2-the night

148 21 38
                                    


Dean sürekli saate bakarak geçirmişti kalan zamanı. Castiel'in kalmasını beklemiyordu, numarasını alarak gitmesini beklemişti.

Hem niye görüşmek için bu kadar istekliydi ki? Tamam, lisede çok iyi arkadaşlardı ve güzel hatıraları vardı fakat Dean sonrasında onu hayatından tamamen çıkarmıştı. Sebebi hakkında ne düşünmüştü acaba Cas? Asıl sebebi bulamadığı kesindi ama fikirlerini duymayı isterdi.

"Çıkabiliriz." hala içmeye devam eden arkadaşına seslendi. "Yoksa kalıp şişenin dibini görmek mi istersin?"

"Hayır," Sendeleyerek ayağa kalktı. "Gitmek için hazırım."

Hazırdı ve sarhoştu, orası kesin. Ne yapmalıydı? Dağınık saçları ve tatlı bakışlarıyla eski aşkı/arkadaşı ile nasıl vakit geçirmeliydi?

"Gidelim." dedi Cas cebinden beceriksizce para çıkarırken. "Araba kullanabilir misin?"

"Evet, Impala arkada."

"Vay canına," Arkadaşı ıslık çaldı. "Hayatım boyunca o arabayı kullanacağım dediğinde sana inanmamıştım."

Dean öyle bir cümle kurduğunu bile hatırlamazken Cas'in aklında tutmuş olması sevimliydi.

Birlikte bardan çıktılar, Dean önden giderek arabayı çalıştırdı.

"Nereye?" diye sordu, eve dememesini umarak. Bir yerde oturup sonrasında ayrılmaları daha idealdi.

"Sana gidebiliriz."

Zaten ne zaman hayatındaki herhangi bir şey istediği gibi ilerlemişti ki? "Pekala." dedi sessizce.

Impala'da biriyle olmayalı uzun zaman olmuştu. Sokaklarda ilerlerken göz ucuyla Castiel'e baktı, başını pencereye yaslamıştı ve fazlasıyla sarhoş olduğu her halinden belliydi. Ne gibi bir takılma bekleyerek saatlerce durmuştu ki? Bir anda eski lise günlerine dönüp hoş sohbetler edeceğini falan mı sanmıştı?

Tam bir fiyaskoydu, tüm bu karşılaşma ve sonrası.

Sonunda evine geldiklerinde, yolculuk on dakika kadar sürmüştü; sessizlik içinde, Dean arabayı durdurdu ve indi. Yolcu kapısına geldiğinde aşağı eğildi, arkadaşının gözlerinin kapalı olduğunu fark etti.

Derin bir iç çekti ve kapıyı yavaşça açtı. Başı boşluğa düştüğünde "Ne?" dedi Cas yarım açık gözleriyle. "Ne oldu?"

"Geldik."

Neyseki sorunlardan biri çözülmüştü, ne yapacaklarına dair endişe etmesine gerek kalmamıştı. Cas hantal adımlarla yanında yürürken evinin kapısını açtı. Sam ya da arkadaşlarından biri geldiğinde kalmaları için ayarladığı misafir odasına geçti. Yatak zaten hazırdı ama yinede çarşafı değiştirdi. Cas kapı pervazına yaslanmış öylece bekliyordu.

"İşte, uyuyabilirsin."

Castiel hiçbir şey demeden trençkotu ve  gömleğini çıkardı, kendini yatağa attı. Aynı saniye içinde uykuya dalmış gibi görünüyordu.

Dean durdu ve arkadaşını izledi. Yüzündeki duruluk, masumiyet, o sempatik duruş... Tüm bunlar ona aşık olduğu zamanları zihninde tekrar canlandırıyordu. Cas Dean için farklıydı, her anlamda. Gay olduğunu farketmesine sebep ona olan aşkıydı. Gece ve gündüz daima onu düşünüp tüm benliğini arkadaşına kaptırmıştı.
Öyle ki, liseden sonra da asla o aşkı tam olarak kalbinden atamamıştı. Yıllarca onu görmemiş, sesini duymamış, hatta başka kişilerle sevgili olup defalarca kez denemiş olmasına rağmen.

pretend its real, until it isn't //destielWhere stories live. Discover now