Uyarı
Aşırı derecede dirty talk, sert sahneler var. Mideniz bulanıp cringe geçirebilirsiniz.
Siz bilirsiniz....
***
Hararetli, kalp kıran tartışmadan sonra söylediği seninle mutsuzluğa da varım lafından sonra Ali durulmuş, düşünceli ve yıkılmış ifadesiyle koltuğa oturmuştu
Akif aynı sessizlikte onun yanına geçmiş, iç hesaplaşmasının bitmesini bekliyordu. Kendi içindeki hesaplar ise çoktan birbirine girmişti, duman çıkmıştı kalbinden ve beyninden.
"Sen kafayı yemişsin Akif." dedi Ali dakikalar sonra ilk defa konuşurken.
"Akıllı biri olduğumu iddia etmiyorum zaten."
"Yok yok, bildiğin manyaksın."
"Senin kadar olmasa da." dedi Akif omuz silkip.
"Boşuna mı aylarca kötü davrandım ben sana?" dedi Ali inanamıyormuş gibi. "Hiç mi soğumadın oğlum benden?"
"Hayır, kendimden soğudum neden hâlâ beni sikine takmayan herifin peşinde dolanıyorum diye ama senden soğumadım." dedi Akif, gerçekten de ona sevgisi bir gram azalmamıştı.
Ali gözlerinin içine baktı saniyelerce, ardından bakışlarını kaçırdı.
"Ayarlarımla oynadın, sana kötü görünmek için yaptığım davranışlardan sonra kendimi sorgulamaya başladım." dedi Ali sıkıntıyla.
"Ali, ne yaparsan yap ben senden vazgeçemem. Ölsen bile mezarın benim evim olur." dedi Akif keskin bir sesle.
"Seninki aşk değil, takıntı. Elde edemediğin için." dedi Ali yalnızca.
"Her ne sikimse."
Sivaslı yeniden sesini çıkarmadı, sanki bu durumda pes etmiş gibiydi.
"Bu halde yaşamak mı istiyorsun yani? Gizli saklı buluşmak, böyle otel odalarında. Metres gibi..." dedi Ali odanın içine bakınırken duraksayarak konuştu.
"Sen beni metres gibi görüyor musun?" dedi Akif biraz korkarakta olsa. Ali'nin bakışları ona döndü.
Kafasını olumsuz anlamda salladı hiç beklemeden. Akif fark etmeden tuttuğu nefesi yavaşça bıraktı.
"Sen böyle görmüyorsan, dışarıdan nasıl durduğu umrumda değil." dedi Akif.
Ali alt dudağını ısırıp onun bu keskin ifadeli haline baktı, dudağını serbest bıraktı. Akif'i tutup kendisine çektiğinde gömlekli adam hiç itiraz etmedi.
"Bir daha söylüyorum, sen manyaksın." dedi, Akif omuz silkti.
Sivaslı hiç düşünmeden boynuna dudaklarını bastırdı, Akif gözlerini kapatırken teninde hissettiği dil ve dişler kanını kaynattı. Ali boynuna iz bırakıyordu.
Hareketleri hızlandığında gözlerini açtı, Ali az önceki ciddi ifadesinden sıyrılmış arzuyla bakıyordu suratına. Akif elinden tutup ayağa kaldırdı adamı, dudaklarına yapıştı. Onu öperken diğer yandan montunu çıkarıyordu, kazağı ön plana çıktığında mis gibi bir yumuşatıcı kokusu burnuna doldu.
Ali dudağını canını acıtacak kadar sertçe emerken onu yatağa ilerletti, bacakları yatağa değdiğinde hiç beklemeden oturdu. Ali'yi üzerine çekti.
Ali kendisine kısaca baktı, dudakları ıslanmıştı. Üzerindeki kazağın eteklerinden tutup seri bir şekilde çıkardı, boğazlı kazak olduğu için başından sıyrılırken hafif uzun, yapılı saçları bozuldu. Karışık ve karizmatik duruyordu şimdi.
