1. Bölüm

122 3 12
                                    

Sebastian sabah annesinin yumuşak sesiyle kalkmıştı. Olivia oğlu Sebastianı kaldırdıktan sonra diğer oğlunu kaldırmak için kolidorun sonundaki odaya yürüdü ve kapıyı açarak kafasını içeri uzattı.

Olivia: Claude, Hadi oğlum kalk.

Claude: Hm?

Claude uykulu sesiyle konuşunca Olivia kıkırdayarak konuşmasına devam etti.

Olivia: Eğer kalkmazsan işe ilk günden geç kalırsın.

Claude kaçışının olmadığını anlayınca yatakta oturur pozisyona gelerek esnedi.

Claude: Tamam anne hazırlanıp geliyorum.

Olivia gülümseyerek kapıyı kapattı ve mutfağa geçerek eşinin yanındaki masaya oturdu. Joseph gülümseyerek eşinin uzun siyah ojeli elini tuttu ve oğullarına itafen *kalktılar mı?* diye sordu. Olivia gülümseyerek kafasını olumlu anlamda salladı ve uzun siyah saçlarını sol eliyle omzundan arkasına doğru attı. Joseph eşinin elini bırakmadan iş hakkında konuşmaya başladı ve Olivia eşinin işle ilgili sıkıntılarını merakla dinlemeye başladı. İkisi konuşurken Claude ve Sebastian hazırlanarak mutfağa gelmişlerdi. İkisi de anne babalarına gülümseyerek günaydın dediler ve yerlerine geçerek kahvaltı etmeye başladılar. Michaelis-Faustus  ailesinin bir adeti vardı, kahvaltıdan sonra kahve yada çay içilir ve sohbet edilir daha sonra herkes nereye iterse oraya giderdi. 

Olivia herkesin kahvaltısını bitirdiğini görünce ayağa kalkarak herkese bir fincan kahve koydu. Sebastian kendisine kahve kupası uzatan annesinin elinden kupayı aldı ve bir süre annesini süzdü. Uzun siyah saçları, siyah gözleri, dolgun kırmızı rujlu dudakları ve uzun siyah renkli tırnakları vardı. Bunun üzerine giydiği ayak bileklerine kadar olan siyah eteği, beyaz bluzu ve siyah topuklu ayakkabıları onu dahada güzel ve asil gösteriyordu. sağ ayak bileğine  bileğine gümüş zincir takmıştı. Kulaklarında sallanan yıldızlı küpeler vardı ve sol yüzük parmağında alyans, diğer parmaklarındaysa alyansa uygun yüzükler vardı.Boynuna lotus çiçeği ve kuş şeklinde kolye vardı. Annesi yerine geçince babası konuşmasına devam etti ve Sebastian gözlerini bu sefer babasına çevirerek onu süzdü. Aynı annesi gibi siyah saçları vardı babasının. Ama annesininki gibi siyah değil sarı renkteydi ve her zamanki gibi siyah bir takım elbise giyiyordu. Sol yüzük parmağında bir alyans vardı sadece.

Joseph: Yeni işiniz için heyecanlı mısınız bakalım?

Claude ve Sebastian: Yani, biraz.

Joseph: Biliyorum sizi neden şirketin başına geçirmek yerine öğretmen yaptığımı merak ediyorsunuz.

Claude ve Sebastian kendisine bakınca konuşmaya devam etti Joseph.

Joseph: Bu tür işler sabır gerektirir. Ve sizinde bu işe başlamanız için sabırlı olmanız gerekli. Bu yüzden bir süreliğine öğretmen olarak tanışacaksınız.

Claude: Öğretmenlikle sabrın ne alakası var baba?

Joseph: Öğretmenler çok sabırlı insanlardır. Bunu aynı anda 20-30 çocukla uğraşmasından anlaya bilirsiniz. Bu yüzden sizi sabırlı olmayı öğrenin diye bir okulda öğretmen olarak gönderiyorum.

Claude ve Sebastian kafalarını anlıyorum anlamında sallayınca Joseph gülümsedi ve konuşmasına devam etti.

Joseph: Bunun üstesinden başarıyla geleceğinizden eminim. Hatta sabırlı olduğunuzu da biliyorum. Sadece emin olmam gerek.

Claude ve Sebastian sıcakça gülümseyince sohbet kaldığı yerden devam etti.

---------------------------------------------------------------------

ilk üç bölüm karakterlerin aile hayatını anlamanıza yardımcı olmak amacıyla yazılmıştır.

Teacher?Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu