3- a simple request

160 21 41
                                    


Dean o gün markete vaktinde yetişmiş, her zamanki sıkkınlığıyla çalışmıştı.
İşi bittikten sonra hızla bara geçmesi gerekiyordu çünkü müşteriler çoğalmaya başlamadan bardakları dizip her şeyi hazır etmeliydi.

Dean Winchester için hayat belli bir sıradanlıkta ilerlemekteydi. İki iş arasında fazlaca yoruluyor, kalan zamanda ya uyuyor ya da umutsuzlukta kaybolmuş halde boş tv ekranına odaklı düşüncelere dalıyordu.

Hayali üniversiteyi okuyup bir araba tamir dükkanı açmaktı, bölümü otomotiv mühendisliği olsa da asla bir şirkette çalışmayı düşünmemişti. Tek istediği kendine ait bir dükkan ve arabalarla ilgilenmekti. Oldukça basitti, değil mi? O basitlikte huzuru tatmayı ve yaşamının kontrolünü kendi eline alabilmeyi diliyordu. Fakat birikmiş parasına bakılırsa, bu pek yakın zamanda olacak gibi değildi.

Tüm bunların üzerine birde Cas ile karşılaşmışlardı. Kim yıllar sonra ilk aşkını görmek isterdi ki? Dean değil, orası kesin. Neyseki görüşme sadece o gece ile kalmıştı ve sorun yoktu. Yinede sık sık aklına geçmiş geliyor ve modunun düşmesine sebep oluyordu.

2 hafta sonra

Dean müşterilerinden biriyle sohbet ediyordu ve aylardır ilk kez iyi hissettiğini farketti. Jonas arabalar hakkında oldukça bilgiliydi ve aynı zamanda yakışıklı, alımlı bir erkekti de. Aldığı sinyaller yanlış değilse, onunla ilgileniyordu da.

Aslında Dean bunu aylardır yapmıyordu, rastgele biriyle eve geçip seks yapmayı, fakat Castiel'le denk geldiğinden beri zihni ona tekrar ulaşması gerektiğine dair mesajlar veriyordu ve bunu aşmalıydı. Yola devam etmeliydi, lise bitip ondan kaçtığında yaptığı gibi.

"Peki işten ne zaman çıkıyorsun?" Sütlü kahve rengindeki gözleriyle sordu Jonas. Gerçekten anlamlı, parıltılı bakışlara sahipti.

"Birkaç saatim var, neden?"

"Sonrasında takılabiliriz diye düşünmüştüm ama fazla vaktim de yok, sabah erkenden uyanmam gerek." Yüzü mahçup bir ifadeyle kaplandı.

"Sorun değil," elini havada anlamsızca salladı. "Belki başka zaman."

"Aslında numaramı verebilirim, daha uygun bir saatte kahve içmeye falan gidebiliriz?"

"Tabi, iyi olur." Dean kenardaki not defterini ve kalem uzattı. Aslında umduğu basit bir tek gecelik ilişkiydi, randevuya çıkmak değil. Onu arayıp aramayacağı konusunda kesin bir fikri yoktu ama belli etmedi.

Jonas kağıdı öne doğru uzattı ve tebessümle "İşte," dedi. "Aramanı sabırsızlıkla bekleyeceğim."

Dean yalnızca başıyla onayladı, elbette tanıştıklarına memnun olmuştu fakat bugünlerde bir sekse ihtiyacı vardı. Tam anlamıyla kafasını dağıtmaya.

Jonas gittikten sonra ve iş çıkışına yarım saat kadar varken, tanıdık bir sima karşında belirdi.

"Viski alabilir miyim?"

Dean şaşkınca ona bakmaya devam etti, hareketsizce.

"Eğer bittiyse votka da olur?"

"Burda ne arıyorsun?" Hafifçe öne eğildi Dean. "Çalışıyorum Cas."

"Farkındayım. O yüzden içki istedim."

pretend its real, until it isn't //destielМесто, где живут истории. Откройте их для себя