"Duvarlar bazen çok korkunç oluyor. Bağırınca daha korkunç oluyorlar. Sesim yankı yapıyor sanki beni dinlemek istemiyorlar gibi. Konuştuğum şeyler tekrar bana geliyordu. Ama alışıyor insan." Sessiz bakışlara hâlâ duvarlarda geziniyordu.

"Duvarlar canımı yakıyor." Diye fısıldadı. Gözleri benim gözlerime değdi.

"Yaralanan bir şey tekrar iyileşebilir mi?"

"İyileşen yerde iz kalınca tekrar eskisi gibi olunur mu?" Susmak bazen en güzel cevaptır.

"Geçmişi unutup geleceğe bakmayı düşündün mü?"

"Bugün geçmişe dönüp baktığımda artık hatırlamak istediğim güzel bir şeyin kalmadığını fark ettim. Değiştirebileceğim tek şey geleceğim. Artık ona odaklanmak istiyorum. Hafızamın en sevmediğim özelliği biraz düşününce tüm geçmişi hatırlıyor olmam. En azından beni üzecek ve kafamda tekrar kurmama sebep olacak kadarını..." Derin bir nefes alıp camdan dışarıya baktı. Daha sonra bana dönüp devam etti cümlesine. Dikkatle onu izliyordum.

"Bundan yıllar önce "Bu hatıralarla
mutlu ölmeyeceğim." demiştim. Bunun cidden bir kurtuluş yolu yok gibiydi. Ancak şimdi bir kurtuluş görüyorum: Acı veren tüm hatıraları unutmak. Eskiden bunu yapmaya çalışmak bana acı veriyor gibi hissediyordum. Sanki haklı olduğumu bir gün herkese kanıtlamak için tüm olanları hatırlamam gerekiyordu.
Ancak görüyorum ki bu haklı olma meselesi değil.
Bu hayat.
Çok kısa.
İyi ya da kötü son bulacak."

✳️

Baş ağrısı yüzünden kafamı masaya koydum.

Karşımdaki hastaları dinlerken bazen bende ağlıyordum.

Balık burcu olmak sanırım böyle bir şey.

Kapı açılınca kafamı kaldırıp gelene baktım.

"Demir gelmiş." Almina kapıdan kafasını uzatıp çıktı. Başka hastam olmadığı için çantamı alıp çıktım.

"Size kolay gelsin." Öykü gözlerinden anlaşılıyordu. Yorgundu. Almina o kadar yorgun gözükmüyordu.

Dışarıda Demir'in arabasını gördüm. Kendisi araba yaslanmış kapıya bakıyordu. Dışarıya çıkar çıkmaz ciğerlerime havayı çektim.

Yanına hızlı adımlarla gidip sarıldım ona. Kafasını boynuma gömüp kokumu içine çekti.

"Özledim seni." Benden ayrılarak konuştu.

"Daha sabah birlikteydik Demir." Dedim.

"Zaman çok çabuk geçti." Ön kapıyı açıp oturmam için eli ile koltuğu gösterdi. Gülümseyerek oturdum.
Kapıyı kapatıp hızla şoför koltuğuna oturdu.

                             ✳️

Ne için buraya geldiğimizi bilmiyordum ama güneş batımı çok güzel gözüküyordu. Plaj da çıplak ayaklar ile yürüyorduk öylece.

Ayağıma çarpan denizin soğuk suyu ile ürperdim.

"Üşüdün mü?" Kolunu omzuma atarak beni kendine çekti.

"Yani bu elbise ile buraya gelmek mantıklı değil." Üstümdeki mavi mini elbiseye bakarak güldü. Onun üstünde beyaz gömlek altında ise siyah bir kot pantolon vardı. İkimiz de üşüyorduk.

GİZLİ NUMARA [YARI TEXTİNG] Where stories live. Discover now