31. BÖLÜM - KORKUNUN KOKUSU

201 35 92
                                    


Emirhan'dan...

Hayatımda hiç bu kadar güzel uyuyan bir kadın gördüğümü hatırlamıyorum. Şimdi nasılsa, seneler öncesi de yine böyle görünüyordun. Sana, "Hayatıma gözlerini bu kadar güzel açacağını bilseydim eğer, seni asla bırakmazdım." demiştim. Bırakmadım da... Amsterdam dönüşü aynı uçakta yan yana seyahat etmemiz kaderken, sonrasında o kaderi kendi ellerimle yazmayı istemem bir karabasan gibi kalbime çökmüştü. Yaklaşık beş yıl önce, bir adamın arabasına binip gitmiştin. Yanında gördüğüm adamın yerinde olmak için deli gibi bir istek, önüne geçilemez bir arzu oluşmuştu içimde. Vazgeçmeyecektim. Saray gözlerine bir kere bakmak bile o an, beni başka birine dönüştürmüştü. Efsun gibi, büyü gibiydi seninle denk gelmek.

Geldiğiniz yer onun eviydi. Onunla birlikte dairesine çıkarken kıskançlıktan gözümün döndüğünü hatırlıyorum. Kısa bir süre sonra ağlayarak o evden ayrıldığında, yanındaki adamın kim olduğunu araştırmaya başladım. Kimsesiz büyümüş, daha sonra evlatlık edindiği aile ile yaşamış, sen hayatına girdikten sonra da İstanbul'a yerleşmişti. Adı Engin'di. Üniversite yıllarınızdan beri birlikte olduğunuzu öğrendiğimde, benden çok önce seni tanıdığı için onu kıskanmış, hırçın bir hayvan gibi öfkemi kontrol edememiştim. O günden sonra Engin'in evine bir daha hiç gitmedin. Hemen ardından babanı kaybettin. Mezarı başında toprağı acıyla avuçlarken de izledim seni. Kalbindeki acıyı hisseder gibi seninle birlikte ağladım. Uzun bir süre yani kırk sekiz gün kadar hastanede bilinçsiz yatarken ve kimse yokken yanına odaya girer, sana dokunmadan uzun uzun yine seni izlerdim. Adeta bir gölge gibiydim. Kimsenin beni görmemesi için mümkün olduğunca çaba gösteriyordum.

Her an, her attığın adımda çektiğim fotoğraflara bakarak seninle geçecek mutlu ve aşk dolu gecelerimizi hayal ederdim. Bir gün, seni seyrederken dalıp gitmiş, zamanı hiç hesaba katmamıştım. Annen hastaneye geldiğinde beni kaldığın oda da bulmuştu. Telaş ve korkuyla ilk kez beni orada gördüğünde, kendimi anlatmak için saatlerce yalvarmıştım. Çabalarım boşa gidiyordu ve ben maalesef ki Sema Hanım'ı ikna edemiyordum. Senden vazgeçmeye niyetim yoktu ve annenin kesin tavrı karşısında umutlarım tükeniyordu. Odadan pes edip çıktığımda, bir köşeye geçip saklanmayı ve seni hastaneden ayrılmadan bir kez daha görmeyi planlıyordum fakat kalbimin tekrar hırs ve öfkeyle atmasına sebep olacak o adamı gördüm. Engin gelmişti. Seni bir an bile yalnız bırakmıyor, annenle birlikte her daim yanında oluyordu.

Bir şeyler yapmalıydım. Onun evinden çıkarken gözlerinden akan yaşın bedelini ona ödetmeye karar verdim. Zaten seni hak etmiyordu. Uzun çabalar sonucu Engin'in biyolojik ailesini bulmuştum fakat bu gerçeği ona söylemeyecek, sadece Sema Hanım ile konuşacaktım. Ertesi gün elimde çiçeklerle geldiğimde yanında bu defa da yakın arkadaşın Eda vardı. Etrafındaki herkesi, her şeyi araştırmış, onların da attığı her adımın haberi bana geliyordu. Eda çıktıktan sonra nihayet annen geldi. Fırsatını kolladığım an, işte tam da bu zamandı. Annenin arkasından odaya girdiğimde korkunç bir tepkiyle karşılaştım. Ona sakin bir şekilde tekrar seni sevdiğimi söyledim. Ne yaparsam yapayım olmuyordu. Kalbimi tuzla buza çeviren tavrı karşısında elim kolum bağlanıyor, senin için akan gözyaşlarımı artık saklamıyordum. Böyle olmasını hiç istemezdim, fakat Engin'i senden uzak tutmasını, eğer tutmazsa şimdiki ve bulduğum biyolojik ailesine hiç de hoş şeyler olmayacağını söylemek zorunda kaldım. Hayatında olmama bu kadar katı olmasaydı, bunların hiçbiri olmayacaktı ve biz seninle belki de kaderin yön verdiği şekillerde bir araya gelecektik.

Verdiğim göz dağı işe yaramamış annen, polisi arayıp şikayetçi olmakla tehdit etmişti. Gerçek şu ki senin gibi, o zamanlar annen de tanımıyordu beni. Hatırı sayılır resmi ya da değil geniş bir çevreye sahiptim. Bilinen ve kariyerinin zirvesinde olan bir iş adamı için, kimsenin yapmayacağı iş, maşa olmayacağı ateş yoktu. Ona etrafınızdaki herkesin hayatlarını ve nelerle uğraştıklarını her detayına kadar söylediğimde, ne kadar ciddi olduğumu anlamıştı. Aslında tehlikeli biri değildim, yalnızca istediğim sendin ve çabam, senin bana geleceğin yollarda ki tüm engelleri kaldırmaktı.

EYLÜL 'SONBAHAR GÜNEŞİ'Where stories live. Discover now