin için yapmıştı. İkisi çocukları izleyerek sohbet ediyordu. Hyejin ve Seogi de gelmiş onlara katılmıştı. Bahçede Ttalginin kahkahası yankılanıyordu. Ttalgi çok mutlu olsa da gözü hep kapıdaydı. Namjoon'u bekliyordu...