1.7

97 16 47
                                    

Zilin çalmasıyla herkes koşarak sınıfa girmişti. Fizikçinin ağzına düşmektense koşarken yere çakılmak daha iyi bir seçenekti. Oturup hocanın gelmesini beklerken kendi aralarında hocanın dedikodusunu yapıyorlardı. Yani daha doğrusu herkes farklı şeylerle uğraşıyordu, dedikodu yapanlar hyunjae ve sunwoo ikilisiydi. Bir şey yapıp yapmadığı anlaşılmayan bir juyeonumuz vardı tabii ki. Aslında kendine göre çok önemli bir şey yapıyordu (Hyunjae'yi izliyordu).

Kapıdan içeri fizikçi adım atınca ölüm sessizliği denilen şey olmuştu sonra ise klasik bir günaydınlaşmanın ardından hoca hemen tahtaya bir şeyler yazmaya başlamıştı. Dersin ilk yarısı gayet normal sıkıcı bir fizik dersi olarak geçmişti ta ki müdür yardımcısı kapıyı çalıp, yanında bir çocukla içeri girene dek.

"Hocam dersinizi bölüyorum ama-" Müdür yardımcısı sözünü bitirmeden fizikçi hemen 'yok yok devam edin siz hocam' demişti bile. Yalaka herif.

"Evet, Sevgili arkadaşınız Jungwoo tekrar aramıza geri döndü. Eminim onu çok özlemişsinizdir." Konuşurken bir yandan da boş bir yere oturması için yanındaki çocuğa işaret veriyordu.

"Ne demezsiniz! o kadar çok özledik ki." Hyunjin herkesten önce davranıp konuşmuştu. Hyunjin kim derseniz, dünya güzeli, erko fobik ve heejin'in sevgilisiydi.

Hyunjae o sırada juyeon'a bakıp bu jungwoo o jungwoo mu diye anlamaya çalışıyordu. Sadece adını biliyordu ama juyeon'un anlattığı gibi bu kişi de ara vermişti okula. Bu çocuğun o jungwoo olması düşüncesi bile sinirlendirmişti hyunjae'yi.

Juyeon'a gelirsek, sakin duruyordu ama rahatsız olmuş gibiydi. En azından hyunjae öyle yorumlamıştı. Younghoon ve sangyeon yumruklarını sıkınca emin oldu Hyunjae, jungwoo denen kişiydi bu. O sırada Eric dişlerinin arasında bir siktir çekmiş Sunwoo ise ben demiştim diye söylenmişti.

Biraz geçtikten sonra hyunjae hocadan izin alarak Eric ile yerlerini değiştirmişti. Juyeon'un yanında olmak istiyordu eh işin ucunda sunwoo'nun yanına oturmak olduğu için de eric söylenmeden kalkmıştı yerinden. Hyunjae juyeon'un yanına geçince Juyeon sıranın altından hyunjae'nin elini tutmuştu. Bir insanın elini tutmak nasıl bu kadar rahatlatıcı olabilirdi? Juyeon bu sorunun cevabını bilmiyordu ama elini tuttuğu kişi hyunjae olunca dünyanın en huzurlu kişisine dönüşmüştü.

zil çaldıktan sonra bizimkiler Juyeon ve hyunjae ikilisinin başında toplanmış birini kantine göndermek için taş kağıt makas oynamaya başlamışlardı. Eric hile yapmasına rağmen kaybedince sunwoo ben sevgilimi yalnız bırakmam diyerek arkasından kantine doğru ilerlemişti.

Kimse jungwoo diye birinin varlığını umursamıyordu. Durum böyle olunca jungwoo sinirlenmiş ve alaycı bir gülümsemeyle bizimkilerinin yanına gelmişti.

"Juyeon! beni özlemiş olmalısın." sinir bozucu bir ses tonuyla konuşmuştu jungwoo.

Juyeon tam ağzını açacaktı ki, Younghoon dayanamamış ve "Bizim ezik geri gelmiş, baktım da çok yalnız kalmışsın. Ne o yalvarmaya mı geldin?" demişti. Jungwoo younghoon'un bakışları altında ezilmişti. konu juyeon olunca asla geri adım atmıyordu bizim ekmek yanaklı. Jungwoo sinirden kızarmış haliyle oradan uzaklaştı. Gerçekten ezik biriydi.

