Your

72 5 8
                                    

Gece saat 12'yi çoktan geçmişti ama Satori uyuyamıyordu. Uyursa göreceği rüyadan, uyanırsa vereceği tepkiden çok korkuyordu. Tek başına olsa rahat bir şekilde uyur gece 3 gibi kalkıp ağlardı ama ranzanın alt katında biri yatıyordu onu uyandırmak ve onun sorularına cevap vermek istemiyordu. Satori düşünürken saatin farkında değildi ve yarın 6 da uyanması gerektiğini de unutmuştu. Hatırladığı zaman ise saat çoktan 05:30 olmuş Wakatoshi sabah koşusunu yapmak için kalkmıştı. Uyuyor taklidi yapıp ne olacağını izlemek istemişti Satori ve öyle de yaptı.

Wakatoshi alarm çaldığı gibi kalkmış ve esnemişti. Odayı artık tek başına kullanmadığını bir süreliğine unutmuştu. Hatırladığı zaman da hemen parmak uçlarına kalkıp Satori'nin uyuyan yüzüne bakmıştı uzun uzun. Sonrasında hafif gülümseyip üzerini değiştirmek için dolaba doğru ilerledi. Satori bir süre olanları düşündü. Anladığında ise karnında 1000 tane kelebek uçuyor gibi hissediyor ama bir yandan da karnı sıkışıyordu. Bu his onu çok rahatsız etmişti çünkü tek arkadaşı olan çocuğa aşık olmak istemiyordu. Onu kaybetmek, ölmekten daha kötüydü Tendou için. Peki ama ondan hoşlanmıyorsa neden böyle davranıyordu ki Wakatoshi. Anlamamıştı ve sanırım asla anlamayacaktı.

Saat 05:40 gibi Wakatoshi spor ayakkabılarını giyip dışarı çıkmıştı. Okul zaten çok yakındı ve ders 6:30 da başlayacaktı. "Bu kadar uzun süre(40 dakika) koşması onun sağlığı için iyi olmayabilir" diye düşünmüştü Satori ama tabiki dile getirmek için çok geçti.

Okula geldiği zaman yine dün oturduğu yerde tek başına oturmayı planlıyordu Satori. Wakatoshi'nin çantasını kendi sırasında görünce istemsiz bir şekilde gülümsedi ve onun yanına oturdu. Birkaç dakika sonra da Wakatoshi okul forması ile yanıma gelmişti. Kısa bir selamlaşmadan sonra "Neden uyumadın" demişti Wakatoshi aniden. Tendou biraz afallamış olsa da gerçeği açıklamanın iyi olacağını düşündü.

- Ben çocukken çok küçük yaştan itibaren akran zorbalığı ile karşı karşıya kaldım. Ne yaparsam yapayım hiçbir şekilde kurtulamadım. Bu olanlar yetmezmiş gibi 2. Sınıfta babamı kaybettim. Psikolojim alt üst olmuştu ve hiçbir şey yapmak istemiyordum. Ama hiçbir şeyi anneme anlatmadım "zaten üzgün sorunlarımı kendim çözmeliyim" dedim.
Şuan böyle anlatınca normal gelebilir ama 9 yıl boyunca her gün, seninle yaşıt olan insanların seninle dalga geçtiğini ve baban vefat ettiği için annenin sürekli üzgün olduğunu düşün. Gerçekten çok kötü zamanlardı.

- O zamanlar üzüntümü gidermek için bir sürü yol denemiştim hatta intihar etmeyi bile düşündüm ama çabucak vazgeçtim çünkü annemi daha fazla üzmek istemedim. Bulduğum çözüm uyumaktı. "Rüyalarım her zaman güzel oluyor. Üzgün olduğumda uyursam sorunlarım birkaç saat de olsa geçerdi." Diye düşünerek okuldan geldiğim anda uyuyordum. Maalesef uyumak sorunları çözmez, büyütürmüş. Kabus görmeye başladım. Akranlarımın söylediğinden bile daha ağır sözler duydum, gördüm. Babamın benden nefret ettiğini annemin bana beddualar ettiğini duydum. Ağladım, ağladım daha çok ağladım. Gün geçtikte kabuslarım azaldı ama hala nerdeyse her gün görüyorum. Zaten çok arkadaşım olamamıştı ama çok arkadaşım olsa bile onlarda yatıya kalamazdım. Farklı bir yerde uyuduğum zaman hep kabus görürüm. Anneannemde bile kalamazdım. O yüzden dün uyumadım çünkü uyandığım zaman hıçkıra hıçkıra ağlayacak ve seni uyandıracaktım. Senin de rahatsız olup benden uzaklaşmanı istemedim.

+ Bunu anlatmana sebep olduğum için çok özür dilerim. Ama beni rahatız etmemek için kendi uykundan olma lütfen. Hatta kendini çok kötü hissettiğin günler beni uyandırabilirsin. Saatin kaç olduğu umrumda olmaz isterse gece 3 olsun ister 5 saat boyunca seni sakinleştirmek için yanında olayım. Birşey olmaz. Senin iyi hissetmen daha önemli lütfen bir daha böyle birşey yapma.

My paradise | Ushitenजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें