30

323 32 2
                                    

Kan ve Gül - Kıraç

Kan ve Gül - Kıraç

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Melih anlatıyor

Doldurduğum bardağa ve içindeki sıvıya bakarken bir bina gibi yıkılmış hissediyorum kendimi. Önümde hiç dokunmadığım mezeler dururken bardağın içindeki kırık beyaz sıvıdan bir yudum alıyorum. Boğazımı yakıp geçen anason tadına yüzümü bile buruşturamıyorum.

Telefonumun ekranı bir bildirim ile aydınlanırken ekran fotoğrafıyla karşılaşmak beni çok hazırlıksız yakalıyor. Meriç'ten gelen onlarca bildirim ve aramayı silip telefonu yüz hizam da kaldırıyorum. Uzun zamandır kullandığım ekran fotoğrafım canımı daha çok yakıyor sanki. İzmir'deyken sahile gittiğimiz gün çektiğim bir fotoğraf. Özge burnunun ucundaki ve yanaklarındaki güneş kremiyle şapşal ve çok komik bir şekilde kameraya bakıyordu fotoğrafta ve böyleyken bile en az güneş kadar parlıyordu. 

Özge geldiği gibi bir rüzgar misali esip geçmiş ve gitmişti. Bense onun ardından varını yoğunu yitirmiş öylece kalmıştım. Önümdeki bir bardak dolusu soğuk suya bakarak ne kadar süre geçirdim bilmiyorum. Bütün hareket yetim kısıtlanmış gibi hissediyorum.

Onu birden bire kapımda bulmak beklediğim en son şey bile değildi. Kendimi varlığından öyle soyutlamıştım ki acıyı hissetmemek için bütün hissetmeyi bırakmıştım. İzmir'den, Gediz ailesinin evinden döndüğümüzden beri kendimi sürekli bir şeylerle meşgul etmeye çalışıyordum. Ne kadar çok meşgul olursam o kadar az düşünmek için zamanım olur diye bakıyordum konuya. Bu yüzden İstanbul'a döner dönmez yoğun bir iş temposuna başlamıştım. Sabah şirkete gelip kendimi işlere kilitliyor gece geç saatlerde bayılana kadar çalışıyordum. Yaptığım başka hiç bir şey yoktu. 

Elim saçlarıma uzanırken günlerdir görmezden geldiğim her şey üzerime geliyor sanki. Düşünmemek için bin bir uğraş verdiğim her şey katlanarak biniyor omuzlarıma. 

Camdan bakarken Özge'yi görmek ise biraz daha dağlıyordu yüreğimi. Ne kadar kendinden emin yürüdüğünü oradan bile görebiliyordum. Etraftakilerin ona dönen bakışlarından gram etkilenmeden yürüyor ve ben ona biraz daha hayran oluyorum sanki. Benim arabamın hemen yanına park ettiği arabasına binerken beni bir kez daha beklemediğim bir şekilde vurmuştu. 

Kaza gününden sonra arabasını hiç kullanmadığını çok iyi biliyorum. Onu gaza getirmeye çalıştığım bir kaç seferden sonra bu konuyu açmamanın daha iyi olacağına karar vermiştim. Her ne kadar sonrasında yaşanılanlar oldukça absürt olsa da sonuç olarak bir kaza yapmıştı ve bunu bu kadarla atlatabilmesi bile mucizeydi. 

Arabasına bindiğinde bir süre hareket etmemişti. O orada, arabanın içinde öylece durdukça benim yüreğim eziliyordu adeta. Ve bu duyguyla birlikte içimde kafamı duvarlara vurmak isteyen sesi susturmak daha da zorlaşıyor. 

Özge çok güçlü bir genç kadın. Bana anlattıklarından öncesinde de aynı şeyi düşünüyordum, şimdi de. Onu ilk gördüğümden beri bunun aksini düşünmedim. Fakat değişen tek şey öğrendiklerimden sonra ona olan hayranlığımın katlanmasıydı.

Ay Işığı DansıWhere stories live. Discover now