YEDİNCİ BÖLÜM/İHANET

562 47 52
                                    

MERHABALAAAAR! 

Sizi yeni bölümle baş başa bırakıyor ve bol bol yorum ve vote bırakmanızı diliyorum... 

Sizleri seviyorum.





Elimdeki flsah belleğe bakarken sert bir şekilde yutkundum. Bu kadın Demir'in adamı mıydı? Demir burada olduğumu o kadından mı öğrenmişti? Benden ne istiyordu? Bu flash bellekte ne vardı? 

Bellek elimdeyken bakışlarımı odada gezdirdim. Bunu takacak bilgisayar bulmalıydım. 

Bakışlarım çalışma masasının üstünde duran dizüstü bilgisayarda durdu. Hızlı adımlarla bilgisayara yaklaşıp derin nefes alarak kapağını kaldırdım. Şifre olmamasına dua ederek bilgisayarın güç tuşuna basıp açılmasını bekledim. Bir süre sonra şifresi olmadan açıldığını görünce hızla elimdeki belleği bilgisayara takıp açılan sekmeden belleğe girdiğimde bir adet yüklü video gördüm. Kalbim gümbürtüyle çarparken o videonun üstüne tıklayıp açılmasını bekledim. Video açıldığında Demir'in doğrudan yüzünü gördüğümde irkildim. 

"Bahar, olduğun yerde iyi misin? Yavuzlar sana iyi davranıyor mu?" diye girdi söze. Keyifli görünüyordu. 

"Şimdi Duru Merisa seni el üstünde tutuyordur." 

Sert bir şekilde yutkundum.

"Ah benim yumuşacık kalpli sevgilim..." dudaklarım aralandı. Ona neden sevgilim demişti ki? 

"Ah, az daha unutuyordum..." kamerayı çevirdiğinde gördüğüm iki yüzle oturduğum sandalyeden fırlayarak ayağa kalktım.

"Misafirlerimize hoş geldin de." 

Karşımda iki sandalyeye bağlı Aysel halam ve Kenan vardı. Ağızları bağlıydı ve halam ağlıyordu. 

Demir, kolunu Kenan'ın omzuna atıp kameraya el salladı.

"Merhaba Bahar, ailenin sana selamı varmış yani az önce öyle söylediler." 

Bakışlarını Kenan'a çevirdi. 

"Selam söyle ona." Ağzı bağlı Kenan garip sesler çıkarıyordu. 

"Sana annen hiç terbiye vermemiş." 

Uzanıp elindeki sivri bıçakla Kenan'ın koluna bir çizik attığında ellerimle ağzımı kapatıp hayretle onlara baktım. 

Bakışları beni buldu.

"Misafirlerimin canı yansın istemiyorsan onlar seni yanında tutuyorken bana istediğim her şeyi göndereceksin Afrodit." 

Kalbim ağzımda atıyor gibiydi. Onlara resmen zarar veriyordu. 

"Halanı da annenin yanına gömmek istemiyorsan senden şimdilik isteyeceğim üç şeyi yapacaksın." 

İşaret parmağını kaldırdı.

"Bir, bana Yavuzların getirdikleri yeni malların yerini söyleyeceksin. İki, bana kurdukları bir plan varmış onu öğreneceksin ve bana söyleyeceksin. Üç..." gülümsedi. 

"Duru Merisa'nın gülümserken bir fotoğrafını bana göndereceksin." dudaklarım aralandı. O tam bir psikopattı. 

"Onun gülüşünü unuttuğum için kendimden nefret ediyorum çünkü." gözlerini kapatıp derin nefes aldı.

"Onun kokusu ise hala burnumda." bu hastalıktı.

Gözlerini açıp kameraya baktı. 

"Bir de bunları öğrenebilmen için seni yanından ayırmayan Aybars Yavuz'a elinden geldiğince yakın ol. Hatta işlerinin daha kolay gitmesini istiyorsan onu kendine aşık et çünkü ben onları mahvetmeden misafirlerimi göndermeye hiç niyetim yok ve emin ol bu ilk ve son görevin olmayacak." 

MAHKUM- KARANLIĞIN ARDINDA(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin