YÜZLEŞME VE SONRASI

39 3 80
                                    


10 dk önce Neda

Nöbetçi öğrencinin dediği gibi konferans salonuna gelmiştim ama bırakın birilerinin olmasını ışıklar bile açık değildi. Hayır yani Meltem hoca beni niye konferans salonuna çağırsındı ki odası dururken. Kapıdan gelen sesle düşüncelerimden sıyrıldım. Kimin geldiğine bakmak için kafamı çevirdiğimde en son burda olmasını beklediğim kişi karşımdaydı hemde o aşık olduğum gülüşüyle...

Kendine mi gelsen Neda nutkun tutuldu da

Aman hemen konuş iç ses asla susma tamam mı?

işim bu aşk yoksa sen bu salağın kucağına atlarsın

Abart??

"Neda?"

"Demir?"

"Gelmişsin" dedi gülümseyerek. Anlam veremeyip konuşmaya başladım. "Evet çünkü nöbetçi öğrenci Meltem hocanın çağ- bir dakika hazırlıktayız biz ne nöbetçi öğrencisi?" derin bir nefes alıp devam ettim. Demir bir işler karıştırıyordu bariz belliydi. "Bana burda ne olduğunu anlatmak ister misin?" Karanlıkta tam olarak göremesem de bana doğru yaklaştığını hissediyordum. Ayağını bir yere vurmuş olmalıydı ki bir ses geldi. Ona doğru çevirdim adımlarımı "Demir gece körlüğün var senin napıyorsun?" diye söylenmeye başladım. Tam karşısına geçtiğimden belimden tutup kendine çekti.

NOLUYO BU AŞŞŞŞAĞLIK YERDE

Hay iç ses kadar kafana..

Demir bir elini belimde tutarken diğer eliyle önümdeki birkaç tutam saçla oynuyordu. "Bunu nerden biliyorsun?" alayla güldüm.

"Sen söylemiştin. Tabii hatırlamıyor olabilirsin daha ilk zamanlardı." dedim. Yüzü düştü ama hemen toparlayıp gülümsemeye devam etti.

"Sen yıllar öncesini bile hatırlıyorken Aleyna 2 gün önce söylediklerimi dahi hatırlamıyor." dedi. Aleyna gerçeği aklıma gelince kollarının arasından çıktım. Napıyordum ki zaten onun yörüngesinde? Aptal Neda

"Napıyorsun sen ya?" diyip kapıya yürüdüm. "O kendini nöbetçi öğrenci ilan eden oruspu çocuğunu bulup derisini yüzücem" diye söyleniyordum. Demir arkamdaydı. Amacı neydi Allah aşkına

"Neda bir durur musun?" kapıya çıktığımda bileğimden tutup kendine çevirdi. "Ne var ya, ne var? Ne istiyorsun?" dedim sinirle. Cidden dengemi bozmakta üstüne yoktu.

"Dinlemiyorsun ki beni amına koyayım. Dinlemiyorsun!" dedi hiddetle. Bileğimi elinden kurtarmaya çalışıyordum ama çok sıkıyordu.

"Düzgün konuş benimle! Hem neyini dinliyeyim Allah aşkına?"

"Ne demek neyini dinleyeyim? Farkında mısın görüşemiyoruz bile" sonunda bileğimi kurtardığımda sinirim dörde katlanmıştı.

"Ben sana neden görüşemediğimizi söyliyeyim mi? Çünkü sen gerizekalısın! Bizim sadece 1 saatte konuşup halledebileceğimiz meseleyi sen herkese reklam ettin aylarca soğuk yaptın. Ne sanıyordum ki amına koyayım, ha? Sana açılacağımı falan mı? Üzgünüm Demir ben o kadar düşüncesiz, bencil değilim. Güzelim arkadaş grubunu sırf bir bipolara aşık olduğum için yerle bir edemem üstelik grup olmak için bu kadar uğraşmışken!" sonunda içimdekileri bağıra çağıra söylemiştim. Evet belki bu kadarı rahatlamama yardımcı olmayacaktı. Ama bir nebze de olsa iyi gelmişti. Omzuma dokunduğunda eline dik dik baktım. Sinirden Kıpkırmızı kesildiğime emindim. Çıkış zilinin tüm koridorda yankılanmasıyla kendimi gerçi çektim. O aksine daha çok yaklaşıp elini belime attı.

"Kaküllü tamam haklısın ama ben napacağımı bilemedim. Nasıl davranmam gerekiyordu bilemedim." gözlerimi devirip "Kes sesini, kelimelerin dahi batıyor! Bıraksana" dedim tükürürcesine. Belimi daha çok sıkıp beni iyice kendine bastırdı. Bütün sabrı taşmış olmalıydı ki bağırmaya başladı.

YAZIN AŞK BAŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin