BÖLÜM 30-SHEN QİNGXİAN: "YEŞİM PARŞÖMEN KIRILMIŞ OLMALI!"

399 40 62
                                    

Gu Jianshen düşündü, "Bu ejderha çok aptal ve efsun için zayıf bir yeteneği var. Seni mutsuz edeceğinden korkuyorum."

Shen Qingxian konuştu, "Etmez, o çok güzel ve onu çok iyi eğiteceğim."

Bu daha da üzücü!

Gu Jianshen devam etti, "O çok büyük, korkarım Son Küllerden başka sığabileceği yer yok."

Pekala bu bir problemdi ancak Shen Qingxian yılmadı, "Sorun değil, çorak bir dağ bulup içini oyabilirim."

Oymak. İçini. Tamamen. Koca dağın...

Gu Jianshen içten içe sızlandı, neden bana bu kadar özen gösterdiğini görmüyorum!

Hayır, ona kesinlikle ejderhayı veremezdi. Gu Jianshen bir yol bulmak için beynini zorladı... aslında en iyi yol Altın Ejder'in hastalandığını ya da öldüğünü söylemekti.

Ancak bu numara Shen Qianxian'a karşı kullanışsızdı. Sayısız şehri geri eski haline döndürebilen bir adam olarak gerçekten onun için "ölümden geri dön." diyebilirdi.

Ne yapmalıydı?

Gu Jianshen ciddi bir şekilde düşünürken Shen Qingxian ekledi, "Görev Altın Ejder'i istemek; yani başka bir ejderha ile değiştirilemez."

Gu Jianshen: "..." daha fazla tuğla taşımak istemiyorum, bu işi bırakmak istiyorum.

Shen Qingxian'ın ona karşı tutumu şimdi daha iyiydi; sonuçta onlar ortaktılar ve birbirlerine uyum sağlamaları gerekiyordu.

Gu Jianshen, çok tereddüt ediyordu ancak Shen Qingxian rahatsız değildi. Tam tersi, gerçekten anlıyordu; bu Altın Ejder çok güzeldi yani vermeye gönülsüz olmak çok normaldi.

İnsan doğasını çok iyi anlıyordu.

Ancak onu çok istiyordu... hayır, yeşim parşömenin verdiği görev ejderhayı istemesini istiyordu, yani...

Gu Jianshen'in aklına sonunda bir fikir geldi. "Görev Altın Ejder diyor. Benim başka bir tane daha Altın Ejderim var, yani daha kibar ve itaatkar bir ejderhaya ne dersin?"

Shen Qingxian'ın gözleri birden parladı, "Sende başka bir tane daha mı var?"

Aslında cehennem gibi bir tane daha vardı. Ejderhalar nadir hayvanlardı ve Altın Ejderler daha da nadirdi. Bir tanesi on bin yılda bir doğarsa bile iyi sayılırdı fakat Gu Jianshen yalan söyledi ve "Evet." dedi.

Shen Qingxian ses çıkarmadı.

Gu Jianshen onu şevklendirmek için elinden gelenin en iyisini denedi. "Xiao Jin'den bile daha parlak ve vücudu daha güzel. Gözbebekleri kırmızı ve irisi altın renginde."

Bu çok heyecan vericiydi!

Shen Qingxian ona gülümsedi.

Onun bu tatlı gülümsemesini görünce Gu Jianshen kötü hissetti.

"Majesteleri." Shen Qingxian ona yaklaştı, sesi çok yumuşaktı.

Gu Jianshen'in kalbi zıpladı.

Shen Qingxian onun dudaklarına baktı ve konuştu, "Görev benden Altın Ejder istememi söylemesine rağmen bir tane mi iki tane mi olacağını söylemedi bu yüzden..."

Gu Jianshen anladı... ikisini de istiyordu.

Ve şu an bunun için onurunu feda etmekte tereddüt dahi etmedi!

Kargaşa içinde olana kadar kalbi çoktan sıkışmıştı ancak neyseki Gu Jianshen kendini sakinleştirdi. "Birini bana bırakmalısın. Eğer gelecekte buna benzer bir görev daha olursa ikisini de şimdi sana verirsem imkansız hale gelmez mi?"

Want to Ascend? Then Fall in Love 想飞升就谈恋爱 (BL)Where stories live. Discover now