-Yüzleşme

1.2K 127 181
                                    

Selammmm ben geldimmmm buraya artık daha sık uğrayacağım çünkü final yaklaştı. Umarım bu bölümü seversinizzz

İyi okumalar♡

"Günaydın"

Jimin gözünü açtığında yine yabancı yataktaydı. Yoongi ona içten bir şekilde gülümseyerek bakıyordu. Evden çıkalı iki gün olmuştu Namjoona ulaşamıyordu. Namjoon sözünü tutmamıştı, gelmemişti...

"Günaydın" dedi Jimin mahçup bir gülüşle. Kendini sanki sığıntı gibi hissetmeye başlamıştı. Yoongi ile iyi anlaşıyorlardı hatta Hoseok ile bile sohbetler ediyordu fakat yine de içi huzursuzdu. Namjoon nerede? Ne yapıyor? diye bile düşünemez olmuştu. Sadece ona bunu fena ödecekti.

"Seninki geldi"

Jimin duyduğu şeyle donup kalmıştı. Yataktan fırladı. Onun yakasına yapışmak isteyen tarafı ve ağlamak isteyen tarafı kapışırdı. Yoongi dolan gözlerini fark ettiğinde kahkaha atıp Jimine sarılmıştı.

"Çok sulu gözlüsün Jimin. Ne yani kocanın özleminden ağlayacak mısın?"

"Özlemden değil"

"Haklısın onu öldürmelisin. Hiç değilse seni arayabilirdi. Hoseok bunu yapsaydı 1 hafta bırak kıçımı yüzümü göremezdi"

Jimin ona göz devirip salona ilerledi. Namjoon koltuğa oturmuş gergince Hoseok'u dinliyordu. Sağ kaşında bir bant vardı ve çenesinde morluk. Jimin korkuyla yüzüne baktı. Sanki çok fena kavga etmiş gibiydi.

Namjoon Jimin'i fark ettiğinde yüzündeki gerginlik gitmiş hafifçe gülümsemişti. Ayağa kalkıp omegasına sıkıca sarılmıştı. Jimin bu temasla göz yaşlarını serbest bırakmıştı. Onun kokusuna muhtaç kalmış gibi hissediyordu. İçindeki o boşluk dolmuş gibiydi. Bunun mühürle alakası olmadığının artık farkındaydı. Mühürün verdiği his ve bu çok başkaydı...

"Neden gelmedin? Neredeydin? Bir kere bile aramadın?"

Jimin onu itip sorularını ardı ardına sıralarken. Namjoon onun bu haline gülüyordu.

"İşim vardı halledip geldim. Üzgünüm arayamadım çünkü telefonumu kaybettim. Yenisi için sipariş verdim ama henüz gelmedi"

"Sadece 5 dakika bile yanıma uğrayabilirdin"

Namjoon daha fazla konuşmasına izin vermemişti. Onu kendine çekip önce alnına daha sonra hasret kaldığı dudaklara öpücük bıraktı. Korkusunu, çaresizliğini içten içe hissediyordu.

"Seni burada bırakıp bir daha gelmeyeceğini falan mı düşündün?"

Jimin evet anlamında başını salladığında Namjoon buna gülmüştü. Burnunun ucundan öpüp yanaklarını avuç içlerine aldı.

"Sen daha bebeksin ama bir bebeğin olacak. Ne yani iki bebek mi büyüteceğim şimdi?"

"İşin varsa bile ben de seninle geleyim. Söz arabada otururum ama yanında olayım Namjoon"

"İşim bitti artık. Şimdi evimize gideceğiz."

"O eve geri mi döne-"

"Hayır tabiki o ev defteri kapandı. Bizim bir evimiz var artık. İkimizin minik bir evi. Kızımızı büyütüp aile olacağımız bir ev. Şimdi karar vermeni istiyorum Jimin. Aile olmak için benimle aynı evde yaşamak istiyor musun? Beni sevmeni beklemiyorum ama-"

"Namjoon bunları ayak üstü konuşamayız. Üstelik benim bilmek istediğim çok fazla şey var. Sana anlatmak istediğim şeyler de var "

Namjoon'un kalbi kırılmıştı. Yine de umutsuzluğa düşmek istemiyordu. Jimin'e bebeğine çok güzel bir aile vermek istiyordu ama Jimin'in isteyip istemeyeceğinden emin değildi...

Alone || Nammin-Jikook Where stories live. Discover now