on

29.5K 2.8K 1.4K
                                    

Çay bahçesine adımını attığı an bir dolu erkek görüş alanına girdi, tek tük kızlar oturmuş gülüşerek konuşurken hepsinin boynunda Sivassporun atkısı vardı.

Arkadaki masalar dışında televizyona yakın olan yerlerde sadece sandalyeler dururken neredeyse her yer dolmuştu. Akif'in gözleri arka masalarda gezinince Sivaslıyı anında fark etti. Tek başına oturuyordu.

Akif adımlarını oraya yöneltti, birkaç kişinin bakışı kendisine değdi çünkü giydiği kıyafeti ve bakışları yüzünden mafya gibi göründüğünü biliyordu. En azından ağır abide olabilirdi, yine de bazı meraklı gözler tarafından fark ediliyor, birkaç saniye göz hapsine alınıyordu her defasında.

Elindeki tesbihi cebine koydu ve Ali'nin oturduğu masanın önüne geldi. Ali kafasını kaldırıp baktığında dudaklarında hafif, Sivaslıya özel bir gülümseme oluştu.

"Sivasspor'un bir numaralı taraftarı gelmiş." dedi dalga geçerek, Akif ters ters bakıp ona yakın sandalyeyi çekip oturdu.

"Galatasaraylıyım." dedi yalnızca, bu önemli bir ayrıntı bile değildi ama söylemek istemişti.

"Aslanın eşi de aslandır." dedi değişik bir şive yapıp kafasını gebsekce iki yana salladı.

"Aslansın o zaman." dedi Akif onun aksine daha sakin bir sesle. Sivaslı gülmeye devam etti ama bakışlarını çekti.

Akif'in gözleri onun boynunda gezindi, kızarıklıklar hafif bir morluğa dönmüştü ve gizleme gereği duymadan açık bırakmıştı. Boynundaki morluğun sebebi olması istemsizce içini hoş etti.

Ali'nin boynunda ki morluğu kendisi yapmıştı, ona aitti.

"Çay mı kivi mi?" dedi Sivaslı düşüncelerinden habersiz, bakışlarını çevirip baktığında gözlerini boynundan çekti.

"Çay."

"Ülkücüsün diye sürekli çay içmek zorunda değilsin Akif arkadaş." dedi gülerek.

"Tamam o zaman kivi olsun." dedi Akif, Sivaslı seslice güldü.

Ardından yüzüklü eliyle garsona işaret verince Sivasspor forması giymiş bir genç masanın önünde durdu.

"Ne alırsınız Ali abi?"

"Kardeşim bir çay, bir kivi." dedi geriye yaslanıp.

"Hemen geliyor abim." dedi arkasını dönüp gevşekce yürürken.

"E sen neden çay içiyorsun?" dedi Akif ona, Sivaslı ilk başta dudaklarına daha sonra da gözünün içine bakıp az önce paketten çıkardığı sigarayı dudaklarının arasına koyarken yamuk bir şekilde güldü.

"Çay seviyorum."

Akif o an 'ben de çay seviyorum' diye düşündü ama ona demedi.

"Ne zaman gideceksin?" diye sordu Sivaslı sigaranın ucuna bakıp, eliyle siper ederek çakmağı çakarken.

"Canım ne zaman isterse."

Sivaslı derin bir nefes çekti, bakışlarını yine yüzüne dikip dumanı üfledi.

"O zaman gitmeyeceksin yani?"

"Burada kalmamı istemez misin?"

"İnan hiç istemem." dedi Sivaslı dümdüz bir ifadeyle.

"O zaman kalırım." dedi Akif önüne dönüp, ne derse tersini yapası geliyordu.

Sivaslının güldüğünü duydu ama aldırmadı.

Uzaktaki masada oturan kız grubundan esmer olanın kendisine baktığını fark etti, daha doğrusu öyle bakıyordu ki fark etmemek imkansızdı.

"Bak kızların dikkatini çektin." dedi Sivaslı, bakışlarını ona çevirdi. Ali dümdüz kıza bakıyordu.

"Bana ne?"

"Sana mı ne?" dedi kızlara sertçe bir bakış atıp ona döndü.

"Evet, sadece sen ilgilendiriyorsun beni."

Ali'nin yüzündeki o sert ifade yumuşadı, yeniden şerefsiz gibi güldü.

"Kilo almışsın." dedi Ali sigaranın külünü küllüğe bırakıp.

Akif o an vücuduna baktı, siyah gömleği vücuduna tam olarak yapışmıştı. Kilo mu almıştı gerçekten? 

"Yoo almadım ki." dedi hâlâ vücudunu kontrol ederken.

Sivaslının ağzının içinden bir şeyler mırıldandığını duydu, kafasını kaldırıp baktı sevdiğine, o ise gözlerini kapatmış sakinleşmeye çalışıyor gibi derin bir nefes aldı.

O sırada garson çay ve kiviyi getirdi, garson gittiği an Sivaslı kiviyi kendi önüne çekti.

"Hani çay seviyordun?"

"Bak işine." dedi Sivaslı

Onu anlamakta zorluk çekiyordu.

Akif aldırmadan çayın yanına konulan şekeri içine atıp karıştırdı, ardından bir yudum aldı. Ali'nin arada bir kendisine baktığını biliyordu.

Nedense onun bakışlarına karşılık vermeye utandı.

O sırada Ali, kendisine seslenen kalabalık gruptaki adama gülümseyerek el salladı. Onlar mekana yeni gelmişti.

"Ahu'nun abisi." diye açıkladı Sivaslı.

Bakışları adama döndü, sebepsizce gerilmişti.

Adamı istemsizce incelemeye devam etti, garip hissediyordu.

"Bakma öyle alıcı gibi," dedi Sivaslı alayla, irkilerek bakışlarını ona çevirdi. "Evli."

Daha sonra yalandan kaşları havalandı ve gülüp kafasını salladı.

"Gerçi bu senin için çok önemli değildi."

Duyduğu şeyle kulakları uğuldadı sanki, donup kaldı öylece.

Sivaslı bu ifadesine bakıp gülerek kafasını başka yöne çevirdi.

Nefes alışverişleri hızlandı, boğazına bir yumru otururken ne yapacağını bilmeyerek aniden ayağa kalktı. Sandalyeyi itip yürümeye başladığında onun arkasından baktığını biliyordu.

Kalbini yine ağrıtmayı başarmıştı. Hem de çok fazla.

SİVASLI -GAYWhere stories live. Discover now