Vasiyetim.

59 2 0
                                    

▪︎▪︎▪︎

Kalbim acıyor anne.
Günahlara buladım onu,
Kirlettim onu anne.

Göğsüm daralıyor,
Nefesim yetmiyor ciğerime.

Ben...
Ölüyorum anne.

Çok korkuyorum anne.
Ölmekten değil,
Hesabını veremeyeceğim çok günahlar biriktirdim amel defterimde.

Utanıyorum anne.
Size layık bir evlat olamadım.
Sevgili'ye (s.a.v) layık ümmet de olamadım.

Anne ben...
Rabbime layık bir kul olamadım!

Dayanamıyorum...
Yetmiyor serzenişlerim
Yetmiyor gözyaşlarım.
Daha çok ağlamalıyım!
Daha çok pişman olup daha çok üzülmeliyim!

Ben kahrolmalıyım anne!

Üşüyorum...
Çünkü toprak soğuk anne.
Sen bile gittin.
Sen bile bıraktın beni bu toprağın altında anne.

Gittin.

Artık ben ve amellerim baş başayız.

Ben ve amellerim...

--

Baba.
Babam...

Biliyorum bizi, kızlarını çok seviyorsun.
Kızıyorsun olur olmadık her şeye ama yine de çok seviyorsun bizi, biliyorum. Daha doğrusu hissediyorum.

Ben sana da layık bir evlat olamadım baba.
Güvendiğin kızın sana defalarca yalan söyledi.
Bu yüzden nefret ediyorum kendimden, nefsimden...

Affet baba.
Bu deli kızını affet.

Ölmeden önce demek istediğim çok şey var baba. Özellikle de sana...

Baba.
Babam...

Bizi sevdiğini hissediyorum ama senden duymayı da çok isterdim. Her şeyden çok senden bayram seyran harici içten bir şekilde 'kızım' demeni isterdim mesela.
Hani ben hasta oldum, canım çok acıdı ya baba. Ama sen o gece yanağımdan öptün ve...

Kızım, dedin baba.
Hem de bayram değildi. Özel bir gün de değildi.

Göğsüm çok acıyordu baba.
Nefes alamıyordum. Alırken daha çok acıyordu canım. Ama sen 'kızım' dedin bana. Öptün beni. Ve uzun bir mesaj atmıştın bana. Ben o mesajı hastane koridorunda defalarca okudum baba. Defalarca...

Öleceğim baba.
Bir gün öleceğim.
Rabbime annemden de babamdan da razı olduğumu söyleyeceğim baba. Sizi çok sevdiğimi de...

Baba.
Babam.

Keşke seninle daha yakın bağlar kurabilseydik.
Bazen o kadar çok istiyorum ki işten eve geldiğinde boynuna atlayıp "Hoş geldin babam!" diye söylemeyi.

Baba ben odun bir kız olmak istemiyorum.
Ben sevdiğimi kolay bir şekilde söylemek istiyorum.
Ama yapamıyorum baba.
Yapamıyoruz.

Size sahip olduğum için çok şanslıyım.
Daha doğrusu çok nasipliyim.
İyi ki benim annem babam siz oldunuz.
İyi ki Şeyma, ablam Esma da kardeşim olmuş.
İyi ki siz...

Ama biz sevgi konusunda sınıfta kaldık baba.
Sevdik evet.
Ama söyleme, hissettirme konusunda sınıfta kaldık.

Keşke birbirimize öfkemizi gösterebildiğimiz kadar sevgimizi de gösterebilseydik... Keşke size sebepsiz doya doya sarılabilseydim, öpebilseydim.

O zaman belki söyledikleri anlaşılmayan, duygusuz ve odun bir Vildan olmazdım.

Ben anlaşılmadım.
Anlamadılar beni.
Anlamadınız beni.

Sahi, ben de anlamadım ki beni...

Ama artık bunun bir önemi kalmadı baba.
Çünkü ben öldüm.
Öldüm...

