'[10]

64 8 0
                                    

'[10]

Ellerin titriyordu.

Bağdaş kurup oturduğun yatağın üzerinde sağ elin sol elini tutmaya çalışıyordu ancak iki elinde ciddi şekilde titriyordu.

"Ağlama, sinirimi bozuyor." Dedi Bakugou, işaret ve ortak parmağının arasına sıkıştırdığı sigarasından aldığı dumanı üflerken.

"Sen... N-ne yaptın?" Dalarak konuşuyordun. Gözlerinden yaşlar süzülüyor, sesin gittikçe daha çok kesiliyor ve nefeslerin düzensizleşiyordu.

"Öldürdüm. Neyi anlamak istemiyorsun?" Diyerek sigarasını söndürdü, Bakugou. Kemikli ellerini çıtlatarak rahat bir pozisyon aldı ve oturduğu ve koltukta sana bakındı. "Ağlama dedim. Sikeyim!" Ellerinin arasına kendi yüzünü alarak gözlerini yumdu ve bıkkın nefes verdi.

"Sen... S-sen birini öldürdün n-nasıl bu kadar rahatsın?" Diyerek ona döndün. Onu anlamıyordun. Bu rahat hareketlerini, bir şey yokmuş gibi davranmasını ve korkusuzca kurduğu göz temasını anlamıyordun.

"Ah..." Öne doğru eğilerek sana doğru yakınlaştı ve saçlarını hafifçe okşadı. "Sikik birinin ölümü neden seni bu kadar geriyor ki?"

Ona hâlâ inanamayarak bakıyordun. Ansızın gelen sinirle gülmeye başladığında geri çekildin. "Ahaha-haha-ha... Hah... Sen... Sen iyi değilsin."

Bakugou, dudaklarının kenarı ile güldü ve sen geri çekildiğin için havada kalan elini yumruk yapıp başını eğdi sinirle dudağını dişleyerek. Eli dudaklarını üzerine gelip sinirle işaret parmağını ısırdığında sol bacağını titreyerek kaldırdı başını.

"Biliyor musun, Deku'm... Bazen beni çok zorluyorsun."

"Hah..." Gözlerin dolarken tek kaşını titrekçe kaldırarak ona yaklaştın ve işaret parmağınla onu göstererek birbirine bastırdığın dudaklarını araladın. "...sen...onu...öldürdün-"

"Hey, ağlama-"

"Sen...onu...öldürdün-"

"Sakın bana onu savunmaya kalkma."

"Gözünün yaşına bile bakmadın." Başını eğdin. "Tek suçu ikimizde sarhoşken tanımadığı ben ile beraber olması mıy-"

"Kes sesini. Sakın...sakın kurma o cümleyi." Dedi Bakugou, sert ve keskin bir şekilde.

İkinizde farklı duygular yaşıyordunuz -sen Bakugou'nun bir duygu yaşamadığını düşünsende. Aynı olaya verdiğiniz bu uçurumdan farksız kadar farklı tepkilerin ikinizde farkındaydınız.

Ağlamaktan şişmiş suratını kaldırarak ona baktın. Titrettiği bacağının üzerinde her bir hareketle sallanan elinde döndürdüğü zippoyu bir açıp yakarak, bir kapatarak sakinleşmeye ve düşüncelerini yönlendirmeye çalışıyordu.

"Geçmişte kalan bir olaya neden bu kadar sinirleniyorsun? Hiç bir suçu yoktu!"

"Kes sesini, Deku. Bana yalan söylediğine inanamıyorum."

"Neden bir yalana bu kadar taktın anlamıyorum. Senin gibi birine karşı her kelime dikkat etmeliyim zaten tabii ki de ederim!" Dediğinde Bakugou hafif eğik olan başını sinirle gülümseyerek kaldırdı.

"Hayır, Deku... Sen çok yanlış anlamışsın." Dedi ve elindeki zippoyu avuçlarının arasına alarak elini yumruk yaptı. "Sen. Beni. Aldattın."

Şok içinde ona baktın. "Ne?"

O an durdun. Anlamaya çalıştın. Bunu yapmış mıydın, ama nereden biliyordu ki, ne alakası vardı?

Güldü ve sana doğru eğildi. O an gözlerinin dolduğunu gördüğünde o saklamak istercesine başını eğdi. " Sen... O kişiyle benden sonra da buluştun. Hiçbir boku hatırlamıyorsun, bari numaranı verdiğin o günü hatırla! Sikeyim! Sana inanamıyorum... Beni aldattın!" Elini alnına götürdü ve derin bir nefes verdi.

OBSESSİON' BAKUDEKUWhere stories live. Discover now