21. BÖLÜM - SİRİUS

224 67 67
                                    

Mutluluğun doruklarında hissetiren okyanus gözlü adam kalbimde saklanan kelebeklerin yeniden kanat çırpmasına sebep olmuştu. Keyifle geçen yemeğin ardından sarmaş dolaş ettiğimiz romantik dansla yakınlaşmamızı taçlandırmıştık. Hayatımın büyük ve önemli kısmında yerinin olduğunu artık derinden hissediyordum.

Hoşluklarla geçen gecenin ardından gözlerimi açtığımda, saat sabahın yedisiydi. Yaşananların bir bir zihnime döküldüğü anlar yüzümde yayılan koca bir tebessüme kapı açıyordu. Yatağımda keyifle gerindikten sonra heyecanla doğruldum. Göz gezdirdiğim odayı hâlâ benimseyememiştim. Odanın içinde bulunan banyoya gitmek için yataktan çıktığımda yaşadığım anlık sarsıntıyla yerime oturdum. Birkaç gündür kendini unutturan baş dönmesi keyfimi kaçırmıştı. Üstelik zihnimdeki boşluk yok denecek kadar kapanmış, silik olan anlar bir bir yerine oturmuştu.

Tekrar yerimden doğrulmayı düşündüğüm an kapım tıklatıldı. Üzerime çeki düzen vererek, "Gelebilirsiniz." diye seslendim. Leyla Hanım'ın olduğunu düşünmüştüm ki, kapıda Emirhan göründü. Panikle ne yapacağımı bilemezken, dağılmış saçlarıma elimi götürdüm. Üzerinde vücudunu gizleyecek herhangi bir kıyafet yoktu. Alt bedenine giydiği siyah pijaması kasık çizgilerini sergiliyordu. Uykulu gözlerle yaklaşırken bu saatte neden odamda olduğuna anlam vermeye çalışıyordum.

Sessizce ne yapmak istediğine bakarken yataktan aşağıya sallandırdığım ayaklarımın önünde diz çöktü. Bacaklarımı yastığı yaparken hâlâ sessizdi. Elimi dağılmış kumral saçlarına istemsizce götürünce yanaklarına yayılan gülümsemesini gizleyemedi.

"Seni özledim." Bunu söylerken gözleri kapalıydı.
Sesinde uykunun kırıntıları vardı. Şaşkınlığıma engel olamazken tebessüm etme sırası bana geçmişti. Hâlâ ne diyeceğimi bilemez hâlde beklerken aniden doğruldu. Yığılırcasına kendini yatağıma bırakırken sağ kolunu bıraktığı boşluğa doğru açtı. Sessiz davetini kabul edip, etmemeyi düşünürken elimden tutup yanına çekti. Başım göğsüyle buluşurken çıplak tenine temas etmek garip hissettiriyordu. Saçlarımdan öptü. Kollarının arasında utanarak küçücük kaldığımı hissederken daha sıkı sarıldı. Kokumu ciğerlerine her nefesinde hapsederken, "Bu bir rüyaysa şayet, uyanmak istemiyorum." dedi.

Sırt üstü yatışını düzeltip bana doğru döndüğünde güçlü kolu yastığım olurken yüzüne baktım. Mavileri, her zamankinden farklı parlıyordu. Kirli sakallarına bulaşan saç tellerimi nazikçe düzelttikten sonra ellerini saçımdan ayırmadı. Yüzüme düşen her tutamı özenle kulağımın arkasına saklarken mutlu olduğu huzurlu ifadesinden anlaşılıyordu. Yan yana yatıyor oluşumuzun verdiği utangaçlık üzerime yapışmış, Emirhan'ın rahat tavırlarından ziyade kas katı kesilen vücudum gelişi güzel oyulan bir heykelden daha ruhsuzdu. Sadece kirpiklerim hareket ediyor, gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum.

"Benim için bir iyilik yapar mısın?" diye sorduğunda başımı sallayarak cevap verdim.

"Akşam için düzenlenen bir davet var. Bana eşlik eder misin?"

Teklif ettiği durum beni heyecanlandırmasının yanı sıra oldukça korkutmuştu. Alışık olmadığım ortamda ve tanımadığım insanların arasında ne yapacağımı düşünürken henüz cevap vermemiştim.

Ardından, "İstemezsen, ısrar etmem." diye konuşurken yastığa dayadığı dirseğiyle elini başına sabitledi.
Her koşulda yanımda olan adama en azından bunu borçlu olduğumu düşünerek teklifini kabul ettim. "Seve seve sana eşlik ederim."

Cevabımdan memnun olan okyanus gözlü adam, "Teşekkür ederim güzelim." dediğinde saçlarıma öpücüğünü bıraktı ve tekrar sırt üstü uzanıp bedenimi göğsüne çekti.

EYLÜL 'SONBAHAR GÜNEŞİ'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin