URAGOS'UN KIZI (+18)

4. BÖLÜM; AV TÖRENİ

Parmaklarımı dudağımda gezdirirken gülümsedim ve usulca içeriye girdim. Hâlâ kendimi sersemlemiş ve mayhoş bir havada hissediyordum. Görkem çoktan etkisi altına almıştı benliğimi. Gülümsedim ve içeriye göz gezdirdim. Mekânın içerisi çok farklıydı, az önce girdiğim ön kapıdan girdikten sonra büyük bir bahçe bekliyordu hemen önümde. Bahçeye çıkan bir veranda tarzı alan vardı, kış bahçesi gibi ayarlanmıştı. Bu alanda koltuklar masalar bulunuyordu ve açık garaj olduğunu tahmin ettiğim alan ile karşı karşıya kalmıştım camın ardından.

Çeşit çeşit spor araba sırayla bekliyordu. Markalarını tahmin etmek zor değildi ancak modelleri çok fazla bilemiyordum. Kimisi arabanın kaputunu açıp birbirlerine bir şey gösteriyor, kimisi de arabanın etrafında arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Diğerleri ise koltuklara dağılmış ve eğlencenin tadını çıkartıyordu. Kalabalık kendi hâlinde eğlenirken kimse kimseyle ilgilenmiyordu. Tüm okul burada değildi, fakat belirli kişiler buradaydı.

Yaren de buradaydı zaten öğrenci yardımcısı olduğu için burada olmaması tezat bir durum olurdu. Gözlerimi üzerinde gezdirdim ve üzerinde şık siyah şort bir tulum vardı, tulumun fermuarı derin bir dekolte oluştururken üzerine de sıfır kol yarım bir kot ceket almıştı, ayağındaki topuklu ayakkabılar sayesinde boyu bayağı uzun duruyordu.

İnsanları izlemeyi bıraktıktan sonra mekanın içerisinde kalan duvarlar süslüydü ve ışıklandırma belirli şekilde bazı yerlerde ön plandaydı. Duvarda asılı olan fotoğraf çerçevelerinde gezindi gözüm. Sürekli yarış esnasında çekilmiş fotoğraflar, yarış sonrası kupa tutarken çekilmiş bir dolu çerçeve vardı duvarlarda. Anlayabildiğim kadarıyla bu okulda ya yasadışı yarışlar düzenleniyordu, ya da ailelerin yardımıyla yasal yarışlar yapılıyordu okul içerisinde.

İleride kızlarla bir arada oturan Berkay görüş alanıma girdiğinde yanına ilerledim. Kızlara göz attığım da hep şortlu kombinler yapmışlar ve spor giyim tarzını kullanmışlardı, içeride bulunan diğer kızlara da şöyle bir göz attığım da klasik kesim düz siyah elbisemin aralarında ne kadar tuhaf kaldığını gördüm ama şort etek olması işimi kolaylaştırdı. Sanırım parti konseptini Berkay bana haber vermeyi unutmuştu.

Berkay'ın karşında bulunan kişinin Ayşe olduğunu anladığım zaman Ayşe'nin yanına ilerledim ve koltuğa kendimi bıraktığımda içinde kaybolacak gibi oldum. Kaliteli olduğunu bağırıyordu resmen. Herkes çoğunlukla grup hâlinde takılıyordu az çok anlayabildiğim kadarıyla. Müzik sesini bastıracak şekilde bahçeye iki araba daha girdi. Camın ardından dahi arabaların göz alıcı renkleriyle öylece izlemeye başladım. Diğer arabaları sollayacak cinstenlerdi bu iki kırmızı Ferrari. Markaları bilindikti ama öyle herkesin binemeyeceği arabalardandı.

Gözlerim insanlar arasında gezinirken Ayşe ise önündeki kokteyli içmekle meşguldü. Sanırım onu ektiğim için bana biraz kırgındı. Gözlerim Berkay'ı bulduğunda ise yanındaki kızlarla sohbete devam ediyordu. Ayşe usulca bana doğru eğildi ve kulağıma fısıldadı. "Ne olursa olsun, tercih yapma Begüm," dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.

Anlamlandırmadığım bir ifade vardı yüzünde. Kokteyl bardağını eline alıp kış bahçesinden çıktı ve dışarıda dans eden insanların arasına karıştığında öylece ardından bakmaya başladım. Bu durum canımı sıktığında daha fazla oturmaya dayanamadım ve Ayşe'nin peşinden gitmek için ayaklandım. Çantamı Berkay'a fırlattıktan sonra elimde telefonumla kış bahçesinden çıktım. Hemen önümde dans eden insanların arasına girdiğim sırada birisi beni bileğimden tuttuğunda bunu yapanın Yaren olduğunu gördüm. Dans eden topluluğun arkasında kocaman bir sahne vardı ve DJ bulunuyordu. Birkaç büyük adım sonrasında bizde sahneye çıkmıştık.

Yaren ve diğer öğrenci başkan yardımcıları da yanlarında kız erkek karışık şekilde yanımıza geldiklerinde kaşlarım daha da çatıldı. Ne olduğunu anlayamadığım her saniye bu durum canımı sıkıyordu. DJ müziğin sesini kıstıktan sonra eline mikrofonu alıp iki defa vurdu parmağı ile sonrasında dudaklarına götürüp konuşmaya başladı.