Ha ama!
Geride siz kaldınız, bu satırları okuduysanız.
O zaman benim vasiyetim şudur size.
Benim yerime bol bol sarılın birbirinize.
Söyleyin sevdiğinizi, bayramları beklemeden öpün birbirinizi. Benim yerime de...

Canım ailem...
Sizi kırdığım zamanlar oldu. Haksız olduğum zamanlar.
Beni affedin. Haklı olduğum zamanlar için ben affettim. Çünkü ben yüreğimde size dair bir kırgınlık barındırmam. Siz benim bu dünyadaki en değerlimsiniz.

Sakın öldüğüm için feryat figan etmeyin. Rabbim darılmasın size. Ölüm hak çünkü. Tek gerçek.

Benim iyiliğimi istiyorsanız adıma hayırlar yapın, veremediğim çokça sadaka vardı. Sizden ricam, o sadakaları ihtiyaç sahiplerine ulaştırın.

Hakkınızı helal edin ailem, en güzel hediyelerim.
Lütfen bundan sonra kırmayın birbirinizi.
Hele ki baba,
Lütfen artık annemi hor görme.
Okumamış, cahil olabilir ama o ayakları altına cennet serilen bir kadın. Anne. Annemiz.

Herkesin eksiği var. Senin de. O yüzden bari bundan sonra anneme güzel davran. Onun güzel saf kalbi güzel davranılmayı hak ediyor çünkü. Ben de layıkıyla davranamadım anneme. Bu yüzden çok pişmanım.

Affedin beni.
Hepiniz affedin beni.
Hayır dualarınızı eksik etmeyin.
Ruhum sizinle...

İnşaAllah cennette kavuşuruz. Ve başımızda da Ahmet dedem olur inşaAllah.

Sizi seviyorum.

İnşaAllah Hakk'ın rahmetine kavuşmuş aciz bir kul
Vildan.
07.11.22|3.28

▪︎▪︎▪︎

Yaklaşık bir buçuk yıl önce yazmışım bu vasiyeti. Taslakta bırakmışım, yayımlamak için beklemişim. Vakti gelmemişti belki de. Şimdi ise gelmiş olmalı ki yayımlamış bulunmaktayım.

Aslında içimden çok şey söylemek geliyor. En çok da kendime. Ama işte parmaklar varmıyor yazmaya, dil de kıpırdamıyor. Yine de birkaç kelam edeceğim, vaktinizi aldığım için helal edin hakkınızı...

Ben bazı şeylerin üstesinden gelebileceğimi düşündüm, kendimi güçlü hissetmeye çalıştım. Ama asıl yorucu his buymuş meğer. Düşmek geliyorsa içinden bırakmalıymışsın kendini aslında. Ben düşmek istemedim. Aciz olmak, hasta olmak istemedim. Oysa fıtratımızda var acizlik, hastalık. Sıkmasaydık kendimizi, düşseydik, daha hızlı kalkacaktık ayağa belki de.

Ama artık kabul ettim ve düştüm. Ha! Bu demek değil ki pes ediyorum. Ben, beni var eden O güce inanıyorum. O, beni tekrar kaldıracak, beni diriltecek, beni iyileştirecek.

Siz de inanın buna. Ağlayın, düşün. Dizleriniz kanasın. Ama pes etmeyin. İyileşeceğinize inanın. Bu dünyanın kederine aldanmayın.

Ne kadar üzülürseniz üzülün, üzmemeye gayret edin. Çünkü üzdükçe üzülürsünüz, o kırık kalplerin acısı eninde sonunda çıkar karşınıza...

Bugün bayram.
Hüzünlü bir bayram daha.
Gönüller isterdi ki zulümlerin son bulduğu, mazlumların kurtuluşa erdiği bir bayram olsun. Yine de dualarımızı eksik etmeyelim. El-Müntekim olan Rabbimizden isteyelim. Kardeşlerimiz için, sırf Müslüman olduğu için zulme uğrayan tüm kardeşlerimiz için...

En Güzele emanetsiniz,
Dualarınızda bu aciz kardeşinizi de bulundurursanız çok sevinirim. Dualaşalım inşaAllah. Sizi seviyorum 💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Koş GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin