Sevdiklerim, ruhumu dinlendiren bir kaç melodi,
Bazıları hipop bazıları slow,
Damardan girer bazıları, kalbimin kulak aşinası.
Özeldir senin için bir kaç beste,
Hayrani oldugumun hayatlardan kesitler,fısıldar gecenin sessizliğinde.
Bir kaç melodide binlerce hayat gizli,
Bir melodiydin hayatimda binlerce hayattan esinti.
Seni yaşamak yerine, dinledim,
Yaş artıkça düştü gözümde ederin.
Sıkıntı büyüdü, kulaklarımı acı bürüdü,
Ve sonra melodilerin beni aşk diyarına sürdü.
Bir kaç adımda takıldı ayaklarım düştüm, kör kuyular önüme çöktü.
Duvarlarda yankılanan bir kaç söz buldum,
Meğerse bu karanlık kör kuyulardaymış bedelim.
Aşk diyarı denen hayali yer
Nedeniydi, sukutun bin ahh yakarması gibiydi.
Sıra sıra dizilmiş bu duvarlar arasindan akıyor hapsolmuş dizelerim.
Aşkın ışıgı söner birazdan,
İşte o zaman bu kör kuyu duvarlarında pineklerim.
Oysa Sende bulmuştum ben aşk denen o harç'ı,
Ve sen kazandın bu Tahtı, sen oturdun,
Sen oldun melodilerimin baş Tâcı.
Ve yine sendin bu kör kuyularda anılan en güzel dileklerim.
Aşk ateşinden yandı gözlerinin spotları,
Bir gözlerin vardı, ondandır ben hiç gece yaşamadım.
Ve aşk ateşinden şimdi bu kör kuyularda karanlığım.
Kör kuyular kadar derindi gözlerin,
Şimdi ise kör kuyular kadar kör gözlerin.
Fazla aşk mağduru, çaktı kıvılcımı gönlüme,
Alev aldı soğuk duvarlar arası kıvılcım.
Gönlümun alevi aydınlatmıştı,loş bir ışık saçtı
Gördüklerim, kırık dökük hayaller ile süslü duvarlar.
Melodiler, gönlümün bahçesinde yanan umut hışırtım,
Alevin vurduğu gönlümün bahçesinden kelebeklerim kaçtı.
Bir çift güvercin vardı, yuvalarında bir yavru,
Adı sevgiydi bırakamadılar, tek yönde birikti tüm dualar.
İmdadına yetişen göz yaşlarım,
Alevi söndürmüştü cemre oldu yüregim içine göçtü.
Ve yine karanlık bedenime büründü,
Kurtulmak mümkünmü, bu aşkın kör büyüsü.
Arasında melodiler bitmiş bu yıllanmış taşların,
Yankılandıkça etrafımda,hışmıma uğrar göz yaşlarım,
Aşk diyarındaki kuyulardan oluk oluk su çeker hayat,
Bense bu kuyuda duygu selinin en büyük taşrasıyım...
