Ellerinin hafif dokunuşları, gözlerime açılma komutları gönderirken mırıltılar çıkartarak bu süreyi biraz daha uzatmaya çalışmış fakat sonunda pes etmiştim. Kirpiklerimi kırpıştırırken gördüğüm görüntü Kenan'ın parıltılı karalarıydı. Ansızın gülümsedi.
" Günaydın. "
Kaşlarım huysuz bir tavırla çatıldığında homurdandım.
" Zorla uyandırdın beni. "
Parmaklarının okşadığı başımda, dudaklarının baskısını hissettiğimde gözlerim yeniden kapanıvermişti.
" Bebeğim kahvaltı saatini kaçıracağız. "
Derin bir iç çekerek gömüldüğüm yastıktan başımı kaldırdığımda bedenini hafifçe geri çekmişti.
" Saat kaç ki? " demem üzerine eli hemen yanındaki komodine gitti ve en yakınında benim telefonum olduğundan saate bakabilmek için ekrana çift tıkladı.
Fakat gördüğü şey her ne ise birden kaşları çatılmış, belimi kavrayan kolu gerilmişti.
" Ne bu şimdi? " dediğinde bağırmamış fakat buz gibi çıkan sesi daha güçlü bir etki bırakmıştı.
Telaşla öne doğru eğilip telefonumu elinden aldım. Ekranda Soner Yağız kişisinden 1 yeni mesajınız var, bildirimini görünce benim de kaşlarım çatılmıştı. Mesajı açıp açmamakta kararsız kaldığım o kısacık sürede, Kenan sabırsızca soluk vererek açmamı beklediğini ima etmişti. Bundan kaçışım yoktu. O mesajı benimle birlikte görecekti. Sertçe yutkundum ve ekran kilidini açıp mesaja girdim. Sohbet ekranında bir fotoğraf çıktığında kaşlarım havalandı ve gerilen bedenim yavaşça gevşedi.
" Aa... " diye bir şaşkınlık nidası döküldü dudaklarımdan.
" Ne bu? " diye homurdanan sevgilime dönüp açıklamaya başladım.
" Derginin bu ayki kapağında benim tasarımıma yer vermişler. Mutlu olurum diye atmış."
Kenan karalarını ekrandan ayırmadan işaret parmağıyla fotoğrafı kapattı ve altındaki mesaja baktı.
Şirketten sana muhteşem bir hediye! Görmek istersin diye düşündüm henüz basılmadı.
" Aşık olduğun adamla evlendin, balayındasın. Daha fazla mutluluğa ihtiyacın mı var? " dediğinde sesi hala sertti.
Soner'i yanıtsız bırakarak telefonun ekranını kapattığımda bedenimi ona döndürmüştüm.
" Canım, ben demiştim eğer böyle bir şey olursa bana haber ver diye. "
Bu defa öfkeli bakışlarının hedefi benim gözlerimdi.
" Başka adam mı yok Duygu, bunu haber verecek? "
Alt dudağım büzüldü hafifçe.
" O departmanda başka birini tanımıyorum. " dedim ürkek bir sesle.
Sabır dilenir gibi burnundan derin bir nefes çektiğinde sessizleşmiştim. Sonra sakinleşmeyi başaramamış olacak ki alt dudağını sertçe yaladı ve yeniden konuşmaya başladı.
" Balayındayız Duygu. Balayında olan çiftler rahatsız edilmez. "
Diyecek bir şey bulamadığımda elimi kolunun üzerine koyup hafifçe sıktım. Zamanlamasının kötü olduğunu kabul ediyordum. Fakat bu da bir işe yaramadı.
" Resmen kendini hatırlatmak için attı onu sana! " diye bağırdığında irkilerek kendimi geri çekmiştim.
O da birden yataktan indi ve ne yapacağını bilemiyormuş gibi odanın içinde dolanmaya başladı.
