Tutsaklık, ölüm, dahası var;
Hepsi sana ulaşmak pahasına.
Ya düşer başım dizlerine,
Ya da nasip olur bir hasıma.
Ödül koymuş zaman başıma,
Zaten dünyada sayılı aşım var.
Bakmayacak gözümün yaşına,
Nice ölenlerden nice yaşım var.
Alalım en başından, bir musalla taşında,
Yaşam el etek çekmiş tırnağından, saçından.
Tükenmiş neşen de, hasretin de, acın da,
Sapmış beden yaşam amacından.
Vuslat dik bir dağ yamacında,
Görüyorum her şey net, tam açım da.
Bir savunma var doğanın anacında,
Denize sudan zarar gelmez, kara çığdan.
Ben yola çıktım ama yol sana çıkmadı.
Ben de sana çıkmayan bu yoldan çıkmadım.
Bir kapıyı kapatan, birini açar,
Sana tüm kapılar kapanır da kalp kapım açık kalır.
Güneş sana doğar, sular sana doğru akar.
Ay sana vurur, sesin gönlümü yakar.
Sen ses edince sesinden utanır saka,
Sen gülünce bitki örtüm papatyalar takar.
Sen gelirsen siyahından sıyrılır geceler,
Sen yanımda ol duacın olur tüm secerem.
Sen gelirsen bir kandile sığar bütün geceler,
Sen yanımda olursan ben gülerim ecele.
Gözbebeğim sen bir ağla, gerek kalmaz suya.
Sen fısılda, sağır sultan bile duyar.
Adamlık öğretirsin en çıkmayacak huya,
Sen niyet et yeter ki tüm cemaat uyar.
Orada feryat et, burada bir can ölür.
Bir nefes üfle yeter kuş kaybeder yönü.
Ateşin yakar, damla suyu kalmaz gölün.
Işığın bir defalık kartal eder körü...
Orhan Gül..
Canfeza/PAHA
