" BEBEK "

4.6K 295 36
                                    

Merhaba bu bir Eren-Damla kesitidir. Keyifli okumalar.

Genç kadın nemli ellerini tezgahın üzerinde duran minik mavi havluyla kurularken bir yandan da kızını izliyordu. Daren yavaş yavaş konuşmaya başlamıştı ve ilk kelimesi abi olmuştu. O günden beri de Okan ve Ufuk adeta kanlı bıçaklıydı. İkisi de kendisine seslendiğini iddia ediyor ve birbirleri ile adeta sidik yarıştırıyorlardı. Bu hararetli tartışmaya son noktayı ise Eren koydu. Onların bu çocukça didişmesinden keyif alsa da artık başı şişmişti.

" İkinize de dediği yok, biriniz dayısısınız biriniz amcası anasını satayım susun artık. " derken Daren'i aralarından alıp odadan çıkmıştı.

Genç kadın o anı hatırladığında gülmeden edemedi. Eren haklıydı fakat hala abi kelimesini Daren'e kimin öğrettiğini de anlayamamışlardı. Elindeki havluyu tezgaha bırakıp kızını oturttuğu bebek sandalyesine yaklaştı ve önünde çömeldi. Sağ eliyle kızının sarı saçlarını yana yatırırken yüzünde silemediği bir gülümseme peyda olmuştu. Daren, annesinin kendisi ile ilgilendiğini fark ettiğinde, parmaklarıyla sıkıca tuttuğu kumandayı yere atıp, genç kadına uzanmıştı.

" Meme. "

Damla hafifçe gülerek bebeğini kucağına aldı. Daren'in söylediği ikinci ve son kelime ise buydu.

" Acıktın mı bakalım sen? "

Bir yaşını yeni doldurmuş olan bebek, sanki annesini anlıyormuş gibi mırıltılar çıkartırken birlikte yatak odasına doğru yol aldılar. Eren bir saate eve gelirdi, o gelmeden Daren'i doyurup uyutacak ve baş başa huzurla yemek yiyeceklerdi. Aksi takdirde küçük kız, asla babasının yemek yemesine izin vermiyordu. Kadın yatağa yavaşça otururken kızını da kollarının arasına yatırdı. Tek eliyle bez bağlı olan poposunu pişpişlerken diğer eliyle, Daren'in minik elleri ile çoktan saldırdığı tişörtünü kaldırmaya çalışıyordu. Nihayet sağ göğsünü açığa çıkarttığında kızının gözlerindeki parıltılara gülerek baktı.

Dakikalar birbirini kovalarken minik yaramaz çoktan karnını doyurmuş ve uykuya dalmıştı. Damla, kızını beşiğine bırakıp üstünü güzelce örttükten sonra gardırobun kapağındaki aynanın karşısına dikilip haline baktı. Eren gelmek üzere olmalıydı, kendisine çeki düzen verse iyi olurdu. Gıcırdatmaktan çekinerek gardırobun kapağını hafifçe açtığında, gözleri katlı olan kıyafetlerinde dolaştı. Hepsi öyle nizami bir şekilde diziliydi ki insan dokunmaya kıyamıyordu. Bakışları dolabın en üst rafındaki gecelik takımlarına gittiğinde yüzü hafifçe kızardı. Bunlar çeyizinden kalmaydı. Annesinin ve kuzenlerinin zoruyla düğün gecesi birini giymişti ve daha sonra hiçbirine elini bile sürmemişti. Sertçe yutkundu. Eren'in yanında artık kendini çok daha rahat ve güvende hissetmesine rağmen söz konusu bu tarz şeyler olduğunda, utangaçlığı hala gün yüzüne çıkıyordu.

Oysa ilk gece muhteşem geçmişti, diğer geceler gibi... Eren çok anlayışlı, sabırlı ve nazik bir adamdı. Tüm dokunuşları öyle yatıştırıcıydı ki, genç kadının bedeninde dolaşan parmak uçları korkularını bir bir alıp götürmüştü. Üstelik gözlerindeki o bakışı da unutamıyordu. Kendisini bu beyaz gecelik ile ilk gördüğünde bakışlarında saf bir hayranlık oluşmuştu. Şaşkınlıkla kaşları havalanırken ne diyeceğini bilememe sebebi, Damla'nın güzelliği karşısında dilinin tutulmasıydı. Fakat kendine geldikten sonra bile onu utandırmamak için fazlasıyla özenli davranmıştı. Tüm gece, sanki gecenin öznesi oymuş gibi kadınıyla ilgilenmiş, onu yatıştırmış, sevmiş, öpmüş, gururunu okşamıştı. Sonraki gecelerde de durum pek farklı olmadı. Eren kesinlikle bencil bir adam değildi. Onun için karısının istekleri, kendisininkilerden önce geliyordu. Karısının konforu ve huzuru, kendisininkinden önce geliyordu.

LKS 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin