DÖRDÜNCÜ BÖLÜM/KURTULUŞ ANAHTARI

696 48 68
                                    

MERHABALAAAAR!

İLHAM İÇİN BOL BOL YORUUUM

BURAYA BAŞLADIĞINIZ SAATİ YAZIN...

SİZLERİ SEVİYORUM...











Masmavi gözleri gözlerimdeyken duydukları üzerine kaşları kısa süreliğine alnına doğru kalktı sonra düz bir hal aldı.

Elindeki peçeteyi bir köşeye fırlatıp bakışlarını tekrar bana sabitledi. Dişlerini sıkmaya başladığını çenesinden anlamıştım.

"Benden nefret ettiğini daha bu sabah söyledin şimdi de bu küçük yüzde benden hoşlanan bir ifade görmek yerine görebildiğim tek şey korku."

Bu kadar zeki adamı bu şekilde kandırmaya çalışmak aptallıktan başka bir şey değildi.

Şimdi ne söyleyecektim? Bana kesinlikle inanmamıştı.

"Daha bu sabah adamımla yatmak için gelen bir kız bana şimdi neden böyle şeyler söylüyor?" dedi dalga geçtiğini belli ettiği bir ses tonuyla.

Alt dudağımı yaladım. Kesik bir nefes aldım.

"Adamım mı? Arabasına çarptığım adam senin adamın mıydı?" Demir'in, Deli Kadir dedikleri o adam için ikinci büyük mafya olduğunu söylediğine göre birinci ve en tehlikelisi şuan karşımda mı duruyordu? Çünkü gözlerimin önünde bu adam ona emir vermişti.

Bacaklarım bu gerçekle titremeye başladı.

Kafasını usulca salladı gözleri gözlerimdeyken. Dudaklarım hayretle aralandı.

Bir adım daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Telaşla yüzüne bakarken koluma parmaklarını sarıp sıkmaya başladığında yüzümü buruşturdum.

"Peki sen kimin adamısın?" sorduğu soruyla artık sonumun geldiğini anlamıştım. Şimdi ne diyecektim? Bu durumdan nasıl kurtulacaktım?

Titreyen dudaklarımı araladım.

"N-ne adamı? B-ben burada olma sebebimi sana söyledim!"

Kaşları çatılıyken düz bir hal aldı. Nefesini yüzümün her noktasında hissediyordum.

"Benden hoşlanıyorsun demek. O halde benimle tekrar karşılıksız da yatarsın." gözlerim sözleri üzerine büyürken kafamı hızla olumsuz anlamda salladım.

"Bu ne demek oluyor? Birinden hoşlanıyorsan onunla yatar mısın yani?!" alt dudağını yaladı.

"Ne yaparsın başka?"

Bir süre düşündükten sonra dudaklarımı araladım.

"Film izlersin, yemek yersin hatta lunaparka bile gidersin." gözleri kısıldı.

Tanrım, karşımdaki mafya babasına lunaparka gidebileceğimizi mi söyledim şimdi?

Delirmiş miydim ben?!

Sesli bir yutkunma.

"Tamam, yeter bu kadar yılanın başına gidiyoruz ne sik yapmak için seni peşime taktı öğreneceğim."

Kolumu çekiştirmek istediğinde kolundan tuttum. Bakışları önce tuttuğum koluna sonra gözlerimde durdu.

"Yılanın başı kim oluyor?"

Bir süre yüzüme baktıktan sonra kaşlarını çattı. Nefret tohumları yüzünün her bir noktasına ekilmiş gibiydi.

"Demir Soykıran."

Gözlerim duyduğum isimle iyice açılırken beni peşinde sürüklemeye başladı. Elinden kurtulmak için direniyordum fakat o kadar güçlüydü ki ondan kurtulmak mümkün değildi.

MAHKUM- KARANLIĞIN ARDINDA(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin