9

468 43 18
                                    

James Arthur~Impossible

"Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar."
(Necip Fazıl Kısakürek)

14.10.2022
Cumartesi

Taehyung

Hazırlanıyorum, her zamankinden daha istekliyim bugün. Yüzüme bir yüz maskesi uyguluyor, saçlarımı her zamankinden daha güzel tarıyor ve dolabımdan en yeni kıyafetlerimi seçiyorum. Siyah palazzo pantolon, siyah kazak ve üzerine de kaban...
Parfümü sıkıyorum her yerime, resmi alırken yakın bulunuruz birbirimize.

Sonunda hazırım Sevgili, Yoongi'ye kendim gidebileceğimi söylüyor, gitarımı alarak ayrılıyorum evden. Durağa ilerliyor, biniyorum gelen minibüse. Çok heyecanlıyım Sevgili, çok... Şimdi beni bekliyor olma düşüncen dahi kalbimin atışını hızlandırıyor. Sana geliyorum Sevgili, bekle beni olur mu?

İniyorum minibüsten, az bir yürüme mesafesi var yerime. Gitarım sırtımda yürüyorum ve vardığımda ise seni arıyor gözlerim. Daha gelmemişsin, olsun beklerim ben Sevgili. Geleceğim dedin ya sen, ben ömrümün sonuna kadar da beklerim.

Sandalyemi getirmedim, bir banka oturuyorum o yüzden. Gitarımı çıkarıyorum çantasından ve dizlerime koyduktan sonra ise başlıyorum çalmaya, söylemeye.

Gözlerim seni arıyor, gelmiyorsun Sevgili. Olsun beklerim ben seni. Soğuk da aslında hava, erken gelsen olmaz mı? Söylemedim say Sevgili, soğuktan donsa da uzuvlarım, titretemese bile gitarımın tellerini parmaklarım, ben beklerim seni. Beklemek güzel şey. Değil aslında ama güzel de, anla işte Sevgili. Bir de gel olur mu, gel bekliyorum.

Unuttun mu yoksa beni, önemli bir şey mi oldu ya da? Hasta olmadın değil mi? Umarım iyisindir Sevgili, umarım sadece unutmuşsundur verdiğin sözü. Sana bir şey olması düşüncesi bile acıtıyor kalbimi. Sen iyi ol sevgili, ben yine de beklerim seni.

Gelmiyorsun, gelmedin. Gitarımın tellerini bugün de son kez titretiyorum ve dinleyen birkaç kişiye selam vererek toparlanmaya başlıyorum. Pınarımdan bir damla gözyaşı süzülüyor, yüzümde geziniyor. Bugün çok mutluydum oysa, neden gelmedin Sevgili? Gelir misin acaba, geç mi kalacaksın yoksa? Gitmiyorum, gitmeyeceğim Sevgili. Sen gelene kadar oturacağım burada.

Soğuk vücudumu sarıyor, kabanımın önünü kapatıyor, üşüyen ellerime üflüyorum. Isınmıyorlar, sen tutsan ısınırlar aslında. Gelsen buraya ve tutsan elimi. Ah Sevgili, hayali bile çok güzel ve de imkansız...

Saat seni sensizlik geçiyor, ben hâlâ bekliyorum seni. Yoongi çaldırıyor telefonumu birkaç defa, açmıyorum. Biraz kalkıyorum, olduğum yerden uzaklaşmadan git gel yapıyorum. Ellerim paltomun cebinde, gözlerim yollarını gözlüyor ve sen gelmiyorsun.

Korna sesiyle kaldırıyorum çökmüş başımı, Yoongi gelmiş. Arabadan iniyor ve koşarak geliyor yanıma. Yere indiriyorum kafamı ama geldiği gibi avuçluyor yüzümü ve görüyor gözlerimi, çaresizliğimi.

"Ne oldu?" diyor, sesi ziyadesiyle endişeli. Çatallanmış sesimle cevaplıyorum.
"Gelmedi..." diyorum, sonra ekliyorum.
"gelecek ama, Yoongi biraz daha bekleyelim. Söz verdi bana."

Gözleri doluyor, beni uzun zaman sonra yine aynı şekilde gördüğünden kaynaklı sanırım. Gitarımı alıyor, asıyor sırtına. Ardından omuzlarımdan tutup kaldırıyor şu güçsüz bedenimi, arabaya götürmeye çalışıyor. Kurtulmaya çalışıyorum kollarından, "Yoongi gitmeyelim. Ya gelirse, ya ben olmazsam burada..?"
Güçlükle tutuyor beni kollarında.
"Yarın yine geliriz." diyor. Gözlerinin içine bakıyorum ve aralıyorum soğuktan titreyen dudaklarımı.

"Sahi mi, gelir miyiz?" sallıyor kafasını hızlıca. "Evet..." diyor, "ama şimdi eve gidelim, hasta olacaksın."

Sallıyorum kafamı, güçsüz bedenimi serbest bırakıyorum. Arabaya kadar götürüyor beni ve bindiriyor da. Kemerimi bağlayıp şoför koltuğuna ilerliyor ve kontrol etmek istercesine bir kez daha bakıp sürüyor arabayı. Yollar, yollar bitmiyor. Gözüm Yoongi'ye kayıyor, ağladığını görüyorum. O kadar mı kötüyüm diyorum içimden. Yoongi en son annemle babam vefat ettiğinde ağlamıştı. Jeongguk onları bekledim her gün, annemle babam iş gezisine gitmişlerdi çok özlemiştim onları. Geliyoruz dediler, heyecanla bekledim odamın camından onları. Gelmediler Jeongguk; onlar da gelmedi, sen de...
Biliyor musun Jeongguk, ben bir daha şarkı söylememeye yemin etmiştim. Anneme söz vermiştim, geldiğinde sana şarkı söyleyeceğim demiştim. "Ben gelene kadar kimseye söyleme." demişti annem. Söylemedim, bir daha kendi kendime bile mırıldanmadım şarkı. Yoongi çok ısrar etti, dene dedi Jeongguk. O yüzden söyledim o akşam ve seni gördüm. Her gün geldim senin için ve her gün şarkı söyledim. Hatta yazdım da. Yoongi çok şaşırdı, sormadı hiçbir zaman. Uzun zaman sonra bu denli mutlu olduğumu gördüğünden belki de ama bugün yine ağlıyor Jeongguk. Yoongi ağlıyorsa, durum hiç iyi değildir.

Eve geliyoruz, güçsüz bedenimi taşımama yardım ediyor. Odama kadar dayandırıyor beni kendisine, yatağıma yatırıyor. Eşofman takımı çıkartıyor dolabımdan.
"Çıkıyorum şimdi, bunları giy ve uyu." diyor.
Kapıya yöneliyor, ışığı kapatmadan bakıyor son kez. Aralıyorum dudaklarımı, bekliyor.
"Gelir mi Yoongi?" diyorum. Kimi sorduğumu dahi bilmiyor ama kafasını sallıyor, "Gelir." diyor ve ışığı kapatarak ayrılıyor odadan. Yoongi bile bu kadar çaresiz Jeongguk, ne yaptığının farkında mısın?

Ah be Jeongguk, ah be abii
🙋‍♂️🙋‍♂️🙋‍♂️

LAVINIA| taekook √Where stories live. Discover now