'[2]

136 16 5
                                    

|bu kurgulara biraz bakındım özellikle bakugounun olduğu kurgularda illaki bir tecavüz görüyoruz. Aslında bakugounun karakteri açısından evet oldukça olağan bir şey ama ben bu kurguda yazmayacağım.

Sikiş sikiş diye anıranların olacağını düşünüyorum o yüzden tahminen smut yazarım ama tecavüz olmayacak.

Tecavüz sahnesi okuyarak mastürbasyon yapan gördüm aq o yüzden yazmicam kimsenin zevk kaynağı olamam bu tarz şeylerden hoşlanıyorsanız gidip sikik pornonuzu açın herkesin porno zevkine saygı duyamam aq

Bakugou bnha daki gibi bir karakter olacak ama Midoriya'ya karşı bu tavrını pek göstermesini istemiyorum

Bakugou ona sert bir tokat attı, onu altına aldı, tecavüz etti ama midoriya onu yine de sevdi. Bu ne mk sevgi için sağlam neden ver bana. Attığın tokatı buruşuk amına sokarım senin

Neyse bilgilendirme bu kadardı.

'[2]

Kolundaki zincirin hareketinle olan özdeş sesi ile irileşti irislerin.

Sağ el bileğine ve sol ayak bileğine takılı olan zincirlerini fark etmen ile dilin tutulmuştu.

Sabah kalkar kalkmaz başkasının yatağında, bambaşka bir evde uyanmak yeteri kadar seni etkilemişken şimdide bağlı olan zincirlerine bakındın.

Değiştirilmiş beyaz, pamuklu tişörtün buruşmuştu. Hatırladığın tek şey başına vurulmuş olması iken sadece dün olanları unuttuğunu umdun.

Üzerini kendin değiştirdiğini, yolu ve evi bildiğini umdun.

Ensen sızlıyor ve şakakların zonkluyordu. Ani ayağa kalkışın ile başının dönmesi bir olurken tutunmak için uzandığın beyaz komidinde ki fotoğrafın çarptı gözüne.

"N-neler oluyor burada?"

Kapının açılması ile arkanı döndün sese doğru. Elinde bir tepsi, dağınık sarı saçlar ve uyumadığını belli eden mor gözaltları ile o oradaydı.

Bakugou Katsuki.

"Manzarama da bakın." Diyerek kapı pervazına yaslandı yüzündeki sırıtışla. "Sabah bile bu kadar güzel olabilir misin?" Yaslandığı yerde kendini hafifçe itip sana doğru adımlamaya başladığında hafif bir korku saldı kendini.

Onun adımlarıyla birlikte kendini ayakta bulduğunda duyulan büyük ses sarı saçlı adamın hoşuna gitmiş gibiydi.

Sinirliydin ama tepkini göstermekten de korkuyordun. O elindeki tepsiyi yatağa bırakırken, doğrulurken ve sana doğru adımlarken dahi her bir hareketine göz dikmiştin.

Karşına gelir gelmez aranızdaki boy farkı dahi korkutmuştu seni. İri bir vücudu vardı ve bu sefer yüzündeki o gülümseyen suratı silinmişti. Onunla gireceğin herhangi bir kavga da yenileceğine emindin. (özgünlük yok)

"Bir şey mi soracaksın?" Sesi net ve keskindi. Sanki biraz önceki o akışı ve cümleleri bambaşka biri kurmuş gibi.

Tekrardan titredi vücudun. "B-bana ne ya-yapacaksın?" Göz kapaklarını zorla kapatıp açıyor ve ağlamamaya çalışıyordun. Avuçlarını yumruk yapmış sıkarak karşısında güçlü durmaya çalışıyordun.

Karşısındaki sarışın gülümsedi. "Ne yapmamı istersin?"

"N-ne yapacaksın bana? B-bu zincirlerde ne?" Ona doğru yaklaştın ve ellerini görebileceği bir pozisyonda birleştirerek hafifçe eğildin. "Bak... sana yalvarırım. Y-ya-yalvarırım bırak gideyim, lütfen. Ne yaptıysam affet beni."

Sarı saçlı kaşlarını çattı ve eğdiğin yüzünü işaret parmağıyla kaldırdı. Yaşlarla dolu yüzüne eğilerek baktı. "Ne bokundan bahsediyorsun lan sen." Cümlesinin ardından düşünürken ufak bir kahkaha attı. "B-bir dakika. Yani sen senin peşinde olmamın ve seni buraya getirmemin bana bir şey yaptığın için olduğunu mu düşünüyorsun?" Dedi ve tekrardan kahkahalara boğuldu.

OBSESSİON' BAKUDEKUTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang