Park Chaeyoung o gece yaşamını yitirmek istemişti. Küvetin içine tamamen girmeden önce yavaş yavaş son nefesini vermişti.
Tıpkı Park Jimin gibi.
Ama onların hikayesi kalp atışları bittiği anda başlamıştı.
Önüme çıkan ağaç dallarını ittim ve kendime minik bir alan açarak oradan geçtim. Orman gibi bir yerdeydim. Issızdı, bunun yanında oldukça korkutucu gözüküyordu.
Yere sis inmişti, gökyüzünü soğuk bir grilik kaplamıştı.
Etrafıma bakındım iyice. Rüyadaydım. Evet. Ama neden buradaydım? Hiç böyle bir yerde uyanmamıştık. Jimin neredeydi? Onu aramalı mıydım?
Dakikalarca birbirimize seslenerek yürüdük. Ona yaklaştığımı hissediyordum. En son yeşilliklerin arasından çıkan Jimin'i görünce ona doğru koştum.
Gülümseyerek boynuna atladım ve "Tanrım, kaybolduk sandım." diye nefeslendim.
Kaslı kolları belimi hafifçe sardı. Kendimi o an minicik hissettim. Rahatlamış hissettim. Bilmediğim dünyada emin ellerdeydim. Jimin'i çok tanımıyordum ama onda bir şeyler beni yakın hissettiriyordu.
Parmak uçlarıma düştüğümde kısık gözlerle beni inceledi. "Sen iyi misin?"
Kötü mü gözüküyordum? Yüzümde bir şey mi vardı? Saçım mı bozulmuştu? Ellerimle saçlarımı düzeltmeye çalışırken "Çok mu çirkin gözüküyorum? Özür dilerim, ağaçların arasında koşarken oldu." dedim.
"Ne?"
Bana kaşlarını çatarak bakınca sustum. Patavatsızlık mı etmiştim? Sinirli gibi duruyordu.
"Gördüğüm en güzel kız sensin Chaeyoung. Ayrıca neden özür diliyorsun, saçmalama!"
Bakışlarım yere düştü. Fısıltı halinde çıkan sesimle "Alışkanlık." dedim.
Geçmişte bana söylenen sözler zihnimde yankılanmaya başladı.
'İğrençsin.' 'Kendine çeki düzen ver.' 'Güzel olduğunu mu sanıyorsun?' 'Görüntü kirliliğin için bizden özür dilemelisin.' 'İleride senden hiçbir halt olmayacak.'
'Lanet olsun, keşke o gün beni Seokjin kurtarmasaydı!'
İki elimle kulaklarımı kapatmaya çalıştım. Gözlerimi sıkı sıkı yumdum.
"Özür dilerim." Ellerimin üstüne kapanan elleri hissettiğimde gözlerimi araladım. Bana endişeyle bakan bir çift gözle karşılaşınca "Ben böyle olsun istemedim." diye mırıldandım. Acınası gözüküyordum. İğrenç ve acınası.
"Chaeyoung, sakinleş lütfen."
Şu an bir kriz anındaydım. Gözyaşlarım yanaklarımdan akarken "Jimin uzaklaş benden." dedim ve karşımdaki adamı güçsüzce itmeye çalıştım.
Ellerimi tutarak buna engel olurken "Hey hey hey. Yanındayım." dedi ve varlığıyla beni sarmaladı. Kolları bir sefer bedenimi daha sıkı sardı. Ağlayarak onu itmeye çalıştım. Ondan uzaklaşmak istedim. Minik yumruklarımla omzuna vurdum ama geriye çekilmedi.
Bana daha sıkı sarıldı.
Hıçkırıklarım şiddetlendi. Ağlayarak krizimin geçmesini bekledim. Kendimde değildim. Duygularıma sahip çıkamıyordum. Tam bir aptal gibiydim.
"Rosé, ben yanındayım. Hep yanındayım. Dünyalarımız farklı olsa da ben seni hep destekleyeceğim." Duraksadı ve ardından ekledi.
"Ve seveceğim."
××××
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben geri geldim 👉🏻👈🏻 Uzun zamandır yoktum biliyorummm Ama bu yıl çok fazla yoğunum maalesef Bir sonraki bölümü kısa zamanda yayımlamaya çalışacağım ❤️