Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
(◍•ᴗ•◍)♡ ✧*。
Crossroads pretty boy hakkında bir şeyler hatırlandığına dair şeyler ve bazı öğrencilerin intihar etmesine yol açtığı bir sürü söylenti duydun.
Arkadaşların bununla övünmeye devam etti. Ama bu konuyla ilgili hiçbir şeyle ilgilenmiyor gibisin. Muhtemelen bunlar biraz yalandı.
Fazla düşünmedin ve söylentileri görmezden geldin. "Pfft, Evet tabi, sanki yollarda güzel bir çocuk bile varmış gibi" Okul koridorlarında yürürken uyuşmuştun.
Okul günü bitmişti. Eve gitmek için sokaklarda yürüdün. Sonsuz yürüyüşten ayaklarınızın yorulduğunu hissettiniz. Etrafınızdaki havanın sisli hale geldiğini fark etmek için durdunuz. Ve biraz daha soğuktu. Hava sisliyken crossroads pretty boy'un yakınlarda olduğunu duydunuz. Ama sen onu sildin. (aldırış etmedin)
Yürümeye devam ederken. Durdun ve oturmaya karar verdin. Ayakların ağrıyor ve yoruluyordu.
Daha sonra yakınınızda birinin varlığını hissettiniz. Ama parmağını üzerine koyamadın. Sonra aniden bir el hissedildi, biri kolundan tuttu ve seni doğruca duvara çekti.
Bir adam 40'lı yaşlarında gibi görünüyordu. Boğazına bir çakı dayadı. "Çığlık atma zahmetine bile girme seni kaltak o ağzından bir ses çıkartırsan, çeneni kırarım" diyerek tehdit etti.
Sessiz kaldın. Ama aptalca sordun. "İstediğin cehennem mi? Para arıyorsan. şanssızsın bende yok" dedin.
"Kapa çeneni! Çeneni kırmama ve boğazını açmama izin verdirtme bana" Fısıldadı ama bağırdı. Ne yapacağından emin değildin. Bu noktada neredeyse sizden yararlanılıyordu. Sonra bir figürün yaklaştığını fark ettiniz.
Adam döndü fark etti. "Huh?! Sen de kimsin?!"
Solgun teni ve gözleri, kırmızı dudakları, kuzgun saçları ve koyu renk kıyafetleri olan bir adama baktın. Küçük bir gülümsemesi vardı. Bu crossroads pretty boy mu olmalıydı? Görünüşü hakkında pek bir şey duymadın.
"Ellerini kızın üzerinden çekmeni öneririm. O kimseyi rahatsız etmiyor.." dedi. Sesi sizi içtenlikle ürpertti. Neredeyse sırtınızdaki tüyleri dikleştiriyorsunuz.
"Evet ve ne?"
En kötüsünün olması için gözlerini kapatırsın. Aniden. Sadece bir kaç saniyesinde. Adam aniden yere yığıldı. Yüzünde bir morluk görmek için gözlerini açtın.
"Agh.. Huh.. Bunu nasıl yaptın?! geldiğini bile görmedim"
"Şimdi terket. Aksi takdirde, işler güzel olmayacak.. " diye bağırdı crossroads pretty boy. Adamdan rahatsız olmuşa benziyor. Ayakları üzerinde sürünerek uzaklaştı. Nefes aldın ve neredeyse tökezledin. Neredeyse düşüyordun ama pretty boy seni yakaladı. "Ah!"
"Woah woah! canım... iyi hissediyor musun?" O sordu. Sesi hala ürpertici geliyordu.
"Uh-uhh evet.." Cevap verdin. "sadece eve gitmem gerekiyor" dedin.
"Ah, anlıyorum. Seni evine ışınlamamı ister misin?" o sordu.
"Işınlanma mı?" Tek kaşını kaldırdın.
"Gözlerini kapat canım" dedi. Soğuk ellerini gözlerinin üzerine koyarak. Senin arkanda durdu. Aniden vücudunuzun yerden kalktığını hissettiniz ve rüzgarın vücudunuza çarptığını ve titrediğini hissettiniz. Ellerini gözlerinden çekti. Gözlerinin önündeydin. "Huh? Ne? Nasıl?.." Ona dönerek sordun.
"Benim işim var canım kendine iyi bak~" Daha sonra öpmeden önce elini tuttu. Sizi sorularla dolu bırakarak Kalın köpek havasında gözden kaybolarak geri çekildi.
"Aman Allahım.." utancını gizlemek için ağzını elinle örttün ve daha sonra evinize girdiniz ve doğruca yatak odanıza gittiniz. Günün geri kalanı çok tuhaf geliyordu.
