Want to Ascend? Then Fall in Love 想飞升就谈恋爱 (BL)

BÖLÜM 15-GU JİANSHEN'İN KALBİ GIDIKLANIYORDU

Tabii ki Shen Qingxian, yeşim parşömendeki talimatlar için buradaydı.

Kulağa komik gelse de, beş basamak daha Göksel Merdivende ortaya çıkmıştı; bu, şüphesiz başarılı olduğu anlamına geliyordu.

Yol buydu ve birinin efsun geliştirmeye odaklanması gerekiyordu.

Bu her zaman Göksel Dao'nun yolu olmuştu.

Tabii ki Shen Qingxian, bunun hakkında Gu Jianshen ile konuşacak değildi.

Gu Jianshen, şimdiye kadar çok iyi rol yapmıştı bunun sebebi Shen Qingxian'ı yenemeyecek olmasıydı. Ancak eğer oynadığı bu rolün, Göksel Merdivenin onarılmasındaki önemini bilseydi; Gu Jianshen'in ne tür belalara yol açacağını kim bilebilirdi?

Shen Qingxian, zayıf noktasını öylece Gu Jianshen'in ellerine geçmesine izin veremezdi.

Gu Jianshen'in düşünceleri ise onunkine oldukça yakındı fakat tabii ki ağzından çıkan sözler derin duygularla doluydu. "Seni ziyafette gördüğüm andan beri rüyalar görüyorum. Shishu'yu tekrar görmenin hasretini çektim ve şans eseri Batan Ay'ın Gizli Toprakları'na geldiğini fark ettim bu yüzden seni takip ettim."

*Hatırlatma: Bölüm 7'de Shen Qingxian, şekere yok etme büyüsü yaptığı zaman uzaklardan birinin dikkatini çektiğini okumuştuk.

Teknik olarak... Gu Jianshen, Batan Ay'ın Gizli Toprakları'na Shen Qingxian'dan sonra girmişti. Yaptığı açıklamada yanlış bir şey gözükmüyordu.

Shen Qingxian, mevcut duruma göre hızlı ve etkili bir cevap verdi. "Su Yu, dağdan eğitim için inmek istedi ve benim de yapacak bir şeyim yoktu ve etrafta dolaşıp bugünkü efsuncuların nasıl pratik yaptıklarını da görebilirim diye düşündüm."

Gu Jianshen konuştu: "Anlıyorum."

Shen Qingxian kibarca devam etti: "Ben, bu isteğimin Majestelerini rahatsız edebileceğini beklemiyordum."

Gu Jianshen, "Nasıl böyle dersin? Shishu ile burada buluşmak Jianshen için büyük bir onurdur."

Shen Qingxian hafifçe gülümsedi ama kalbinden bir heh heh sesi çıkardı.

İkisi de birbirlerinin sorularını cevaplamıştı ve ikisinin de burada olmak için iyi nedenleri var gibi görünüyordu fakat gerçekte... ikisi de tam olarak aynı şeyi düşünüyordu: Shen Qingxian / Gu Jianshen gerçekte ne yapmak istiyor?

Yeşim parşömen kollarını havaya kaldırdı ve bağırdı: Seni yapmak istiyor ah!

...tamam, sadece içimden söylemeye cesaret edebiliyorum QAQ!

Eğer böyle sohbet etmeye devam ederlerse bu, tekerleklerin boş ve işe yaramaz gıcırtılarından başka bir şey olmazdı. Shen Qingxian bir geceyi daha harcamak istemiyordu ve konuştu. "Uyu."

Gu Jianshen, onun kelebek benzeri kirpiklerine baktı ve yumuşakça konuştu. "Tamam."

Bu sefer ikisi de gerçekten, kimin önce kimin sonra uykuya dalacağı tartışmasına girmediler.

Sonuçta onların uykusu diğer herkesten farklıydı.

Uykuya dalsalar bile ilahi bilinçleri* uyanık kalırdı. Rüzgarın çimenlerde yarattığı hışırtıyı duydukları an bile hemen uyanırlardı. Uyurken diğer kişinin kendisine yapacağı haince bir saldırı hakkında endişelenmelerine gerek yoktu.

*Shen Qingxian'ın İlahi Bilinci diye bir gücü vardı burda bahsedilen o değil, daha çok bilinçlerinin bir parçasını açık bıraktıklarını düşünebilirsiniz.