5. BEKLENMEYEN MİSAFİR

Start from the beginning
                                    

"Bu gece giymen için özel olarak diktirdim. Bunu giy ve o açık artırmaya gel."

Başka bir emri var mıydı acaba? Bu adam hediye verirken bile emir vermeyi nasıl başarıyordu? Gerçekten bu adamın her şeyi sinir bozucuydu ve ben deli etmesi için nefes alması bile yeterliydi.

Kartı elbisenin üzerine koyup elbiseye bile bakmadan paketi kenara koydum. Bu adamın aldığı elbiseyi giymektense çuval giymeyi tercih ederdim ve eminim o bile bana yakışırdı.

O açık artırmada ilgimi çeken bir şey yoktu ve bu da oraya gitmem için bir sebep olmadığını gösteriyordu ama işin ucunda Deha Sancak'ı sinir etmek yatıyorsa bunu seve seve yapardım. Bu yüzden yorgunluğumu bir kenara bırakmalı ve kendimi toparlamalıydım. Çünkü bu gece çıldırtmam gereken bir adam vardı.

Koltuktan kalkarak masanın üzerinde bulunan telefondan tekrar Aylin'i aradım ve giyinme odasına gelmesini söyledim.

Bende hemen ofisten çıktığımda Aylin'le koridorda karşılaşmıştık. Başını eğip bana selam verdiğinde bende aynısı yaparak onu selamladım. Hemen ofisin yanında bulunan giyinme odasının önüne geldiğimizde Aylin önüme geçerek kapıyı açtı ve geçmem için kenara çekildi. Hemen Aylin'i geçerek odaya girdiğimde kıyafetlerle dolu kocaman bir oda beni karşılamıştı. Burada güzel bir şey bulabilirdik.

"Bu geceki açık artırma hakkında bilgin var mı?" diye sordum Aylin'e parmaklarımı kıyafetlerin üzerinde gezdirirken.

"Konseptli bir açık artırma olacağını biliyorum efendim. Beyaz abiye ve maske zorunluluğu var. İlk açık artırmayla başlanacak ve gecenin ilerleyen saatlerinde partiyle devam edecek."

Başımı olumlu anlamda sallayıp her renk kıyafetin bulunduğu odada turlamaya başladım.

"Aradığınız özel bir şey var mı efendim?" dediğinde Aylin de tıpkı benim gibi kıyafetlerin arasında turlamaya başladı.

"Yok," dedim siyah bir elbisenin üzerinde gelip duraksayarak. "Ama görünce olacak."

Siyah elbiseyi yerinden çıkardığımda hiç bana uygun değildi. Ön kısmı tamamen kapalıydı ve bir rahibenin kıyafetini andırıyordu.

"Efendim?"

"Evet?"

"Burada hiç beyaz kıyafet yok," dedi Aylin kıyafetlerin arkasından eğilip bana bakmaya çalışırken.

"Biliyorum," dedim başka bir kıyafeti yerinden çıkarıp bakarken.

"Peki konsept ne olacak?" dediğinde elimdeki kıyafeti beğenmeyip geri yerine yerleştirdim.

"Konsept kimin umurunda?" dedim gece mavisi bir elbiseye bakarken.

"Nasıl yani?" dediğinde bıkkınlıkla bir nefes verdim. O benim dört yıldır sekreterimdi ve hala çok fazla soru sorulmasına katlanamadığımı öğrenememişti. Çok meraklıydı ve bu bazen beni sinir etse de işinde iyiydi. Bu yüzden onu yanımda tutmaya devam ediyordum.

"Aylin," dedim bıkkın bir tonda. "Oraya gideceğimi söyledim. Kurallara uyacağımı değil. Hem babamın bundan çok hoşlanacağına dair bir his var içimde."

Aslında bu onu çileden çıkartacaktı ve benim isteğimde buydu. O kurallara takıntı derecesinde uyan hastalıklı bir herifti. Bu da onu öfkelendirmek için çok iyi bir fırsattı. Hala beni elinde oynatacağı bir oyuncak olarak görüyordu ama bunun böyle olmadığını o hastalıklı beynine sokacaktım.

Elbiselerin içinde gezmeye devam ettim. Çok fazla kıyafet vardı ve hiçbiri benim istediğim değildi. Artık umudumu kaybetmek üzereydim. Burada bulamazsam alışverişe çıkmak zorunda kalırdım ve bunu istemiyordum.

HERKESİN EFENDİSİWhere stories live. Discover now