SAAT

44.Bölüm Part 1

"Sistemi kilitle."

Ekranlar söylediği iki kelime ile kapandı, aynı anda odanın kapısından gelen kilit sesi ile bakışlarımı o tarafa yönlendirdim.

"Bu sefer rahatsız edilmek istemiyorum, içimden bir ses Deniz'in buraya geleceğini söylüyor."

Gülerek safir mavilerine baktım. Bu durumu o kadar çok yaşamıştık ki birazdan Deniz gelse kahkahalarımı tutabilir miydim bilemiyordum.

"Çok yorgun gözüküyordu büyük ihtimal uyuyordur geleceğini sanmıyorum."

Sırtımda dolanan elleri ile nazikçe beni yatağa yatırdığında rolleri değişmiştik. Saniyeler önce söylediklerim bir bir aklımdan silinmiş gibiydi. Dudaklarının tatlı dokusu, bakışları ve belimde gezinen elleri kurduğum cümleleri mantığımdan uzaklaştırıyordu.

"Gelirse sessiz olmayı öğreneceğiz. Daha doğrusu öğreneceksin."

Parmaklarımı sakallarında dolaştırdım. Dudaklarının üzerine küçük ve ıslak bir öpücük bıraktım.

"Kendinden bu kadar emin olmamalısın."

Bacaklarımın arasına girerek kendine rahat bir pozisyon ayarladığında söylediklerime bir cevap niteliği olarak kendini bana doğru bastırdı. Dudaklarımdan çıkan iniltim bedenimde gezinen zevkin kanıtı söylediklerimin ise safir mavilerinin dudaklarındaki gülümsemesi ile yıkılışıydı.

Bacaklarımın arasında doğrularak üzerindeki tişörtü çıkarttığında bakışlarımı arsızca vücudunda dolaştırdım. Sargısı iyi durumdaydı. Normalde bu yaptıklarımdan utanabilirdim ama bedenimde gezinen bu yoğun duygu diğer duygularımı bastırarak tamamen kendini ön plana çıkartıyordu.

Parmak uçlarımı karnında dolaştırmak için öne doğru doğruldum, elleri amacımı anlamış gibi bileklerimi tutarak beni tekrardan yatağa yatırdı ve tek eli ile bileklerimi kafamın üzerinde tuttu. Bakışları gözlerimden çok ruhumda geziniyormuş gibi hissediyordum.

"Bencil biriyim Dilay..."

Dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. Söylediklerinin ruhumda hissettirdiği duygular daha az önceye kadar hissettiğim arzu ve tutkudan çok uzaktı. Bakışlarından neden bunu söylediğini ya da ne hissettiğini anlayamıyordum. Çok usta bir oyuncuydu ve bu oyunculuğunu bana karşı kullanıyor olması sinir bozucuydu.

"Neden böyle söylüyorsun?"

Hafif bir gülümseme ile gözlerime baktı.

"Bunu bana sen söyleyeceksin. Benim ise sana karşı mantıklı bir açıklamam olamayacak."

Bileklerimi tutan elinin tutuşu daha çok sıkılaştı ve bileklerimi yatağa daha çok bastırır hale geldi. Diğer eli tişörtümün altından çıplak belim ile buluştuğunda elinin değdiği yerlerin derin bir arzu ile yandığını hissedebiliyordum.

"Ama bu anı unutmana izin vermeyeceğim, yaşadığın ve yaşayacağın en net duyguların benimle birlikteyken olsun istiyorum."

Konuşmama fırsat vermeden dolgun dudakları dudaklarım ile buluştuğunda nefes nefese kalmış bir şekilde bu tutkulu öpüşüne karşılık vermeye çalıştım. Öyle bir öpüyordu ki beni, sanki ellerinin altından kayıp gidecekmişim de onu terk edecekmişim gibi hissettiriyordu. Bu denli tutkulu bir öpücüğün karamsar duygulara yol açabilmesi mümkün müydü? Safir mavilerini terk edemezdim, ona bu kadar bağlanmışken böyle bir şeyin söz konusu bile olması saçmalıktan öte bir şey değildi.