"Nasılda sinirlendi ama" Kevin keyifli bir şekilde konuşmuştu.

"Umarım bu sinirle gidip çatıdan atlar"

"Bizim meleğimize bile bunları dedirten kişi cidden orospu çocuğudur." haknyeon haklıydı Jacob ya? Küfür bile etmeyen çocuk bu hale gelmişti.

"BIZZZ GELDIKKKK"

"Bu arada hyunjae sana bir şey almadık paramız yetmedi artık juyeon'u yersin" Eric'in konuşmasıyla birlikte kafasına iki çanta yemesi bir olmuştu.

Dersler jungwoo'nun Hyunjae ve juyeon'u izlemesiyle geçmiş ve sonunda öğle arası gelmişti.

öğle arası = kaykay dersi zamanı

Hyunjae bir eliyle juyeon'un onun için yaptığı kaykayı diğer eliyle ise juyeon'un elini tutuyordu. Her zamanki yerlerine geldiklerinde Hyunjae heyecanla "BUGÜN İLK KEZ SENİN YAPTIĞIN KAYKAYI KULLANICAM" demişti.

"Bu kadar beğenmiş olmana şaşırıyorum."

"SUSCAN?? sen ne yapsan ben zaten beğenirim ama bu çok özel. Gerçekten çok beğendim! Hem ben de senin için böyle bir şey yapsam eminim benden daha fazla tepki verirdin."

"Yani.. Şey evet... Düşününce cidden öyle olurdu."

"BAK İŞTE! şimdi hemen sus ve yıldız gibi nasıl kayıyorum izle şekerim."

"kay bakalım nasıl kayıyorsun deli." Juyeon, Hyunjae ile geçirdiği her saniyeden çok keyif alıyordu hatta artık hep onunla olmak istiyordu. Öğle arası boyunca birlikte keyifli bir zaman geçirdikten sonra zilin çalmasıyla sınıfa doğru ilerlemeye başladılar o sırada ise jungwoo her yerde onları takip ediyordu. Juyeon lavaboya kadar gideceğini söyleyince Hyunjae onaylayıp sınıfa doğru ilerlemeye başlamıştı. Sonradan ise tam sınıfa girmek üzereyken jungwoo'nun sınıfta olmadığını görünce huzursuz olmuştu. Evet Juyeon kendini koruyabilecek biriydi ama yinede yalnız bırakmak istemiyorum işte.

"Juyeon." Juyeon kendi adından nefret etmişti bir an. Jungwoo bir daha adını söylemesin diye her şeyi yapabilirdi. Yinede tek kelime bile etmeden ellerini yıkamaya devam etti. Jungwoo yaklaştıkça daha da sinirleniyordu Juyeon. Jungwoo gelip tam arkasında durunca ise hızlıca dönüp tüm gücüyle yumruğunu jungwoo'nun karnına geçirmişti. Jungwoo acıyla karnını tutmuştu bir eli hala karnındayken "Sadece seni özledim demek istemiştim." demişti. Juyeon daha çok sinirlenmişti.

"Ben seni hiç özlemedim."

daha da yaklaşırken "Hadi ama biliyorum sen de beni özledin" demişti jungwoo.

juyeon tam konuşucakken jungwoo dudağına yapışmıştı tabii o sırada kapının arkasında her şeyi duyan Hyunjae daha fazla dayanamayıp içeri atmıştı kendini. Juyeon jungwoo'yu itip ona bağırırken Hyunjae kendine daha fazla hakim olamamış ve sevdiği çocuğu takıntı haline getiren çocuğun yüzüne üst üste yumruklarını geçirmeye başlamıştı bile. Jungwoo'nun dudağından kanlar akmaya başlayınca bile durmamıştı Hyunjae. Juyeon gidip onu belinden çekerek bırakmasını söylemese durmaya da hiç niyeti yok gibiydi.

"Bir daha juyeon'un yakınından bile geçtiğini görmeyeceğim anladın mı!!"

____________________

benden max bu kadar kaos cikti gelecek yarismacilara basarilar

bump and love ; jumilWhere stories live. Discover now